Seçimden dersler 1: AK Parti seçmenin mesajını aldı mı?
Kim bu seçimden AK Parti’nin zaferle çıktığını söylerse, bilin ki o AK Parti’nin yararına çalışmıyordur.
Hangi AK Partili bu seçim sonuçlarından çok mutlu olmuşsa bilin ki seçmenin mesajını almamış, meseleyi anlamamıştır.
Hangi AK Partili yönetici, bu seçim sonuçlarından sonra alarm zillerini çalmamışsa, “Durum iyi değil, toparlanmamız gerekiyor” demiyorsa, bilin ki işini iyi yapmıyor demektir.
Çünkü bu seçimin en büyük kaybeden partisi AK Parti’dir.
AK PARTİ NEDEN SEÇMENİN MESAJINI OKUYAMIYOR?
Oyları % 42.5 dan % 35.5 e düşen (7 puan), milletvekili sayısı 295’ten 262’ye (33 vekil) düşen başka bir parti yok bu seçimde.
Bu büyük kan kaybına rağmen nedense AK Partililerde öyle büyük bir üzüntü, bir panik havası, durum kötüye gidiyor kaygısı görmedim. Tersine tuhaf bir mutluluk var.
Sebebi de Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın % 49.5 oy alması, Cumhur İttifakı milletvekili sayısının 312’yi bularak çoğunluğu elde etmesi.
Bundan dolayı asıl kan kaybını göremiyor ve önlem de almıyor.
2019 YEREL SEÇİMLERİNDE DE MESAJI ALAMAMIŞTI
AK Parti seçmenin mesajını 2019 yerel seçimlerinde de alamamıştı. İstanbul, Ankara dahil toplam 10 belediye kaybetmesine rağmen nedense elini dizine vurup, “Ben nerede hata yaptım da seçmen, aşk ile sevdiğim İstanbul ve göz bebeğimiz Ankara dahil 10 belediyeyi elimden aldı?” diye sormadı.
Bunun sebebi de yine Cumhur İttifakı’nın toplam oyunun % 52 üzerinde olmasıydı.
Oysa seçmen orada çok ciddi bir uyarı yapmış, canını yakacak şekilde cezalandırmış, "Kendine gel" demiş ama AK Parti bunu bir türlü anlamamıştı.
Ne teşkilatından ne Genel Merkez yönetiminden hesap soruldu ne sorumlular görevden alındı ne de hatalarını tespit edip bunları giderecek adımlar attı.
Bunun bedelini işte bu seçimde kaybettiği 7 puan ve 33 milletvekiliyle ödedi.
AK PARTİ’YE SEÇMENİN EN CİDDİ UYARISI
2015 yılında oyları % 49.5 gibi rekor düzeye ulaşan bir parti, bugün % 35’e düşmüşse bunun için kırmızı alarma geçmesi gerekir.
8 yılda % 15 kan kaybı hiç durmadan devam ediyor aslında.
Bu durumda 8 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde ve 5 yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne olacak?
AK Parti bu gidişatına dur demezse, yerel yönetimlerde daha çok belediye, Parlamentoda daha çok milletvekili kaybedecek ve 5 yıl sonra Cumhurbaşkanlığını da başka birine teslim edecektir.
Erdoğan’ın bu son dönem Cumhurbaşkanlığı olduğuna göre, gelecek seçimde hangi sihirli adayla seçimi kazanacak AK Parti bilemiyorum.
Erdoğan denklemden çıktığında, AK Parti kendi gerçekliği ile acı bir şekilde yüzleşecek o zaman.
O zaman, fikir ve kurumsal geleneğinden güç alan bir parti ile kişiye bağımlı parti arasındaki farkı görecek, fakat iş işten geçmiş olacak.
NEDEN ERDOĞAN’A % 49.5 OY VERİLDİ
Erdoğan’ın bu seçimde iki hamlesi kan kaybının daha çok olmasını önledi: Bakanları sahaya sürmek, milletvekillerinin % 65’ini yenilemek.
Bu iki hamle seçmen tarafından çok beğenildi.
Bir de Millet İttifakı’nda Saadet, Gelecek, Deva Partileri büyük bir hata yaparak CHP listesinden seçime girince, AK Parti’den onlara akacak oylar gitmedi. Tersini yapsalardı AK Parti’nin oyları ve vekil sayısı daha çok düşecekti.
Seçmenin Erdoğan’a 49.5 oy vermesi de son derece manidar.
Ders çıkarılmayan 2019 seçiminde çok övünülen % 52’i oyunu 2.5 puan düşürdü ve 0.5 farkla Erdoğan’a ilk turda mazbatasını vermedi. Erdoğan ilk kez 2. tura kalmış oldu. Bu da seçmenin Erdoğan’a nazik mesajıydı.
Ayrıca % 49.5 oy, ülke yönetiminden memnun olunduğu anlamına da gelmez.
Seçmen önüne konan oy pusulasında kendisine güven veren bir aday bulamadığı için, depremde (ilk 3 gün hariç) büyük bir başarı performansı gösteren Erdoğan’a tekrar oy verdi. Unutmayın deprem bu seçimin en belirleyici etkenidir.
Şunu diyebiliriz, muhalefetin başarısız aday seçimi, masa düzeni, ittifak yapısı ve güven vermeyen politik tutumu Erdoğan’ın en büyük şansıydı.
Ancak seçmen, “Beni doğru anla” der gibi, Milletvekili seçiminde şikayet ettiği konular yüzünden tepkisini gösterdi ve faturayı Erdoğan’a değil de, Milletvekillerine kesti.
SEÇMEN ÜLKE YÖNETİMİNDEN ŞİKAYETÇİ
Anadolu’da gezdiğim tüm şehirlerde, ülke yönetiminden şikayet edildiğini gördüm. Şikayet ediyorlar ama onların sorunlarını çözecek başka bir muhalefet de göremedikleri için yine onunla yola devam etmek zorunda hissediyorlar kendilerini.
Buna "kerhen oy vermek" denir.
Hayat pahalılığı, ekonomideki sorunlar, işsizlik, bürokrasideki problemler, yolsuzluk, adam kayırma, yozlaşma, torpil, liyakat ehliyet, yargı sorunları… en çok duyduğum şikayet konularıydı.
Tüm bunları büyük şehirlerde daha çok, küçük şehirlerde daha az hissediyor seçmen. Ancak hepsi hissediyor ve şikayet ediyor.
İşte bunların düzeltilmesini istiyor.
AK Parti bence yeni sisteme, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliğinin ayrı ayrı oylanmasına adapte olamadı.
Erdoğan seçildiği sürece, Cumhur İttifakı'nın oyları ve vekil sayısı yüksek olduğu sürece kendi kan kaybına dikkat etmiyor.
Bu yüzden gelecekte, Erdoğansız bir AK Parti siyasette var olmayabilir.