Afgan göçmen hakikatini sahada aramak
Türkiye’de yükselen göçmen karşıtlığını tetikleyen ve belki de dozajını arttıran en önemli konu, aniden görünür olmaya başlayan Afgan göçmenler oldu.
Amerika’nın çekilmesi, Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesi bir anda gözleri Afgan göçmenlere çevirdi. Ülkeye bir Afgan göç dalgasının yaşandığını düşündüler.
Sosyal medyada yayılan görüntülerde, yüzlerce genç erkek Afgan göçmenin “elini kolunu sallayarak” ülkeye girdiği, sokaklarda dolaştığı görülüyordu.
Bir de üstüne kadınları taciz eden, kavga, şiddet olaylarına karışan Afgan haberleri çıkınca tepki, öfkeye dönüştü.
İnsanlar haklı olarak korktu, kaygı duydu, tepki gösterdi ve gerçeği anlamak için çaba gösterdi.
Ancak öylesine büyük bir bilgi kirliliği vardı ki, gerçekler yalanlara karıştı, söylenenlerin hangisi doğru, anlamak mümkün olmadı.
Tüm bu tepkilerin odağındaki Afganların Van’dan ülkeye girdiği, oradan Türkiye’ye yayıldığı anlaşılıyordu.
Bu durumda Van’a gelmek, burada hakikatin ne olduğunu anlamanın daha doğru olacağını düşündüm.
Sınırdın sıfır noktasına gelerek, oradan itibaren Afgan göçmen konusunu sahada, bizzat adı geçen yerlerde anlamaya çalıştım.
Resmi yetkililere görüşmekle kalmadım.
Van’da yaşayanlar, her milletten göçmen, yerel gazeteciler, sivil toplum örgütleriyle de görüştüm.
Bu konuda hazırlanmış raporları, analizleri, makaleleri okudum.
Meslektaşlarımın daha önce yaptığı çalışmaları izledim.
Görüştüğüm kişileri, gittiğim yerleri görüntüledim, fotoğraflarını çektim.
Ortaya oldukça kapsamlı bir çalışma çıktı.
Yayın yönetmenimiz Yavuz Barlas bu çalışmayı görseller, haritalar, videolar eşliğinde ayrı bir yöntemle değerlendirmeye karar verdi.
Böylece konunun bir köşe yazısına sıkışıp kalmamasını, teknik imkanlar ve farklı tasarımlarla daha fazla okunmasını sağladı.
Bu nedenle birkaç gün sürecek “yeni nesil” bir yazı dizisi geleneği başlatmış olduk.
Bunun ilk bölümünü bugün sunuyoruz.
Yazı dizisinin ilk bölümüne, fotoğraflara, videolara ve haritalara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
İyi okumalar.