Küçük İsmet Paşa Koalisyonu!
Çin’in Uygur Türklerine zulmünü protesto için İstanbul’da Çin lokantası basıp Uygur Türk’ü aşçıyı dövenlerin ülkesinde…
AKP-MHP koalisyonu da galiba en münasibi.
Daha da güzeli bu nikâhın nişanının İsmet Yılmaz Beyefendi ile kesilmesi.
***
Çin’in Uygur Türklerine zulmünü protesto için Çin lokantasının Uygur Türk’ü aşçısını döven vatandaş ile İsmet Yılmaz Beyefendi arasında öyle aşırı büyük mesafe yok.
Çünkü İsmet Bey de, başörtülü eşi Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı askeri lojmana alınmayan astsubayın açtığı davada, kendisine vekalet eden Yarbay’ın imzası vasıtasıyla, “Başörtüsü çağdışı, İnkılap Kanunları’na aykırı” diye görüş bildirebilmişti mahkemeye.
Şimdi Uygurlara destek için Uygur Türk’ü döven millet mensubu durumun ne kadar farkındaysa…
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Meclis’in yeni başkanı da işte o durumun o kadar farkındaydı!
***
İnanmıyorsunuz değil mi?
Hepsi yazılı, vallahi billahi hepsi belgeli.
Daha bu yılın başında, 3 Ocak’ta, Bakan’a göre başörtüsü ‘Çağdışı ve İnkılap Kanunlarına aykırı’ başlığıyla yazmıştım.
Öncesi ve sonrası da vardı.
Partisinin, hükümetinin, iktidarın hem “askeri vesayet”i bitirip hem de Genelkurmay Başkanlığı’nı nedense bir türlü bağlayamadığı Milli Savunma’nın başında, Sayın Bakan, özellikle alttaki askerlerin çok takdirini kazanmıştı.
İnsan bir şeyler yapınca millet için, ezilenler için özellikle, MHP de elbet takdir ediyor!
Bunu en iyi MHP’li Emekli General Erdal Sipahi bilir.
***
AKP-CHP’ye “milli mutabakat hükümeti” diyenler AKP-MHP kurulursa ne isim verecek?
“Milliyetçi Cephe” geçmişte kaldı.
Belki “Kırmızıçizgi Hükümeti” olur, belki “Kobani Düştü Düşecek İttifakı.”
Belki de “Sinir Harbi yerine Sınır Harbi Hükümeti” yahut kısaca “Savaş Süreci Birliği.”
Belki de denize indirilmiş yepyeni bir gemicik gibi “Küçük İsmet Paşa Koalisyonu” denebilir; Meclis’teki doğumuna atfen.
Fakat görüyoruz, Sayın Bahçeli bu konuda esasen sert:
Çözüm sürecini çöpe, dört bakanı Yüce Divan’a, Cumhurbaşkanı’nı Anayasal çizgiye istiyor.
Buradaki tek sorun, bu üç madde sonundaki hedef yerlerin koalisyon kurulurken karışma riski.
Yani biri bu maddeleri yanlış yazsa şöyle olur mesela:
Çözüm sürecini Anayasal çizgiye, dört bakanı çöpe, eski Başbakan’ı Yüce Divan’a!
Milli Savunma Bakanlığı’ndaki onca askeri başarısından sonra, müsaadesiyle “Küçük İsmet Paşa ” demek istediğim Sayın Büyük Millet Meclisi Başkanı, misal emrindeki o yarbaya yazdırsa koalisyon protokolünü, böyle bir tehlike var işte.
“Başörtüsü çağdışı ve İnkılap Kanunlarına aykırı” diyen o Milli Savunma savunmasından belli.
***
Cumhurbaşkanı da nihayet bir Milli Savunma bakanını, asil değilse de yedek cumhurbaşkanı yaptırdı.
27 Nisan muhtırasının şakacıktan sahibi olan “zırhlı birlikler”den Org. Büyükanıt ile Dolmabahçe Zırhlısı, pardon Zirvesi’nden sonra, o zaman ısrarla yazdığım üzre, “Erdoğan, Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını bir süre istememiş, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ü Çankaya’ya düşünmüştü.”
Gönül öyle isterdi, olmadı; şimdi önceki Genelkurmay’dan sorumlu olmayan Milli Savunma Bakanı, “İkinci Adam” İsmet Paşa Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı’na vekalet edecek.
Zaten seçilir seçilmez, “Cumhurbaşkanı kuvvetler ayrılığının koordinatörü” dedi.
Ki bu hakikaten ne Montesqieu’nün ne Rousseau’nun aklına gelmişti.
Muhtemelen Milli Savunma’nın başında ama “askeri vesayet” Genelkurmay’ın gölgesinde iken, “Kara, Hava, Deniz Kuvvetlerinin ayrılığının koordinatörü” olarak bu sivil siyaset teorisini geliştirmişti.
Bakan’ı gidince o Yarbay n’olacak, bilmiyorum!
“Başörtüsü çağdışı ve inkılap kanunlarına aykırı” diye namına imza attığın bakan artık Millet Meclisi Başkanı ve Türkiye’nin İkinci Adamı ise, bu haklı gururu paylaşırsın yani!
Milli ve duygulu bir an.
MHP’nin geçersiz oyları AKP’nin geçerli oylarıyla ne kadar kucaklaşsa yeridir!
Kesintisiz gerilim ve yarılma ülkesi Türkiye yeni bir maceraya başlıyor!
Fikr-i takip arşivinden: