Aynı tas, aynı adam!
Beyefendi TV’ye çıkmış, “önceki ve hep en öndeki” Başbakan’a sesleniyor; hem de yer yer onun sesini alaycı şekilde taklit ederek:
“2011 seçimi öncesi kaset olayları vardı. (MHP’lilerin kasetleri)
‘Bu özel hayattır’ dendiğinde, ‘Neyi özeeel, geneeel geneeel’ diye bağırıyordu.
Şimdi aynı adam çıkmış ‘Benim kriptolu telefonumu dinlediler’ diyor.
Eee baba, devletin sana güvenlik için verdiği telefonu da oğlunla para transferinde kullanma sen.”
***
O şimdi hükümette bakan ve AKP milletvekili adayı.
İsmi muhtemelen Saray tarafından da önerildi veya onaylandı.
Sayın Türkeş’i “aynı adam”lık kategorisinde “ayın adamı” olarak kutluyoruz.
Öyle, baba!
***
Mesele hakikaten insanın görüşlerinin değişmesi değil.
Mesele bunların neden değiştiğini izahtan dahi yoksun olması, milleti aptal yerine koyması, bir özeleştiriye dahi değer görmemesi.
Mesele, “aynı adam”ların esasen aynı adam olmaması. Aynı veya adam olup olmamaları!
Mesele kendisine bu lafları edenler biatte kusur etmeyince, efendilerin onları bağrına basması.
Bundan ayrı bir zevk alması; en ziyade, görüşleri, duruşları tam tersi iken baş aşağı dönenleri sevmeleri.
Tam “devşirme” kültü ve kültürü.
Yoksul halktan oy isterken zenginlerin aşkına mazhar olma…
Bir lokma bir hırka derken zenginliğe aşık olma…
Bir isyan partisiyken yola çıktığın nicesini çöpe atıp tabandan değil, tepeden inme diz çökmüş devşirmelerden yeniçeri ordusu kurma!
***
“İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı. BM Atom Enerjisi Kurumu’nda İsrail’in nüekleer kapasitesi var mı yok mu oylamasında Türk delegasyonu çekimser oy kullandı. OECD’ye İsrail’in üyeliğini veto etmedi. Otel lobisinde değil, BM’de, OECD’de one minute demek marifettir.
Sayın (önceki) Başbakan’ın kalbi Ali diyor, dili Muaviye söylüyor…
Mahalleden arkadaşı, belediyeden arkadaşı, çocukluk arkadaşı ve şoförlerinden başka hiç kimse milletvekili olamayacak bir gün…
Yasama, Emniyet, yargı, TSK hep özelleşmiş olacak.
Karunlaştılar, Firavunlaştılar.
Edebinizi takının, inin şu kibir kulelerinden aşağı. Musa gibi gelip firavunlaştınız. İnin halkın arasına, fakir fukaranın önünde diz çökün.”
Şimdi bunları söyleyecek ve sonra gidip hitap ettiğin, artık her kimse, onun önünde diz çökeceksin.
O da kendisine bunları demiş “aynı adam”ı alıp bağrına basacak.
***
“AKP Çarkıfelek gibi. Çeviriyorsun, boş geliyor. Bir daha çeviriyorsun, pas geliyor. Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’e boyun eğdin, emir eri oldun. Milletin ümitlerini boşa çıkardın. Boyan döküldü.
Hükümet kavga çıkarma ve ülkeyi bölme konusunda uzman. Tek becerileri kaos oluşturmak, milleti çekiştirmek. Yeter artık, milletimi bölmesinler, ayrıştırmasınlar, milletimin değerleriyle, inançlarıyla uğraşmasınlar.
At üstünde durmayı nasıl beceremediyse, ülke yönetmeyi de beceremedi.
Türkiye’yi yolsuzluk çukuruna batırdılar. Rantın babasını getirdi. Paçalarından yolsuzluk akıyor.
AKP mensupları onu, o da kendisini padişah görmek istiyor.”
Şimdi bunları söyleyecek ve sonra gidip hitap ettiğin “Padişah” önünde boyanacak, attan düşecek, çukurda oynayacak, paçalar önünde eğileceksin.
O da kendisine bunları demiş “aynı adam”ı alıp bağrına basacak.
***
“Biz her şeyi yaparız, nasıl olsa ses çıkaran yok tavrına, devlet yeter artık, yol bitti dedi. AKP pilot olduğunu unutup uçakla, doğayla oynamaya kalktı. Ne oldu? Uçağın sahibi geldi, hop dedi. AKP çok şanslı. Uçağın en kibar sahibi, Yargıtay geldi. Allah korusun ya diğer sahipleri gelip toptan el koysaydı.”
Şimdi bunları söyleyecek, partinin kapatılmasını bile isteyecek ve sonra gidip hitap ettiğin “Pilot” önünde iki büklüm olup “Biz her şeyi yaparız” diyeceksin.
O da kendisine bunları söylemiş “aynı adam”ı alıp bağrına basacak.
***
“Bir emirleri var mı Hocaefendi’nin. Ne istedilerse verdik” denenlerin şimdi “terörist”; “Baldıran içer barış yaparız” denelerin “yine terörist”; “Bunlar darbeci” denenlerin “kumpas kurulmuş subaylar” olduğu nice örneği de aksesuar olarak ekleyiniz.
Sonra bir nefes alınız…
Siz hakikaten “aynı adamlar”dan mı bahsediyor, seviyor, tapıyor, oy veriyorsunuz!
O mu, ötekiler mi, siz mi çok değiştiniz gülüm?
Yahu sen, ben görmesek, anlamasak bile, ne bileyim, misal Allah bilmiyor mu, görmüyor mu, yazmıyor mu!
Bu tarafı hiç aklınıza gelmiyor mu?
O bile gelmiyor mu?