Bakan'a göre, başörtüsü "Çağdışı ve İnkılap Kanunlarına aykırı"!

Olayı anlatayım.

Zincirleri birbirine bağlayın.

Sonuçta bu başlığa varacaksınız.

Hakikaten ne tuhaf bir düzen bu!

***

27 Eylül’de ‘Baş’ komutanı Akıllı Kart başlıklı bir yazı yazmıştım.

Ankara’da, yani Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, bakanların ve başörtülü eşlerinin de ikamet ettiği, “başörtü sorunun çözüldüğü” başkentte şöyle bir vaka vardı:

15 yıldır “orduya hizmet eden” Hakan Astsubay’a lojman çıkmıştı ancak eşi o lojmana, yani fiilen evine giremiyordu.

Çünkü öğretmen eşi Meral Hanım, başörtülüydü.

Başörtülü olduğu için, lojmanlara, yani evine girmesini sağlayacak “Akıllı Kart” verilmiyordu.

Çünkü Akıllı Kart Yönergesi diyordu ki, “Çağdaş olmayan, İnkılap Kanunlarına aykırı, siyasi veya dini bir akımı veya ideolojiyi belirleyen kılık kıyafetle çekilmiş fotoğraflar kullanılamaz.”

Yani yönerge, en başından başaltına, en mütevazı makama kadar, “devlet büyükleri”nin eşlerini mesela, “çağdışı, İnkılap Kanunlarına aykırı” buluyordu.

Onlara Akıllı Kart verecek değildi ama “çağdaş” bulmuyordu işte!

Yani, Genelkurmay Başkanı yahut Kuvvet Komutanlarının Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ı selamlarken, eşleri de oradaysa, topuk selamı verdikleri Ankara’da bile, “alttaki asker”in başörtülü eşine çarpıyordu “İnkılap Kanunları”!

***

Astsubay ve avukatı Erkan Akkuş, bu yönergenin de iptali için Milli Savunma Bakanlığı’nı dava etti.

Tabii ancak Askeri Yüksek İdari Mahkemesi’nde.

Karar çıktı.

Mahkeme “oybirliğiyle” davayı reddetti; yani başörtülü eşe “akıllı kart” verilmemesini haklı buldu.

Fiili formül olarak, sanırım o ilk yazıdan sonra, şuna göz yumuluyordu:

Başörtülü bir kadın, “evi”ne girebilmek için her defasında Nizamiye’de sorulara muhatap oluyor, kimliği soruluyor, kendi evine ancak “ziyaretçi” gibi, bazen refakatte alınıyordu!

“Oybirliğiyle” bir astsubayın (ve eşinin) davasında aleyhte karar veren mahkemenin 5 üyesi de albaydı. Üçü hukukçu, ikisi kurmay, hepsi albay!

***

Şimdi başlığımıza daha hızlı yaklaşabiliriz:

Her ne kadar Genelkurmay hala o bakanlığa bağlı değilse de, Milli Savunma Bakanlığı da Genelkurmay’a bağlı değil; öyle değil mi?

AKP iktidarının, hükümetin bir bakanlığı; başında da “AKP’den seçilmiş bir sivil bakan” var.

Eh çok şükür, artık askeri vesayet de yok!

Artık başörtüsü sorunu da yok, çok şükür!

Lakin AKP’li bakanın bakanlığı, “Bakan namına” bir “Yarbay”ın imzasıyla, Astsubay ve başörtülü eşinin aleyhinde, mahkemeye aynen şu görüşü bildirdi:

“Yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ederim.”

“Milli Savunma Bakanı Namına” dayanılan “Yasal dayanak” ise elbette “Çağdaş olmayan, İnkilap Kanunlarına aykırı kılık kıyafet”le fotoğrafı yasaklayan yönerge ve bizzat “İnkılap Kanunları” idi!

***

İşte böyle.

Askeri vesayet yok; başörtüsü no problem!

Ama “AKP’li Bakan adına” Yarbayım öyle buyurdu.

Devlet, bağımsız yargı (ve iktidar); başörtülü bir kadının maruz kaldığı ayrımcılığı yerinde bulmakla kalmamış, Rezalardan mahdumlara kadar kutu kutu pensenin faiziyle iade edildiği bir zamanda, (usul öyle, tamam) masrafları da alttaki bir askerin mütevazı maaşından tahsilata koşturmuştu!

***

Bakın, bu davanın sürpriz olmasına da imkân yok.

Çünkü burada o ilk yazıyı yazdığımda, ortada bu karar yoktu bile. Dava yeni açılmıştı.

“Milli Savunma Bakanı namına” lahiya ise 2 Aralık’ta yazıldı.

İşte öyle.

Şimdi tek tek bu yollarda beraber yürüyüp beraber ıslanıp “başlığa varım” yapabilirsiniz:

Milli Savunma Bakanı’na göre, başörtüsü “Çağdışı ve İnkılap Kanunlarına aykırı”!

Bravo!

***

İsterlerse Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve tabii Genelkurmay Başkanı bu başlığa itiraz edebilirler.

Farz edelim arz ederim!

Fikr-i takip arşivinden:

"Baş" komutanı, Akıllı Kart!