Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Siyasi partiler belirli bant aralıklarına sıkıştırlar.

        Uzun zamandır söylediğim “siyaset tıkandı” fikrimin, anketlere yansıyan şeklidir bu.

        Tek bir anketi değil de anketlerin toplamına bakacak olursanız şöyle sonuçlar çıkarmamız yanlış olmaz sanırım.

        AK Parti:

        30-35 bandına sıkıştı. Seçmen bir zamanlar % 50 oy verdiği AK Parti’yi %30’un altına düşürmüyor, %35’in de üstüne çıkarmıyor. Ne tüketiyor tamamen ne de iktidar olma umudu veriyor. Kopan %20’lik kitlenin dönmesi için kopma nedenlerinin ortadan kalkması gerek. %30’luk kitlenin de şikayetleri var ama hala bir umut düzeleceğini düşünüyor. AK Parti de buna cevap vermiyor.

        CHP:

        %20-25 bandına sıkıştı. Herkesin dilinde olan "%25’i aşamıyor" eleştirisi neredeyse tüm anketlerde görülüyor aslında. Yine de tüm zamlara, ekonomik krize, yönetim sorunlarına rağmen bir iki puanlık kıpırdama olsa da CHP’yi umut haline getirecek bir ilerleme yok.

        CHP umutsuz bir bant aralığına sıkıştı kaldı. Buradan çıkacak bir hamlesi, politik davranışı bekleniyor.

        İYİ PARTİ:

        %10-15 bandına sıkıştı. Muhalefet partileri içinde istikrarlı yükseliş gösteren yegane partiyken, beklenilen atağı, sıçramayı ve sıkıştığı bant aralığından çıkacak politikaları üretemedi.

        Son birkaç aydır, hem siyasi olarak hem iletişim olarak hem de oy olarak düşüş gösteriyor.

        Parti içi çekişmeler, gaflar, hakaretler, kararsız siyasi duruşlar İYİ Parti’yi bu bant aralığına sıkıştırdı. CHP tabanından mı, AK Parti/MHP tabanından mı oy alacak buna bir türlü karar veremedi.

        GELECEK, DEVA, SAADET, YENİDEN REFAH:

        %1-2.5 bandına sıkıştılar. Muhafazakar siyaset yapan bu partiler marka değeri olarak etkili gözükse de, seçmen nezdinde % 2.5 değer biçiliyor. Bu partilerin en büyük handikapları birbirinden ayrı olmaları. Neden ayrı oldukları, neden birbiriyle uğraştıklarını seçmene anlatamıyorlar. Çünkü mantıklı bir gerekçeleri yok.

        SEÇMEN EZBER BOZAN BİR HAREKET BEKLİYOR

        Bu bant aralıklarına sıkışan muhalefet partilerinin söylemleri, eleştirileri, iş tutuş şekilleri neredeyse birbiriyle aynı. Sürekli olarak AK Parti’nin ne kadar kötü olduğunu anlatarak bunu seçmene ezberlettiler. Ancak kendilerinin ne yapacaklarını anlatabilmiş değiller.

        AK Parti ise kendisinden beklenen fabrika ayarlarına dönüş işaretini bir türlü veremedi. Daha da kötüye gideceğine dair sinyaller veriyor hatta. Hükümet etme sorunu gittikçe daha da artıyor, deneme yanılma haricinde politika üretemiyor.

        EZBER BOZAN SİYASET YAPAN KAZANIR

        Netice itibariyle bu sıkışmışlıktan ancak ezber bozan bir hamle yapan siyasi parti çıkabilir.

        Farkındalık yaratacak, herkesi şaşırtacak, umut olduğunu gösterecek bir ezber bozma hamlesi...

        "Bu nedir?" diye soracak olursanız somut örnek veremem. Ancak herkesin birbirine benzediği bir ortamda, ötekilerden farklılaşan parti dikkat çeker. Farklı yanı seçmen tarafından tutulursa sıkıştığı bant aralığından çıkar.

        CHP'nin iletişim dili doğru mu?

        CHP'nin iletişim dili doğru mu?
        0:00 / 0:00

        Bir gazeteci olarak biri bana, bir siyasinin karıştığı yolsuzluk belgesi getirse bunu yayınlamak için tüm detayları araştırır, kılı kırk yarardım. Sonra bu belgenin gerçek olduğuna karar verirsem en yüksek etkiyi yaratacak iletişim planlaması yapardım.

        Düşünün ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yolsuzluk olayında ıslak imzalı yazısı var deniyorsa, bu çok büyük bir iddiadır.

        Kılıçdaroğlu böyle bir belge yakalamışsa ve bunun gerçek olduğunu araştırıp kanaat getirmişse böyle bir iletişim şekli mi seçmeliydi?

        Bir odaya koyduğu bilgisayardan çektiği video ile, Twitter'dan, belgenin ucunu göstererek işin detaylarını açıklamayarak, Erdoğan imzasıyla 6 milyar TL 'beşli çeteye' haksız yere verildi diyerek…

        Peki bu belgelerle iddia ettiği yolsuzluk dosyasını açıklamaya, belgeleri kamuoyu ile paylaşmaya devam etti mi? Hayır. Bunu yargıya taşıdı mı? Hayır.

        Üslup olarak sosyal medya dilini kullanmak, yarı alaycı, yarı makara yapar gibi bir üslupla yapılan bu açıklama sosyal medyada ilgi gördü de büyük seçmen kitlesini etkiledi mi?

        Bence hayır.

        Bir de şöyle düşünün: Bu belgelerle birlikte büyük bir basın toplantısı düzenlese, yanına hukukçu siyasetçileri alsa, ciddi bir tarzda, devlet ciddiyetiyle konuyu açıklasa, belgelerin kopyasını basına dağıtsa, her türlü soruyu alsa sonra da yargıya başvursa, nasıl bir etki yaratırdı?

        Neticede ülkenin Cumhurbaşkanı’nı yolsuzlukla suçluyorsunuz, bu çok ciddi bir konudur.

        Sosyal medya fenomeni üslubuyla yapılacak her türlü açıklama çok 'like' alır ama inandırıcı olup çok oy almaz.

        Ben Ulaştırma Bakanı’nın açıklamaları ve sonrasında Kılıçdaroğlu ve CHP’den gelen açıklamalara baktığımda, ortada bir yanlışın, bir tutarsızlığın olduğunu, Kılıçdaroğlu’nun yanıltılmış olabileceğini düşünüyorum.

        TROL LİSTESİ

        Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı önemli dosyalardan biri de AK Parti’nin kurduğunu iddia ettiği “trol ordusu” listesiydi.

        Yine Twitter üzerinden, yine fenomen diliyle yapılan bu açıklamada, uzmanlar tarafından yapıldığı söylenen bir çalışmayı gösterdi. Sonra da siyaseti dizayn etmeye kalktığı söylenen bir ekibin trol ordusunda yönetici olduğunu söylediği isimlerden birkaçını açıkladı.

        Orada açıklanan sosyal medya hesaplarından bazıları benim aleyhime de linç kampanyası yapan isimlerdi.

        Doğrusu gerçeğin ortaya çıkmasını ben de çok istiyorum.

        Kılıçdaroğlu’nun "Hazine’den para ödeniyor" dediği bu isimleri, bu çalışmayı daha güçlü ve daha ciddi bir şekilde kamuoyuna tanıtmasını beklerdim. Ardından da konuyu yargıya taşımasını isterdim.

        Bizim vergilerimizle beslenen, bize hakaret eden kim varsa hesap sorulsun isterim.

        Ancak burada da istenilen güçte, etkide ve yöntemde bir iletişim tarzı seçmedi Kılıçdaroğlu.

        Bu yüzden etkisi de az oluyor.

        Sosyal medya fenomeni gibi davranmayı bırakmalı Kılıçdaroğlu. Seçmen bu tür davranışları ciddi bulmaz ve itibar etmez.

        Diğer Yazılar