Felaketin gerisini görmek
Haberciliğin sıcak anları sona erdiğinde, her şey bitti sanılıyor. Bozkurt’ta selin vurduğu ilk hafta tüm kameralar buraya çevriliydi.
Sonra Afganistan krizi yüzünden ilgi başka yere kaydı.
İlçeye geldiğimde Ajanslardan başka hiçbir gazeteci yoktu.
Oysa felaketin etkileri hala devam ediyordu burada.
İnsanların evsiz yurtsuz yaşamları, sokaklarda ağır enkazların kaldırılması, çamur içinde yaşam ve on binden fazla insanın gece gündüz emek verdiği bir çalışa sürüyordu burada.
Denizin kenarında kayıp yakınını bekleyenlerin halini merak eden yok.
Kimse bir aydır evinden uzakta, burada çadırlarda kalan Muğlalı ormancıların varlığından haberdar değil.
Binlerce mil uzunluktaki sahilde cenaze arayan dalgıçların çalışmaları da bilinmiyor.
Milyonlarca ton çamur, moloz nasıl temizleniyor?
Bu insanlara ev nasıl yapılacak?
Bu ilçe ne olacak?
Dere yatağı böyle mi kalacak?
Halkın mağduriyeti var mı?
İhmal var mı?
Felaketin gerisini takip etmek, bu sorulara da cevap aramak demek işte.
Bu yüz yılın felaketini yaşayan Bozkurt’a bir ay sonra gittim.
Kimse yokken, yaşananları anlamak ve sizlere aktarmak istedim.
Bu konudaki detaylı yazıma, video ve fotoğraflara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.