Kürt sorunu: Hizmet mi, söylem mi?
Gelecek Partisi bir süredir Kürt sorunu kapsamında çalıştaylar düzenliyor. Daha önce Van’da, şimdi de Diyarbakır’da yaptı bu çalışmayı.
11 Haziran’da Diyarbakır’da, Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla yaptıkları çalıştaya beni de davet ettiler.
Toplantıya çeşitli sivil toplum temsilcileri, yazarlar ve gazeteciler davet edilmişti. Herkesin görüşlerini dile getirmesi istendi.
Çoğu katılımcı oldukça eleştirel konuştu. Eleştirilerin bir kısmı da doğrudan Ahmet Davutoğlu’na yönelikti.
HİZMETLERİ GÖRMEYEN ELEŞTİRİLER
Çalıştaya gelirken Diyarbakır’da dolaşmış, şehrin yaşadığı pozitif değişimi, gelişmişliği ve güzel hizmetleri görmüştüm.
Vali ve kayyım Münir Karaloğlu ve ekibinin üç yıldır yaptığı başarılı çalışmalardı bunlar.
Bir Diyarbakırlı, “Doğrusu üç senedir adam gibi belediye hizmetleri almaya başladık” dedi bana.
Zaten gözle görülür bir değişim vardı ortada.
Toplantıdaki eleştirileri görünce, insanların aldıkları hizmetlere değil de, söyleme, siyasete daha fazla odaklandığını fark ettim. Haklı oldukları yerler vardı ama tümden her şeye "kötü" denmesini de adaletli bulmuyorum.
AK PARTİ KAZANDIKLARINI KAYBETTİ
Doğrusu Kürt sorunu konusunda AK Parti Cumhuriyet tarihi boyunca atılmamış adımları atmış, tabuları yıkmış büyük bir değişim yaşatmıştı.
Bunun karşılığı olarak, ilk on yılında Kürt bölgelerinde büyük oy patlamaları yaşamıştı.
Böylece HDP oylarında gerileme olmuş ve AK Parti Kürtlerin en çok temsil edildiği, haklarının savunulduğu parti haline gelmişti.
Çözüm sürecinin bitmesinden sonra bu oylarda düşüş başladıysa da hendek terörü nedeniyle yine toparlandı.
Aslında PKK’nın hendek terörü uyguladığı dönemlerde bölgede bulunduğum esnada PKK’ya, HDP’ye Kürtlerden büyük tepkinin olduğunu gördüm.
Eğer devlet tam o dönemde büyük bir kucaklaşma, helalleşme, bütünleşme çalışmaları yapsaydı, HDP de PKK da bölgeden silinebilirdi. O denli büyük tepki vardı.
Bu konuda çok yazı yazdım ve ekranlarda yorum yaptım. Ancak AK Parti önüne gelen bu fırsatı değerlendiremedi.
Sonrasında eski özgürlükçü bakış açısını kaybedip, güvenlikçi bakış açısına dönüştü. Böylece bölgede oyları düştü, HDP güçlendi.
İşin garip tarafına bakın ki, HDP ve PKK, hendek terörü nedeniyle şehirlerde yaşanan yıkımı AK Parti’nin boynuna yıktı.
SUÇLU AK PARTİ VE DAVUTOĞLU MU?
Hendek terörü esnasında PKK ve HDP içinde bile eleştirilerin olduğunu, yöntemin çok zarar verdiğini söyleyenler vardı. Ancak bir süre sonra suçlu olarak AK Parti, Erdoğan ve özellikle dönemin Başbakanı Davutoğlu ilan edildi. Yoğun propagandayla milletin aklını çelmeyi de başardılar.
Cumartesi günkü toplantıda bu propaganda cümleleriyle Davutoğlu’nun yüzüne karşı eleştirilerini dile getiren katılımcılar da vardı.
Oysa şehri işgal edilmiş bir devletin yapması gerekeni yapmıştı iktidar. O günlerde de güvenlik kuvvetlerine ve iktidara bölge halkının desteği de zirvedeydi.
AK Parti tüm kazanımlarını bana göre söylem değiştirerek kaybetmedi sadece. Ayrıca işgüzar yöneticilerin AK Parti’nin kanunlaştırdığı Kürtçenin serbestçe konuşulması ve kullanılmasına karşı tutumlarının da bunda etkisi büyük oldu.
Kürtçe tabelaları indirenler, Kürtçe şarkıları yasaklayanlar, dışlayıcı dil kullananlar, olaya yine güvenlik gözlüğünün arkasından bakanlar, aşırı milliyetçi dil yüzünden bugün AK Parti bölgedeki en düşük oy oranına sahip ola gerek.
GELECEK PARTİSİ’NİN MANİFESTOSU
Ahmet Davutoğlu toplantıda kendisine karşı yapılan tüm eleştirileri sabırla not aldı ve sonunda cevap verdi. Ancak o eleştirileri yönelten kişilerin ikna olduğunu sanmıyorum. Zira Davutoğlu bu açıklamaları daha önce de defalarca yaptı.
Kürt sorunu konusunda yapılan çalıştaylardan sonra on maddelik bir manifesto metni yayınladı Gelecek Partisi.
Maddeler arasında ana dilde eğitim hakkı başta olmak üzere, oldukça özgürlükçü ifadeler yer alıyor. Aslında çözüm süreci esnasında AK Parti adına Başbakan olarak da bunları ifade etmişti Davutoğlu.
Şimdi AK Parti’nin kaybettiği oyları bu özgürlükçü ve kuşatıcı manifesto ile partisine toplamaya çalışıyor.
En büyük engeli ise özel olarak kendisiyle uğraşan ve kara propaganda yapan HDP çevresi galiba.