Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MÜZİKSEV, 25 Mayıs 2011’de açıldığında İzmir’in kültür ve sanat yaşamına yeni bir soluk getirdi. Anadolu’da ve Orta Asya Türk Dünyası’nda tarih boyunca kullanılmış olan ve halen kullanılan 316 geleneksel çalgının modern bir anlayışla sergilendiği MÜZİKSEV’in tek işlevi bu değildi.

        Amaçlardan bir ve belki de en önemlisi bu çalgılarla icra edilen müziğimizi tanıtıp daha çok sevdirmekti.

        2013 Mayıs ayında değerli hocalarımız Güner Özkan ve Veyis Yeğin öncülüğünde MÜZİKSEV Türk Müziği Günleri düzenlendi. Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’nın çok değerli öğretim elemanları ile TRT’den, Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’ndan pek çok sanatçı dostumuz bu konserlerde gönüllü katıldı.

        RÖNESANS İNSANI

        Bu dostlarımızın arasında özelliklerini “Rönesans insanı” tanımıyla anlatabileceğim aziz dost Nihat Demirkol da vardı. Kendi sözleriyle anlatırsak MÜZİKSEV beraberliğimiz “2013’ün baharında, ‘Feyzi Aslangil’e Mektuplar...’ ile başlamıştı beraberliğimiz. 2014’te, ‘Tanburi Cemil Bey’e Mektuplar’ yollamıştık. 2015’te ,’Semt-i Nihavend’te gezinmiştik misafirlerimizle birlikte... 2016’ta ‘Hicazdır aslında Ferah Kahvesi’nde buluşmuş, geçen yıl ise, ‘Sen Şarkı Söylediğin Zaman...’ diyerek Sultanîyegâh ile “hemhâl” olmuştuk...” Altıncı buluşmamız 10 Mayıs Perşembe günü saat 20.30’da MÜZİKSEV’de olacak. “Ve Kırmızıydı Şedarabân...” diyeceğiz. Gecenin özeti Nihat Demirkol’un dizelerinde:

        Kırmızıydı...

        Göçmendi; kuş gibiydi.

        Zirgûle’den havalanmış, seyre çıkmış da Nevâ’yı...

        Cemil’de Nikrîz, Neveser’de Medhal olup,

        Yegâh’a konmuş gibiydi...

        Attila İlhan’da, “...muhabbet bitmiş,

        çalgılar susmuş,

        heves kalmamış, ‘ölmüş’...” ;

        Can Yücel’de, “Cennetmekân Baykuş...” gibiydi

        “Bezm-i mey”de günahsızdı hem,

        Çünkü aslen “incesaz”dı...

        Güzelliğin tasviriydi; “evvel zaman”da

        “Sevdâ bahsi”nde sızıydı...

        Ve kırmızıydı Şedarabân...

        Bilgi için: sirel@iksev.org/

        232 463 03 00

        Diğer Yazılar