Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Avrupalı ve Amerikalı aydınlar medeniyetlerinin çökmek üzere olduğunu söylüyorlardı uzun süredir.

        Fikir, insani değer, siyaset üretemeyen ve dünyada etkili olmayan Batı hızlı bir çözülme içindeydi.

        NATO bile dağılmak üzereydi. Macron’un deyimiyle "beyin ölümü" de gerçekleşmişti.

        Kendi aralarında kavga eden, ayrışan, içe kapanan, gittikçe etkisizleşen bir Avrupa aradığı can suyunu Putin’in Ukrayna’ya saldırmasıyla buldu.

        Birden canlandı, sahip olduğu finansal, teknolojik, politik gücün farkına vardı. Bunun ötesinde, yeniden bir araya gelmeyi, yeniden dünya sahnesinde etkin olmayı keşfetti.

        Özellikle İngiltere eski gücünü göstermek ister gibi, en önde Rusya’ya karşı askeri olmayan bir savaşa öncülük ediyor.

        Ukrayna, onlar için devletlerine canlanma, halklarına Avrupalı ruhu, ittifaklarına yapıştırıcı etki yaptı.

        GÜVENLİKÇİ BAKIŞ AÇISI ÖNE ÇIKTI

        Avrupa ve Amerika’daki bu canlanmanın bir tehlikeli tarafı ise güvenlikçi bakış açısının öne çıkması oldu. Düşünün ki Almanya bile 100 milyar euro silahlanmaya ayıracağını açıkladı.

        Bununla kalmayacaklar.

        Avrupa kendi ordusunu kuracak, her ülke silahlanmaya yönelecek, özgürlükleri göz ardı ederek militarize olacaktır.

        REKLAM

        Bu son derece tehlikeli bir durum.

        RUSYA'NIN MÜTTEFİKLERİNE DE SIRA GELEBİLİR

        Rusya finansal ve sosyal dünyadan izole edildi, ancak ekonomik olarak çöküntü yaşaması için de her şeyi yapacaklardır.

        Bu çökmenin sonunda Rusya’da iktidar değişimi ve ardından da tüm müttefiklerinde ciddi değişimler olabilir.

        Zira ABD ve AB bir araya geldiklerinde nasıl ürkütücü bir güçle bir ülkeyi izole edebileceklerini gördüler.

        Tüm finansal araçları, teknoloji merkezleri, sosyal alanları bir anda kapatıp bir ülkeyi koca dünyada bir adaya hapseder gibi, yalnızlaştırma yeteneği onlara güç verdi.

        AVRUPA’DAKİ TEHLİKELİ DALGA YÜKSELİŞİ

        Elbette bir ülkeyi haksız yere işgal eden her devlete bu yapılmalıdır. Ancak Afganistan, Irak, Somali’de açık işgaller gerçekleştiren ABD, Afrika’da askeri operasyonlar yapan Fransa, her gün Filistin topraklarını yutan ve sivilleri öldüren İsrail nedense bu statüde hiç görülmedi.

        Batı’nın kendinden olmayan ülkelere karşı ayrımcı, ırkçı tutumunu, yükselen gizli faşizmi, İslamifobia ve antisemitizmi de göz önüne alırsak, bu güvenlikçi ve militarist dalganın tehlikeli olduğunu sanırım daha iyi anlarız.

        İşte Putin Batı'ya can suyu verirken aynı zamanda tehlikeli bir dalganın yükselmesini de tetikledi.

        Ukrayna sınırındaki ırkçılık

        Ukrayna sınırındaki ırkçılık
        0:00 / 0:00

        "Ukraynalılar Iraklı, Suriyeli, Afgan mülteciler değil, bizden birileri, sarışın, mavi gözlü, beyazlar" diyen gazetecilerin bilinç altından ırkçı bir ruh çıkmıştı.

        Daha bunu tam tartışmadan bir de Ukrayna sınırından ayrımcı, ırkçı uygulamaların görüntüleri akmaya başladı.

        Ukrayna'dan kaçmaya çalışan yüzbinlerce insanın içinde burada yaşayan Türk, İranlı, Afrika ve başka ülke kökenli yabancılar da vardı.

        Avrupa tüm Ukraynalılara kapılarını açıp, yorgan döşek serip onları beklerken, adeta tek tek yabancı avına da çıktı.

        Ukrayna sınır polisi savaştan kaçmak isteyen çocuk, yaşlı sivil insanların sınırdan başka ülkelere geçmesine izin vermedi. Polonya, Romanya sınırında trenlerden, otobüslerden yabancı uyruklu olup Ukrayna’da yaşayan insanlar zorla indirildi. Arada kaçanlar da diğer ülkeler tarafından alınmadı.

        Bu resmen ayrımcılık, ırkçılıktır. İnsan hakları ve mülteci haklarına da aykırıdır.

        Şu anda sınırda o soğuğun altında, küçük çocuklar ve yaşlılar bekletiliyor.

        Ne geri gidebiliyorlar ne de Polonya, Romanya ya da başka ülkelere geçebiliyorlar.

        REKLAM

        Bunlar arasında Türkler de var. Bizim vatandaşlarımız Avrupa’ya mülteci olarak değil, kendi ülkemize gelmek için sınırı geçmek istiyor. Buna da izin verilmiyor. Umuyorum Dışişleri Bakanlığı bu ayrımcı ve aşağılayıcı tutumun farkındadır.

        Avrupa 500 bin Ukraynalıyı bağrına basarken, aralarından Avrupalı olmayan mültecileri ayırıp dışlaması tam bir faşizm ruhunun hortlamasıdır.

        Yukarıdaki yazıda bahsettim tehlikeli ırkçı ve militarist dalganın bir başka göstergesidir

        Diğer Yazılar