Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Recep Tayyip Erdoğan’ın klasik bir rotası vardı: Trabzon’a uçakla iner, oradan seçim otobüsüne biner ve Rize Güneysu’daki baba evine gidene kadar, her ilçede durup, küçük mitingler yapardı.

        Belki 20 yıldan fazla bir zamandır bunu her yıl yapıyor. Ben de birkaç yıl bu tura katılmıştım.

        Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun son Karadeniz turunu görünce aklıma bu geldi. Lakin Ekrem Bey Rize’den başlayıp Artvin’e gitti. Erdoğan’ın turunun tersi yani.

        Çünkü İmamoğlu Trabzonlu.

        CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞINI İLAN ETMİŞ OLDU

        İmamoğlu’nun bayramdaki bu turu doğal olarak büyük ses getirdi.

        Birçok ilçede durup vatandaşa konuşmalar yaptı.

        Onlara belediye çalışmalarını anlatmadı tabii.

        Bu turun amacına uygun olarak genel siyaset konuştu.

        İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığını pekiştirmedi bence, örtülü olarak ilan etmiş oldu.

        İktidar çevresi gezinin parasını, o gazetecilerin neden orada olduğunu, İETT otobüsünün neden tahsis edildiğini sorup durdu.

        Ekrem Bey’in hepsinin hukuki altyapısını hazırlamış olduğuna eminim.

        Hukuka uygun ama etik değerlere uygun mu?

        Orası Türk siyasetinin genel sorunu.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gezileri de aynı tartışmanın parçası olmadı mı?

        KILIÇDAROĞLU KIZMIŞTIR

        Ekrem Bey’in her ne kadar "Memleketime hemşerilerimle bayramlaşmaya da gitmeyeyim mi?" diye sorma hakkı olsa da, gidiş amacının ne olduğunu hepimiz biliyoruz.

        Sanırım Sayın Kılıçdaroğlu sinirinden ışıkları söndürüp karanlıkta oturmuştur gezi bitene kadar!

        Ben şahsen İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını garipsemiyorum.

        Hangi fani İstanbul seçimlerinde Erdoğan’ı karşısına alıp, 800 bin oy farkla eski Başbakan Binali Yıldırım’ı yener de Cumhurbaşkanlığını düşünmez?

        Şimdi dürüst olalım. Hepimiz bunu düşünürüz.

        İmamoğlu’nun da hakkıdır bunu düşünmek.

        Ancak bunu isterken partisini, Genel Başkanını karşısına alması iyi bir taktik mi?

        Bunu kendisi düşünmeli.

        Cumhurbaşkanlığını isterken uyguladığı yöntemler doğru mu?

        Bunu ben düşündüm, doğru değil.

        ASILDIKÇA İLGİ DÜŞÜYOR

        Fakat gözden kaçan bir şey var:

        İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığını istemesi yüzünden ne kadar çok siyasete asılıyorsa toplumdaki karşılığının o kadar azaldığını görebiliyor mu?

        Yapılan anketlerin çoğunda, “Kimi cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsunuz?” diye sorulduğunda önceki yıllarda yüksek puan alan İmamoğlu son anketlerde iyice düşmüş gözüküyor.

        Şuna eminim, Karadeniz turundan sonra biraz daha düşecek bu puan.

        Buna mukabil, "Akrabalarla bayramlaşmaya gidiyorum" diye, Beypazarı, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri turuna çıkmayan, neredeyse hiç polemiğe girmeyen Mansur Yavaş her geçen İmamoğlu ile arayı açıyor.

        Ben şahsen bu duruma şaşırmıyorum.

        Şaşırdığım şey, İmamoğlu’nun bu ilgi düşüşünü görememesi ve uyguladığı iletişim stratejisini değiştirmemesi.

        Neden toplumdaki karşılığı düşmesine rağmen, ısrarla aynı siyasi iletişim yöntemlerini uyguluyor?

        Sanırım klasik Karadenizli özgüveni olsa gerek.

        HERKES ERDOĞAN İLE KARŞILATIRIYOR

        Karadeniz turu, İmamoğlu’nun siyasi yürüyüşü içinde önemli bir dönüm noktası olacaktır.

        Benim yol güzergahını karşılaştırdığım gibi, şimdi herkes İmamoğlu’nu Tayyip Bey'le karşılaştırıyor.

        Muhalefet çevresi Erdoğan’a benzediği için kızıyor ona, iktidar çevresi ise Erdoğan’a benzemeye çalıştığı için alaycı ifadelerle yeriyor.

        Ekrem Bey'in bunları dikkate alacağını sanmıyorum.

        Lakin şunu söylemeliyim:

        Türkiye’de Erdoğan’ı kim taklit ettiyse siyaseten kaybetmiştir.

        Yine Türk siyasetinde hangi siyasetçi egosunu milletin gözüne soktuysa, millet ondan yüz çevirdi.

        Bu stratejiyle giderse ve İstanbul’la ilgilenmeyi ikinci planda tutmaya devam ederse, Ekrem Bey’in ilk seçimde Başkanlığı da kaybetmesi büyük ihtimal.

        OTOBÜSTEKİ KÖŞE YAZARLARI

        İmamoğlu’nun Karadeniz turu kadar konuşulan bir başka konu seçim otobüsündeki gazetecilerle çektirdiği fotoğraf oldu.

        Önemli köşe yazarlarının tüm gezi boyunca Ekrem Bey'e eşlik etmesi, herkesin dikkatini çekti.

        Davet ettiği köşe yazarları, İmamoğlu’nun bu gezideki amacına uygun olarak seçilmiş sanırım.

        Cumhurbaşkanlığını düşünen birinin İstanbul’daki belediye muhabirlerini davet etmesini beklemiyordunuz sanırım?

        Ancak kendi partisinden arkadaşları, muhalif yazarlar ve sevenlerinin davet edilen yazarlara yönelik eleştirileri oldukça sertti.

        Bunlara ne cevap verdi bilmiyorum.

        Ancak bu durumun da, yine yazar-siyasetçi ilişkisinde çok konuşulacak bir konu olacağını söylemeliyim.

        Diğer Yazılar