Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DIŞ politikada önemli gelişmeler yaşanırken Türkiye seçime gidiyor. Aciliyet arz eden bazı hariciye dosyalarının da karar için 24 Haziran’ı bekleyeceği anlaşılıyor. Bu dosyaları şöyle özetleyebilirim:

        ABD: Aradaki meselelerin her biri ateş topu misali... Türkiye, Münbiç ve FETÖ konusunda adımlar atılmasını bekliyor. Peki ABD adım atmazsa iki NATO gücü karşı karşıya mı gelecek? Cevap ne bilmiyoruz. Ancak önceden söylenenlere bakınca “Olmaz öyle şey” de diyemiyoruz. Bu arada Suriye’ye Arap ülkelerden oluşan bir gücün konuşlanması için Trump’ın oluru bekleniyor. ABD bir yandan da İzmir’de tutuklu Rahip Brunson’un serbest bırakılması için bastırıyor. Bir kriz de silah ticaretinde. ABD “Rusya’dan S-400 füze aldın, bizden de Patriot’u alacak mısınız?” diye soruyor. Cevap ne, “Yok almıyoruz” desek ne olacak bilmiyoruz tabii, 24 Haziran’ı bekliyoruz.

        Rusya: Doğu Guta’dan çıkarılan militanlar Türkiye’nin kontrolündeki İdlib’e gönderiliyor. Sorun şu ki Rusya ve Esad bu militanları terör örgütü olarak görüyor. Peki ya Rusya ile Esad yarın Halep ve Guta’da yaptıkları gibi “Burada da teröristler var” diyerek İdlib’e yönelirse? Ankara’nın bu olasılığı önleyecek bir planı var mı onu da bilmiyoruz henüz. Türkiye’nin Esad’a yapılan saldırıya destek vermesinin Moskova’yı rahatsız edip etmediği de o vakit, yani seçimden sonra anlaşılacak gibi görünüyor.

        Yunanistan: Ege’de çatışma riski yükseliyor. Güya Türk jetini önleme maksadıyla havalanan bir Yunan jetinin dönüşte düşmesi tansiyonun seviyesini gösterdi zaten. Türkiye’de yakalanan 2 Yunan askeri ve Atina’nın iade etmediği 8 FETÖ’cü asker, gerilimin göbeğinde duruyorlar. “Çözüm ne?” sorusu yine seçimi bekleyecek gibi duruyor.

        IKB: Irak Kürdistan Bölgesi’yle ilişkiler bağımsızlık referandumu nedeniyle bozuldu. Erbil yönetimi, İran ve Bağdat’la yaptığı gibi Türkiye’yle kırgınlığı da geride bırakmak istiyor. Ancak bu dosyadaki soru işaretleri de MHP-AK Parti ittifakına olası kötü yansımaları nedeniyle şimdilik yanıt bulacak gibi görünmüyor.

        ***********

        MİLLİYETÇİLER VE KÜRTLER NE DİYECEK?

        BİRAZ da iç siyasete bakalım. Bu seçimde ben en çok, Türk milliyetçileri ile geçmişte AK Parti ve HDP arasında gelgit yapmış muhafazakâr Kürt seçmenin ne yapacağını merak ediyorum. Çünkü diğerlerinin “muazzam bir hadise olmadan” ne yapacaklarını zaten tahmin edebildiğimi düşünüyorum.

        Ege, Akdeniz ve Marmara’daki milliyetçi seçmenin olası tercihleriyle ilgili duyduklarım sandık başındaki kararın kestirilmesini güçleştiriyor. Ne kadar yüksek bilmemekle birlikte bu bölgelerde İYİ Parti’ye eğilimin yabana atılamayacağını duyuyorum. Bu tavrı çevremdeki milliyetçilerde de gözlemliyorum. Karadeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu’ya oranla daha seküler bir kültürden beslenen ve son cumhurbaşkanlığı seçimindeki çatı aday tercihiyle CHP’yle adeta iç içe geçen bu bölgelerdeki milliyetçi tabanın kafası gerçekten de karışık.

        Geçmişte AK Parti ile HDP arası gelgit yapmış seçmenler de aynı atmosferin etkisi altındalar. Seçtikleri başkanlarının yerine kayyumlar atanmasından rahatsız oldu bir kısmı. AK Parti acil altyapı yatırımlarıyla rahatsızlığı telafi etmeye çalıştı. Bazı kayyumlar halka yaklaşmayı da başardılar. Mesela şahsen tanışma fırsatı bulduğum Batman Belediye Başkanı Vekili Ertuğ Şevket Aksoy, kendisini HDP tabanına bile sevdirmeyi başardı. Ancak gördüğüm kadarıyla halk, Aksoy gibi isimlere verdiği puanı partiye değil şahsa ve devlete yazdı. Parti adına siyaset yapan yerel isimlerin şahsi kaygılarla başkanlara negatif yaklaşmaları da bu sonuçta etkili oldu kanaatimce. Bununla birlikte referandum sürecinde Irak Kürtlerine karşı sergilenen hasmane söylem de muhafazakâr Kürtleri üzdü elbette. Cezaevindeki Selahattin Demirtaş’ın da seçmenin gözünde önemli bir aktör olduğuna şüphe yok.

        Sonuç olarak, Ege, Akdeniz ve Marmara’daki milliyetçiler ile muhafazakâr Kürtlerin 24 Haziran’da sonucu tayin edecek kesimler olarak özenle izlenmeyi hak ettiğinden emin olduğumu söyleyebilirim.

        Diğer Yazılar