Asıl bu alanlarda reform yapılabilir mi?
Türkiye’nin kapanmamış yaraları…
Oldukça iddialı ve çarpıcı bu cümleyi hem iktidar hem muhalefet sıklıkla kullanıyor.
Doğru bir tespit.
AK Parti geçmişte bu yaraları kapatmak için yoğun çaba sarf etti. Bir kısmını başardı, bir kısmı yarım kaldı, bazıları başarısızlıkla sonuçlandı.
CHP ve AK Parti şimdi başörtüsü kanunu ve Anayasa değişikliği konusunda birbirine karşılıklı çağrı yapıyor.
Hepimiz biliyoruz ki, bu Meclis’te, muhalefetin ve iktidar partilerinin bu yapısıyla ortak bir çalışma yapmaları mümkün değil. Birbirlerini suçlamaktan öteye geçemeyecekler.
Ayrıca teklif edilen konuların da şu anda toplumun acil ihtiyaçlarını karşılayacak konular olmadığını dün yazmıştım.
Ya siyasi rakibini sıkıştırmak ya da geçici de olsa seçmen üzerinde bir etki yaratmak için yapılmış çıkışlardı bunlar.
Oysa gerçekten toplumda bir karşılık bulmak isteniyorsa yapılacak daha ciddi reform alanları var.
GELİR DAĞILIMINI ADİL HALE GETİRECEK REFORM PAKETİ
Bugün en ciddi sorumunuz gelir dağılımındaki adaletsizliktir.
Zengin daha zengin, fakir de daha fakir olmaya hızla devam ediyor. Hele son ekonomik krizden sonra uçurum daha da derinleşti.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de halkın yüzde 40’ı gelirin sadece yüzde 16,5’ini alıyor. En zengin yüzde 20’lik grup ise gelirin yüzde 47,5’ini alıyor.
Tüm kötülüklerin, huzursuzlukların, kavgaların ve isyanlarına ana sebebi gelir dağılımındaki bu adaletsizliktir.
OECD ülkeleri içinde gelir adaletsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülkeyiz.
İşte reform yapılacaksa asıl bu tabloyu değiştirecek bir reform yapılmalı.
POLİTİZE EDİLEMEYECEK YARGI REFROMU
Gelir dağılımındaki adaletsizlikten sonraki en ciddi sorunumuz yargıdaki problemlerimizdir.
Son elli yılda iktidardan etkilenmeyen, politize olmayan yargı dönemi yok gibidir. Bugün insanlar yargının adalet dağıttığına inanmıyor artık.
Bu yüzden sosyal medya adaleti, mafyöz odaklar aracılığı ile hakkını arama yöntemleri ya da kendi çabasıyla adaleti sağlama girişimleri had safhaya ulaştı.
Hangi parti iktidara gelirse gelsin, politize olmayacak, adalet terazisi şaşmayacak, her bireye eşit adalet dağıtacak bir yargı reformu yapacaksanız, işte bu toplumda karşılığını bulur.
ETNİK KİMLİKLER REFORMU
AK Parti’nin Kürt sorununa dair açılımı yarım kaldı. Ancak sorunun büyük kısmını çözecek bir reform yapmayı da başarmıştı.
Bugün terörle işbirliği yaptığı iddia edilen HDP’nin % 10 oy almasına neden olan sebepler var. Bu sebepleri ortadan kaldıracak bir düzenlemeye ihtiyaç duyuluyor.
Şimdi buna yeni sorunlar eklendi. Artık Arapça konuşan 5 milyon farklı bir kimlik daha var. Buna diğerlerini eklemeliyiz. Bunların geçici olduğunu kimse düşünmesin.
Bu durumda etnik kimliklerin ülkede huzur içinde yaşamasını sağlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç var. Ne üniter yapımızdan vazgeçecek, ne toplumsal yapımızı bozacak, geleceği düşünerek bir reform yapılaması gerekir.
BÜROKRASİ, DENETİM VE DENGE MEKANİZMALARI
Bürokrasideki ehliyet ve liyakat sorunu, keyfi tutumlar, belli siyasi görüşlerde yoğunlaşma, yavaş işleyiş, torpil, yozlaşma ve hizmetlere eşit erişim gibi ciddi sorunlar devam ediyor.
AK Parti’nin bu sorunları çözecek Kamu Yönetimi Reform projesi de yarım kalan çalışmalarındandı.
Buna ek olarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra kurumlar arası denetim ve denge ayarı daha da bozuldu. Bunu gidermek için yapıldığı söylenen çalışmalar da sonuçsuz kaldı.
Ülkede yaşayan herkesi etkileyen bu durumu düzeltmek için köklü, geleceğe matuf reformlara ihtiyaç var.
Bu listeyi uzatabilirim. Ancak bunlar da yeterli.
Muhalefet ve iktidarın bu alanlarda yapacağı her reform çıkışları toplumda bir karşılık bulacaktır.
Bir de bunları deneyin.
