"Muhalefete güven yok" rehaveti
AK Parti içinde, “Allah’tan muhalefete güven yok, çözerse AK Parti çözer diyor millet” diyen çok kişiye denk geldim.
Yani aslında partinin durumunun iyi olmadığını biliyorlar ama muhalefetin kötü durumda olmasından dolayı rahatlar.
İşin doğrusu son bir aya kadar anketlerde hep böyle çıkıyordu.
Ben de sahada bir süre önce benzer şeyler gördüm.
Ancak bunlar bir süre önceydi.
Seçmenin bir kısmı AK Parti’den koptu ama henüz hangi muhalefet partisine oy vereceğini bilmiyor sadece.
Buna sevinilir mi?
Gri alana geçen seçmenin geri dönmesi için, kopma gerekçesinin ortadan kalkması gerek. Gerekçelerin de listesi uzun.
Yine de henüz muhalefete geçmedi diye seviniyorlar.
Bunun nasıl tehlikeli bir rehavet yarattığını, nasıl bir tuzak olduğunu göremiyor AK Parti yönetimi.
İşin daha vahimi, vatandaşın çok hızlı bir şekilde değiştiğini, son zamlarla birlikte artık iyice safların netleşmeye başladığını görmüyorlar.
Siyasette ana belirleyici unsurun ekonomi olduğunu, mutfak olduğunu, milletin cüzdanı olduğunu bilmeyen yok.
Yağmur gibi zamların yağdığı, dövizin akılalmaz hızla yükseldiği ortamda, "Muhalefet milletin tam güvenini kazanmadı" diye rehavete kapılmak büyük yanılgı.
"Böyle giderse, kim olursa olsun başka bir partiye oy vereceğim" diyen AK Partilileri bile kulaklarımla duydum.
Aralık ayında yapılacak saha araştırmaları ve anketlerin çok farklı bir tablo çıkarmasına şaşırmamak gerek. Ekim ve Kasım aylarında ekonomik krizin ağır tokadını tam hissetti vatandaş.
İşin kötü tarafı, bunların daha iyi günlerimiz olduğunu söylüyor ekonomistler.
Rahmetli Demirel’in, “Tencerenin devirmeyeceği hükümet yoktur” sözünü unutmayalım.
Siyaset rehaveti asla affetmez.