Muhalefetin büyük stratejik hatası
Bugün "İktidar karşısında muhalefetin bir araya gelme çabalarından aklımızda kalan en belirgin ortak nokta nedir?" desek, hepimiz parlamenter sisteme geçiş deriz sanırım.
Bir de iktidarın ne kadar kötü durumda olduğunu anlatan cümleler.
İktidardan şikayet eden milletin aklında bu iki şey yer etti…
MUHALEFETİN TAKILDIĞI ÜÇ KONU
Muhalefet sözcüleri tüm televizyon programlarında üç şeyi konuşmak durumda kalıyor:
1. Adayları kim olacak?
2. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme nasıl geçecekler?
3. İktidarın hataları
Bunlar haricinde ülkeyi nasıl yöneteceklerini anlattıkları kısımlar zayıf kalıyor.
Anlattıkları konular içinde durum pek parlak değil.
Aday konusu belirsiz... Adayı nasıl belirleyecekleri dahi net değil.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemden kasıt nedir anlaşılmadı. Hele hele bu sisteme nasıl geçecekler o da karmaşık ve gerçekleşmesi imkansız gibi. Dolayısı ile anlatması da çok zor.
İktidarın hatalarını iyi anlattılar, izleyen herkese ezberlettiler!
Peki tüm bunlar seçmenin iktidarı bırakıp onları tercih etmesine yeter mi?
Hayır.
PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ KAOSU
Muhalefet temsilcileriyle katıldığım tüm televizyon programlarında ve özel görüşmelerimizde Cumhurbaşkanlığı sisteminden, parlamenter sisteme geçişi nasıl gerçekleştireceklerini, sürecin nasıl olacağını soruyorum. Gerçekten anlamak için.
Lakin anlamakta çok zorlandığımız bir tablo çıkıyor karşımıza. Hatta kaotik bir tablo.
Anlatırken anlayamadığımız bir şeyi nasıl gerçekleştirecekler kimse bilmiyor.
BÜYÜK STRATEJİK HATA
Muhalefetin ana stratejisini parlamenter sisteme geçiş üzerine kurgulaması sanırım yaptığı en büyük stratejik hata oldu.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemin kötü olduğundan değil, oraya geçiş sürecinin çok karmaşık, çok zor ve tüm muhalefetin ittifak etmesi imkansız bir süreç olduğu için hatalı bir stratejiydi. Bir de buna seçmene anlatmamanın zorluğunu ekleyin.
Ülkenin içinde bulunduğu sorunların ana kaynağı olarak tek başına mevcut başkanlık sistemini görmek doğru bir tespit değil aslında.
Parlamenter sistemde de AK Parti iktidarının icraatlarından şikayetçiydi muhalefet. Başkanlık sistemi yanlış giden yönetim biçimini belki hızlandırdı, sorunları kronikleştirdi ya da arttırdı. Ancak ana sorun sistemden değil, sistemi yöneten zihnin değişiminden kaynaklanıyor.
Eğer AK Parti bu sistemde denge ve denetim mekanizmalarını iyi kurgulasaydı, yönetimde ehliyet ve liyakati önceleseydi, yargı sistemini adilce çalıştırsaydı o zaman sistemden şikayet etmeyecekti kimse.
Demek ki sistemden çok, onu işleten siyasi iradenin tutumunda aramak lazım asıl sorunu.
MUHALEFET STRATEJİ DEĞİŞTİRSE NE OLUR?
Bu durumda muhalefetin şöyle yaptığını düşünelim:
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin eksik ve yanlışlarını tespit edip, bunu düzelterek ideal bir sistem kuracaklarını vadetseydi ne olurdu?
Şikayet ettikleri konular tek adam yönetimi, yasama, yürütme ve yargı erklerinin güç dengesinin iktidar lehine bozulması, bürokrasinin hantallaşması, yozlaşması, yargı sisteminin siyasallaşması, denetleme ve hesap verilebilirliğin ortadan kalkması…
Muhalefet kendilerinin bile henüz tam olarak nasıl yapacaklarını bilmedikleri parlamenter sisteme geçiş yerine, mevcut sistemi revize edip, ideal bir yapıya dönüştürme vaadi daha kolay anlatılır ve anlaşılır bir strateji olurdu.
Sonra iktidara geldiklerinde isterlerse parlamenter sisteme geçiş yapabilirler. Belki referanduma, yeniden seçime gerek kalmadan bile olurdu. Zira AK Parti’nin mevcut % 51 oy barajı yerine, eskiden olduğu gibi daha düşük oy oranıyla iktidara gelme şansını reddedeceğini sanmıyorum.
Acaba bu aşamadan sonra muhalefet cephesi bir strateji değişikliği yapsa durum değişir mi?
Yani "güçlendirilmiş parlamenter sistem" yerine, "düzeltilmiş başkanlık sistemi" önerisinde bulunsalar ne olur?
Radikal bir strateji değişimi ama mevcuttan daha iyi bir strateji bana göre.
