Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Millet İttifakı ve adayının en önemli sorununu tek kelimeyle tanımla deseler “güven” derdim.

        Belki de tüm süreci etkileyen temel sorun, ittifakın ve Kılıçdaroğlu’nun tüm seçmende güven duygusunu yaratmamasıdır.

        Mesele vaatler değil, onu dile getiren aday ve arkasındaki 6 Cumhurbaşkanı yardımcısının yarattığı duygudur.

        SEÇİMİN ANA GÜNDEMİNİ ISKALADI

        Bu seçimde halkın gündeminde üç ana konu vardı.

        1. Ekonomik kriz

        2. Terör/güvenlik kaygıları

        3. Deprem

        Bu üç konunun önem sıralaması büyük şehirlere ve Anadolu'ya göre değişti. Örneğin İç Anadolu ve Karadeniz havzasının birinci gündemi terör/güvenlik politikasıyken, Akdeniz Havzasının gündemi ekonomik krizdi.

        Millet İttifakı tüm seçim kampanyasını bu üç unsurun üzerine inşa etmeliydi. Ancak ittifakın seçim kampanyasında konular, mesajlar, vaatler karışık gitti. Özellikle Anadolu'da terör/güvenlik konusunda milletin kaygısını gideremedi.

        SEÇİMİ KAYBETMENİN ÜÇ NEDENİ

        Bu seçimi kaybetmenin üç temel nedeni nedir diye sorarsanız şunu derim:

        1. Aday doğru isim değildi

        2. HDP ile yakınlaşma ölümcül hataydı

        3. Ortak liste yanlıştı

        Bu üç konu seçimin temel taşı olan “güven” duygusunun oluşmasına engel oldu.

        ADAYIN YANLIŞ OLDUĞUNU MASA BİLİYORDU

        Masada oturan 6 liderden üçü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde seçimi kazanamayacaklarını biliyorlardı.

        Yine bu 6 partinin beşi HDP ile yakınlaşma halinde bunun seçmende büyük tepki doğuracağını da biliyorlardı.

        1.5 yıl boyunca toplanıp bu iki hayati konuyu çözmek yerine, kimsenin okumadığı, entelektüel düzeyde kalmış program metinleri, mutabakat zabıtları, yol haritalarını çalıştılar.

        "Adayınızı açıklayın" dendiğinde, "Aceleniz ne, erken açıklayıp adayımızı yıpratmayacağız" dediler. Sonra yıpranmış bir adayı seçtiler.

        Kimseyi dinlemediler, eleştirilere kapıyı kapattılar.

        Teşkilatlarını, sahayı, seçmen psikolojisini, milletin hassasiyetlerini tam okuyamadılar.

        ANADOLUDA HDP’YE, TERÖRE TEPKİ İTTİFAKI YIPRATTI

        İç Anadolu’da Karadeniz’de dolaştığım tüm şehirlerde HDP’ye, PKK’ya, teröre karşı çok yüksek bir tepki oluştuğunu, Cumhur İttifakı’nın oya kaybetmediğini, buna mukabil Millet İttifakı’nın beklenen oyu alamadığını gördüm.

        Ordu’da, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve 1. sıra adayı Seyit Torun’la buluştuğumda bu gözlemimi anlattım. Hak verdi ve şöyle dedi: “Bir ay önce Karadeniz’de teröre karşı büyük bir rüzgar esiyor, buna karşı önlem alınmazsa seçimde başarılı olamayız diyerek Genel Merkez’e bir rapor verdim” dedi. Torun’un raporunu kimse dikkate almadı.

        Son hafta Kılıçdaroğlu ve Akşener en yüksek perdeden terörü lanetledi ama iş işten geçmişti. Seçmen bu son dakika söylemden etkilenmedi.

        HDP SEÇİMİ KAYBETTİREN İKİNCİ ETKEN

        Millet İttifakı’nın seçimi kaybetmesinin ikinci nedeni, HDP ile yakınlaşmasıdır.

        "HDP’siz seçim kazanılamaz" söylemi en büyük illüzyondu. Herkes buna inandı. HDP yöneticileri, adayları, sözcüleri özellikle de Selahattin Demirtaş, özgüven patlaması yaşayarak o kadar pervasız ve tehditkâr konuştular ki, insanlarda büyük bir öfke ve kaygı yarattılar. Üstüne terör örgütü liderlerin Kılıçdaroğlu'nu destek anlamına gelen açıklamaları tuz biber oldu.

        HDP yönetimini aleni olarak Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıklamalarından sonra tüm Anadolu şehirlerinde büyük bir rüzgar esmeye başladı.

        Erdoğan ve Bahçeli’nin her gün bu rüzgarı güçlendiren söylemleri sonunda Karadeniz’de fırtınaya, iç Anadolu’da poyraza dönüştü.

        Millet İttifakı, HDP ile yakınlaşmasının bedelini ağır ödedi. Kazandığı oylardan daha fazlasını kaybetti. HDP'nin bile oyları % 3 düştü.

        "HDP olmadan seçimi kazanamayız" tezi, başından beri yanlıştı ama Kılıçdaroğlu buna inandı ve masada karşı olan herkesi de inandırdı.

        ORTAK LİSTE HATAYDI

        İttifakın ortak bir liste ile seçime gitmesi üçüncü büyük hatası oldu.

        Samsun’da CHP, Adıyaman’da Saadet, Trabzon’da Deva, birçok ilde Gelecek Partisi’ne ait teşkilatların çalışmadığını, moralsiz olduğunu gördüm. Bunlar tüm Türkiye’de yaşanan durumun örnekleriydi.

        Liste meselesinin teşkilatlarda yarattığı motivasyon bozukluğundan daha fazlası, bu partilerin tabanlarında oldu. Seçmen bu ortak listeyi sevmedi.

        Muhafazakar seçmenin altı oklu CHP logosuna olan “alerjisi”; CHP’ seçmenin Milli Görüş "antipatisi” nüksetti.

        AK Parti küskünleri muhalefette Saadet, Deva, Gelecek partilerine değil, MHP ve Yeniden Refah Partisi’ne oy verdi.

        CHP tabanından rahatsız olanlar da önce Muharrem İnce’ye sonra Sinan Oğan’a kaydı.

        Şunu merak ettim:

        Kemal Kılıçdaroğlu; kendi adaylığını, HDP ile yakınlaşmayı, ortak liste ile seçime girilmesini nasıl oldu da tüm liderlere kabul ettirdi? Doğrusu üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.

        KAMPANYA TEKNİK OLARAK GÜZEL İÇERİK OLARAK YANLIŞTI

        Seçimin bu şekilde sonuçlanmasında bu üç ana konunun haricinde diğer yan unsurlar da var.

        Bu seçimlerin en güzel müziğini CHP yaptı. Videoları da aynı derecede başarılıydı. Ancak “sana söz” ana kampanya sloganı tek başına yeterli olmadı.

        Kampanya’nın ana hattı belli değildi. Söz vermek, kalp yapmak, hak, hukuktan bahsetmek tüm seçmen kitlesini kapsayan temalar değildi.

        Çok sayıda slogan, çoklu mesajlar seçmen tarafından tam olarak algılanamadı.

        Basit, tekil, kolay anlaşılabilir ve büyük seçmen kitlesini kapsayacak bütünlükte bir kampanya sloganı üretilemedi.

        İttifak sözcüleri, iktidar eleştirisini bırakıp tüm gündemini önerilerine ayırmalıydı. Ancak savunma sanayindeki tartışmalardan tutun, hesap sormaya, yurt dışındaki paralardan tutun görevden alınacak bürokratlara kadar, genel seçmeni etkilemeyecek kafa karıştıracak konular gündeme getirildi.

        Hesap sorma dili o kadar çok kullanıldı ki, ortada duran seçmende korku ve tehdit algısı yarattı.

        Adayı geç açıkladılar, kampanyaya geç başladılar, mesajlarını tam iletemediler.

        KÜRT VE ALEVİ VİDEOLARI

        Kılıçdaroğlu’nun iki önemli videosu bu seçimde çok konuşuldu. Kürt ve Alevi meselesi gibi, fay hattındaki son derece hassas videolar cesur bulunsa da, Anadolu’da iyi karşılanmadı.

        İlk video bazı Kürt seçmenin gönlünü alırken, karşısında milliyetçi seçmeni hareket geçirdi.

        Alevi videosu tüm zamanların en çok izlenen videosu oldu, 115 Milyon etkileşim aldı.

        Bu video da özellikle Anadolu’da ve kentli dindar seçmende Sünni damarı tetikledi ve karşıt bir konsolidasyon yarattı.

        MİLLET İTTİFAKI KAZANDIĞI SEÇİMİ VERDİ

        Bu seçimi Cumhur ittifakı kazanmadı, Millet İttifakı kaybetti. Adayları farklı olsaydı, HDP ile yakınlaşmasaydı, ortak liste ile seçime girmeseydi, kesinlikle seçimi kazanırdı. AK Parti iktidarına eleştiri o denli yoğundu.

        Ancak bu denli büyük hatalar yapınca ve bir de üstüne masadan kalkıp kavga edince, millet devleti riskli gördüğü ellere teslim etmedi.

        Anadolu’da kavgalı eve kız vermezler. Hele hele devletin anahtarını hiç vermezler.

        Millet İttifakı’ndaki partilerin 28 Mayıs’tan sonra aynı kalacağını sanmıyorum.

        Aklı olan ittifakın bittiğini, herkesin kendi yoluna gideceğini söyler.

        Diğer Yazılar