Sisli zihinler karışık anketler
Son dönemde yaşanan üç önemli gelişme siyasi havaya etki yaptı:
1- Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesinleşti.
2- Büyük deprem oldu.
3- 6’lı masa dağıldı, yeniden toplandı.
Bu üç konu, siyaseti ve oy verme eğilimlerini doğrudan etkiledi. Bu yüzdendir ki, bu olaylardan önce yapılan tüm anketler, eğilim yoklamaları ve kanaatlerin geçerliliği kalmadı.
Asıl bundan sonra yapılacak araştırmalar ve anketler biraz daha doğru kanaatleri yakalamamıza etki edebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir konu var, onun da doğru sonuçları bulmamıza etki edeceğini düşünüyorum:
Sisli beyinler.
SİSLİ BEYİNLER
İnsan çok ağır travmalar ve şok edici olaylar yaşadığında beyninde bir sis perdesi oluşur. Bu algıları zayıflatır, muhakeme yeteneğini köreltir ve karar vermeyi zorlaştırır.
Pandemi sonrası özellikle Covid geçiren insanlarda bu durumun yaşandığı çok görülmüştü.
Şimdi büyük deprem sonrası benzer bir durumun yaşandığını gözlüyorum.
Yıkım öylesine büyük, deprem ve sonrasında yaşanan sel felaketi öylesine şok edici ki, milyonlarca insan bu durumdan çok etkilendi ve zihinlerinde bir sis oluştu.
Özellikle 11 ilde bu şoku doğrudan yaşayan, göç etmek zorunda kalan ve bu insanların sorunlarından etkilenen insanlarda bu daha fazla gözüküyor.
Bunun siyasete etkisinin şu aşamada çok büyük olduğunu düşünüyorum.
Yeni yapılan anketlerde sorulara verilen cevaplarda bu sisin etki yarattığını gözlemliyorum.
DURUM BELİRSİZ
Son dönem anketlere bakarsanız bir karışıklık olduğunu fark edersiniz. Bazıları Kılıçdaroğlu’nu çok önde, bazıları da Erdoğan’ı önde gösteriyor. Benim güvendiğim araştırmalarda ise durumun ortada olduğu tespit edilmiş.
Kanımca en doğru durum tespiti bu.
Geçirdiğimiz ağır travmatik olaylardan hemen sonra yapılan anketlerde insanların çok isabetli kararlar vereceği kanaatinde değilim.
Örneğin deprem bölgesinde ilk bir hafta yaşanan kaosun etkisindeyken verilen cevap farklı; daha sonra çadırların dağıtıldığı, gıda zincirinin kurulduğu, konutların yapımına başlandığı süreçte verilen cevaplar çok farklı olacaktır.
İnsanlar son derece duygusal, gergin ve depresif haldeler.
Zihinler gibi sahanın da sisli olduğu görülüyor.
KARARI ETKİLEYECEK İKİ ENKAZ
Bu sisli ortam zaman ilerledikçe ortadan kalkacak tabii ki.
Sandık tarihi yaklaştıkça kanaatler karara dönüşecek.
Kritik konu buna ne etki edecek?
Önümüzde iki enkaz var: Biri ekonomik krizden kalma, diğer büyük afetten.
Bu iki enkazı kimin daha iyi kaldıracağına inanırsa seçmen oyunu o adaya verecek.
Şurası kesin tabii ki, Erdoğan karşıtlığını çok derinden yaşayan bir kitle var bu kitlenin kararı hiçbir şekilde değişmeyecek.
Aynı şekilde Erdoğan taraftarlığını benzer duygu modunda yaşayanların da kararı aynı kalacak.
Ancak ortada duran, parti taassubu gütmeyen, daha rasyonel ve daha kendi çıkarları doğrultusunda düşünen bir kitle daha var ve bunlar sonucu doğrudan belirleyecek.
GÜVEN DUYGUSU BELİRLEYİCİ
Ortada duran seçmenin sisli zihinlerinde gelecek korkusu çok baskın.
Şu anda belirsiz ve flu gözüken geleceği şekillendirecek lider için aranan temel duygu “güven” duygusu.
“Kim beni bu enkazdan çıkartır? Kim güven veriyor?”
İşte seçime 52 gün kala temel soru bu olacak.
Kim bu süreçte güven duygusunu yaratırsa seçmen ona yönelir.
Şimdi anketlerde gözüken adayların oy oranları her geçen gün değişecek göreceğiz.
Sonunda seçmen birine güvenecek, diğerini de onu dengelemesi için yedekte tutacak.
Yani Cumhurbaşkanı olarak seçeceği kişinin rakibini, denge ve denetim için Meclis'te etkin hale getirecek.