Hatay'da bir liman ev
Hatay’da kalacak yer aramamıştım. Bu yıkıntıda bulamayacağımı düşünerek arabada yatmaya hazırlanıyordum. Sonra gazeteci Esma Arslan Afrika’da tanıdığı bir iş adamının evini depremzedelere açtığını ve orada kalabileceğimi söyledi.
Bu vesileyle tanıdım Salih Güzel’i.
Kardeşiyle beraber ticaretle uğraşıyorlar.
Bu depremde Hatay’da yaptığı şey, fırtınada bir liman yapmak olmuş aslında. Büyük evinin tüm odalarını depremde afet zedelere açmış. Suriyeli Türkiyeli, Alevi Sünni ayrımı yapmadan.
Ayrıca gazeteciler, kurtarma ekipleri, doktorlar, aşçılar… Yani Hatay’a yardıma gelen birçok insan da burada kalıyor.
Gönüllü aşçılarla beraber üç öğün yemek pişiyorlar. Hem evdekilere hem dışarıdakilere dağıtıyorlar. Evdeki çocuklar için bir odayı oyun yeri bile yapmış. Günlerdir yıkanamayan insanlar buraya gelip duş alıyor.
Afrika’da tanıştığı genç diplomat Cevdet Can Canikli de evde onun yardımcısı olmuş, koordinasyon yapıyor.
Evde kaldığımda, buranın aslında Hatay’ın bir özeti olduğunu gördüm. Kadim Hatay kültürünün izleri, dilleri, sesleri vardı evde.
Kürtlerin, Türklerin, Arapların aynı çatı altında kaldığı, aynı ekmeği paylaştığı bir yer ancak Hatay’a yakışırdı.
Hatay’ın kültürüyle yoğrulmuş bir insan olan Salih Güzel'e de bu evi yapmak ve depremde sığınılacak limana çevirmek yakışırdı. O da öyle yaptı.