Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Abdülkadir Selvi köşesinden duyurdu. AK Parti MYK’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afgan yönetimi kabul ederse Türkiye’deki Afgan göçmenlerin tamamını geri göndermek istediklerini söylemiş.

        Türkiye’deki 300 bin Afgan için böyle bir plan varmış.

        Doğrusu bununla ilgili kimseyle görüşmedim

        Ancak bu niyetin doğru olduğunu kabul edelim, peki bunu gerçekleştirmek mümkün mü?

        AFGAN GÖÇMEN SAYISI KAÇ?

        Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce Türkiye’deki kayıtlı veya kaçak olarak toplam 300 bin Afgan göçmen olduğunu açıkladı.

        Muhalefet ise bu rakamın 1.5 milyon olduğunu iddia ediyor.

        İki rakam konusunda da bir tereddüt var.

        Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün resmi sitesindeki rakamlar bu tereddüdü yaratıyor.

        Çünkü bu sitedeki rakamlara göre, 2017’de 45 bin, 2018’de 100 bin, 2019’da 201 bin, 2020’de 50 bin düzensiz Afgan göçmen yakalandı. Bu yıl da yaklaşık 10 bin kişi. Yani toplamda yaklaşık 400 bin Afgan göçmen yakalandı.

        Bu rakama yakalanmadan ülkeye giren ve Anadolu’ya dağılan Afganlar dahil değil. Bu konuda yapılacak her türlü tahmin yanıltıcı olabilir. Ancak azımsanacak bir rakam olmadığı kesin.

        400 bin Afgan'dan kaçı geri gönderildi, bu rakamı öğrenemedik Göç İdaresi’nden. Fakat genel istatistik %10-20 arası göçmen iade edilebiliyor.

        REKLAM

        Bu durumda 300 bin rakamı biraz eksik kalıyor.

        Aslında hükümet sıkı bir çalışmayla ülkedeki kaçak göçmenleri kayıt altına alıp, tespit edebilir. Ancak bunu neden hala yapmadı anlamış değilim.

        AFGANLAR İADE EDİLEBİLİR Mİ?

        Afgan bir göçmenin gönderilmesi için şu anda kadar uygulanan prosedür şöyle:

        Yakalanan bir Afgan için Büyükelçiliğe başvuruluyor. Oradan gelen heyet bu kişinin Afgan olduğunu tespit ettiğinde ve bu kişi Afganistan’a dönmek istediğini söylediğinde bir seyahat belgesi düzenliyor.

        Ve hava yoluyla ülkesine ancak böyle gönderilebiliyor.

        Afgan göçmen "Orada can güvenliğim yok, dönmek istemiyorum" derse bu kişi için seyahat belgesi düzenlenemiyor ve ülkesine gönderilemiyor.

        Türkiye’nin Afgan hükümetiyle anlaşması yetmiyor yani. Buradaki göçmenin de kendi iradesiyle dönmeyi kabul etmesi gerek.

        Dolayısı ile bir göçmen ülkeye giriş yapmışsa, kayda geçmişse kanunlara ve uluslararası hukuka göre öyle kolay kolay gönderemezsiniz.

        Muhalefetin Suriyelileri ve şimdi de iktidarın Afganları ülkelerine geri gönderme beyanlarını ya da isteklerini biraz siyasi bir retorik olarak görmek gerek.

        Bu insanları zorla geri göndermeye kalkmak bir kere insani olarak yanlış, hukuka aykırı ve sosyolojiye ters bir durum.

        6 milyon Suriyeliyi ya da 300 Bin Afgan'ı zorla, halen kaos ve kargaşa yaşayan ülkelerine geri göndermeye kalktığınızda bir dirençle karşılaşırsınız. Dünyada da tepkiyle karşılaşırsınız. Bunun sonuçları şu andaki durumdan daha zararlı olur.

        Gerçekçi olmak gerekirse, bir göçmen için güvenlik ve ekonomik durum düzelmeden ülkesine dönmesini beklemek hayali olur.

        AFGAN GÖÇMEN GİRİŞİ AZALDI

        Bu arada dün Van’da görüştüğüm yetkililer Afganistan’daki krize rağmen sınırdan geçmeye çalışan Afgan göçmen sayısında bir artış olmadığı gibi kısmi bir azalma da olduğunu söylüyorlar.

        Türkiye’nin İran-Van sınırında aldığı sıkı önlemler, İran’ın Afganistan sınırını kapatması ve Afgan göçmenlerin artık Türkiye’ye geçişlerin zor olduğunu kulaktan kulağa yayması sanırım bunda etkili oldu.

        Boğaziçi Üniversitesi'nin yaşattığı burukluk

        Boğaziçi Üniversitesi'nin yaşattığı burukluk
        0:00 / 0:00

        Kızım dün Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun oldu. Benim gibi yüzlerce aile bu mutlu günü çocuklarımızla paylaşmak için üniversiteye gittik.

        Okul yönetimi bir süredir yaşadığı gerginlikler ve sorunlar yüzünden birtakım tedbirler almış.

        Aileleri tören alanına sokmadı.

        Öğrenciler kendi başlarına tören yaptılar, diplomalarını hocalarının elinden aldılar.

        Biz ise Güney Kampüsü denen yerde bekledik. Tören bittikten sonra öğrenciler yanımıza geldi ve orada ancak bir hatıra fotoğrafı çektirebildik.

        Veliler de, öğrenciler de bu hatalı karara tepki gösterdi.

        Düşünsenize 5 yıldır gece gündüz çalışıp mezun olan çocuklarımız, bu en mutlu anda, törenlerde ailelerini göremedi, diplomalarını alırken birlikte gurur yaşayamadılar.

        Neden?

        Çünkü üniversite yönetimi uzun süredir içinde bulundukları gergin durum nedeniyle, yeni tartışmalar, gerginlikler yaşamasın diye bu kararı almış.

        Sorun çıkartmak isteyen veliler olsa, Güney Kampüsü’nde de çıkartırdı. Ama kimse böyle bir şey yapmadı.

        Sorun pandemi de olamaz. Öğrencilerin diplomalarını aldıkları yer büyük tribünleri olan ve herkesin mesafeye dikkat ederek rahatlıkla sığacağı bir alandı. Orada nasıl bir sorun yaşanabilirdi ki?

        Buruk, tatsız, tuzsuz bir tören oldu.

        REKLAM

        Bunca yıl çocuğumuzun mezuniyetini bekledik ve sonunda bize uygun görülen bu tören şekli nedeniyle okul yönetimine teessüflerimizi ilettik.

        BU GERGİNLİK NEDEN UZUYOR?

        Melih Bulu’nun rektör atanmasından bu yana okulda gerginlik bitmiyor. O gitti, yerine üniversitede çok uzun yıllardır hocalık yapan Prof. Mehmet Naci İnci rektör olarak atandı.

        Ancak yine bitmedi gerginlik. Hocalar şimdi de bu rektöre karşı direnç gösteriyor, öğrenciler protestolar düzenliyor.

        Ama bu kadarı da fazla!

        Okulun kendi yetiştirdiği hocasına, sırf daha önceki rektöre destek oldu diye, “Onu da istemiyoruz” demek biraz kantarın topuzunu kaçırmak demektir.

        Melih Bulu’dan önce Naci İnci atansaydı hiçbir sorun olmazdı diyen hocalar ve öğrenciler şimdi aynı hocaya tepki gösteriyor. Bu olmaz artık.

        Hükümet, önceki atmasına karşı gösterilen tepkiler nedeniyle bir anlamda geri adım atmış oldu aslında.

        Ancak nedense Boğaziçi’nde yüzlerce hoca içinden bir grup, illa kendi dedikleri olacak diye gerginliği bitirmiyor.

        Şahsen bir veli olarak bana ve kızıma yaşatılan bu buruk tören nedeniyle üniversite yönetimini ve gerginliğin bitmesine izin vermeyen hocaları protesto ediyorum.

        Diğer Yazılar