Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        32. Uluslararası İzmir Festivali öncesinde iki güzel konserle MÜZİKSEV’de etkinlik sezonunu noktaladık. Konserlerin ilkinde TOBAV (Devlet Tiyatroları Opera ve Bale Çalışanları Yardımlaşma Vakfı) imzası vardı.

        TOBAV, Avusturya Kültür Ofisi işbirliği ile çok değerli iki sanatçıyı konuk etti. Avusturyalı Bariton Martin Kronthaler ve piyanist Önder Cebeci.

        Kronthaler İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Bölümünde, Cebeci ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi opera ve piyano bölümlerinde dersler veriyor.

        Kronthaler ve Cebeci Piyano-Şan Resitali’nde Beethoven ve Mahler eserleri seçmişler. Ve ikili o güne kadar izlediğim en güzel konserlerden birini sundu. Konser, bir doktor muayenehanesi olarak düzenlenen sahnede doktor önlüğü giymiş Martin Kronthaler’in Beethoven’ın genç Doktor Alois Jeitteles’in Brunn kentindeki kolera salgını sırasında yazdığı şiirlerden altılı lied dizisi ile başladı.

        Son derece hüzünlü bu şarkılar dinleyenleri derinden etkiledi. İki sanatçının Beethoven seçkisi bestecinin “Adelaide” adlı şarkısıyla sona erdi.

        Matthison’un özlem duyulan naif bir genç kızın ölümünü anlattığı şiiri üzerine yazılan bu ünlü şarkı, Kronthaler’in sevilen birinin cenazesini duyuran mizanseni ile daha da etkileyici hale geldi. Konser, Alman şair Friedrich Rüchert’in çocuklarının ölümünden sonra acısını döktüğü yüzlerce şiirden Mahler’in beş tanesini seçerek 1901-1904 arasında bestelediği acı dolu Kindertotenlieder’i ile bitti.

        dinleyenlere aktardı

        Şaşırtıcı olan bunca hüzün yüklü bir konserin üzerimde bıraktığı etki oldu. Sanatın iyileştirici etkisini bir kez daha hissettim. Kronthaler, sanki kendisi için yazılmış sesine tamamen uygun bu liedleri öylesine ustalıkla seslendirdi ki, elimizdeki açıklamaları okumadan bile yazılmalarına neden olan büyük acıyı dinleyenlerine aktarabildi.

        Piyanistin ustalığı, ikilinin muhteşem uyumu tabir belki anlatmak istediğimi tam karşılayamayacak ama hüznü sanatsal bir forma soktu.

        Acıyı hissediyorsunuz ama yansıtılışındaki büyük ustalık sizi kahrolmaktan kurtarıp sanatın sağaltıcı kollarında yükselmenizi sağlıyor.

        Gönül, özellikle şan öğrencilerinin bu değerli lied ustasını dinlemesini, dinleyicileriyle kurduğu ilişkiyi, bunların sonuçlarını deneyimlemesini isterdi. Konserde olamayanların büyük kaybı diyelim. Sezonun son konseri ise ayrı bir yazıyı hak ediyor.

        Diğer Yazılar