Ana muhalefet lideri ölümle tehdit edilirse!
“… her tülü operasyona başvurdular. Ve artık son aşamaya geldik. Silah ve suikast tehditleri... Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Be gafiller, be müptezeller, be namussuzlar siz mi beni korkutacaksınız. Size diz çökmektense ayakta ölmeyi tercih ederim. Hodri meydan, gelin görüşelim. Görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim. Bana bir şey olursa halkıma vasiyetimdir, o 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz…”
Başka bir ülkede ana muhalefet lideri böyle bir konuşma yapsa, ne düşünürüz?
O ülkede güvenliğin olmadığını, siyaset yapmanın mümkün olmadığını, bir kaosun yaşandığını düşünürüz değil mi?
Bizim için de aynı şey geçerlidir.
Ana muhalefet partisi liderinin silahla, suikastla tehdit edilmesi bir ülkenin en ciddi konularından biridir.
Öyle okunup geçilecek bir konu değildir.
İktidarın, güvenlik bürokrasinin, yargının da hemen harekete geçmesi gereken bir tehdit algısıdır bu.
NEDEN YARRGIYA BAŞVURMUYOR?
Kılıçdaroğlu, TV100 ekranında çıktığı esnada Sadat reklamının bant olarak yayınlanmasından sonra bu kanaate varmış değil.
Bunun daha büyük bir resmin bir parçası olduğunu iddia ediyor.
O zaman Sadat ya da kast ettiği kimlerse, kaynağını bildiği yerlerden suikast ve silah tehdidi almışsa, bunu en kısa zamanda savcılara ve güvenlik birimlerine bildirmesi gerekir.
İktidarın “emrinde” olduğunu iddia etse de, böyle bir tehdidin kayıtlara geçmesi ve iktidarı gerekeni yapması için bu başvuruları yapmalı.
TEHDİT VARSA HEPİMİZE YAPILMIŞTIR
Şahsen böyle bir tehdit varsa, gerçekten somut bilgiler bulunuyorsa Kılıçdaroğlu ile her türlü dayanışma içinde olmamız gerekir.
Zira bu tehdit bir muhalefet liderine değil sadece, aynı zamanda demokrasimize, yaşam hakkımıza, özgürlüğümüze ve siyasetin güvenliğine de bir tehdittir.
Hiç kimse böyle bir tehdit karşısında susamaz, seyirci de kalamaz.
Bu konular öyle konuşmanın coşkusuyla dile getirilecek meseleler değildir.
NEDEN BÜYÜK YANKI UYANDIRMIYOR?
Ana muhalefet lideri silah ve suikast tehdidi aldığını söylüyorsa ve bir de vasiyetini açıklıyorsa, büyük yankı uyandırması, gündemin alt üst olması gerekir.
Ancak konuşmadan sonra baktım böyle olmadı.
Çünkü bunun altını doldurması, hukuken gereğini yapması ve peşini de bırakmaması lazım.
Tehdit edenlerin isimleri, kimlikleri açıklanmalı ki gerçekten işin ciddiyeti anlaşılsın.
Kılıçdaroğlu’nun daha önce uğradığı fiziki saldırılar oldu. O saldırılardan sonra yargı üzerine düşeni tam olarak yapmadı. Siyasiler de bu şiddeti kınamadı.
Buna rağmen Kılıçdaroğlu kayıtlara geçmesi için yargıya başvurmalı.
Yok bu konuyu sadece retorik olarak söylemişse bunun ciddi bir güven kaybı olduğunu bilmesi gerekir.
GÜVENLİK BİRİMLERİ VE YARGI ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI
Bu arada güvenlik birimlerine, yargıya düşen görevler de var tabii ki.
Bence hemen Kılıçdaroğlu’nu ziyarete gidip aldığı tehditleri öğrenmeli, adli ve kolluk işlemlerini de başlatmalılar.
İktidar, siyasetin ve seçimin güvenliği konusunda muhalefetin ve toplumun kaygılarını gidermeli.
Sokaklarda mafya çatışmaları, siyasi olduğu şüphesi olan cinayetler, tehditler daha çok görünür oldu son zamanlarda.
Bunlar insanları tedirgin ediyor. Bu tedirginliği gidermek de iktidarın görevidir.