Hem Amerika hem Rusya!
Bir zamanlar “Ne Amerika Ne Rusya” diye Çin dolaylarından bir slogan vardı; belki hala vardır. Tabii Çin’in ABD’yi ve küresel piyasayı ayakta tutan en önemli halkalardan biri olduğunu da unutmuyorsa!
Neyse işte…
Ortadoğu’nun “birbirini yiyen” halkları, despotları ve bu arada “Komşularla sıfır sorun… Bölgesel güç… Lider devlet” olan bizzat şahsen kendimiz ve eksik olmasın iktidarımız o sloganı “Hem Amerika Hem Rusya” haline getirmeyi başardılar.
***
Elbette Ortadoğu hep “büyük güçler”in sıcak veya soğuk savaş arenası olmuş ama galiba böylesi ilk kez oluyor.
Irak, İran, Suriye, Mısır, Filistin, Lübnan’da dolaylı olarak, Afganistan’da biri işgalci ordusuyla diğeri beslediği mücahitlerle (örtülü) karşı karşıya gelen ABD ile Rusya (eski Sovyetler) bu kez aynı anda bombardıman seferberliğinde.
ABD ve başta Fransa, Batı; Rusya’yı “sivilleri, Işid derken Özgür Suriye Ordusu’nu bombalamak”la suçluyor; ki doğrudur elbet!
Lakin bu suçlamayı yaparken ABD de misal Afganistan’da “Sınırsız doktorlar”ın hastanesini bombalamış, sivilleri vurmuş.
Putin de zaten, “Siz Özgür Suriye Ordusu diye yetiştiriyorsunuz, sonra onlar gidip Işid’e katılıyor” diyor; yani Ruslar için rejim karşıtı kimsenin farkı yok.
***
Ankara’nın hem “terörist” sayıp hem de “Şah Fırat Operasyonu”nda eskortluk desteği aldığı, Kuzey Iraklı Peşmergeleri geçirip yardıma sevk ettiği, “vatan toprağını mukavemetsiz şekilde teslim edip” Işid’den kaçırılan “Süleyman Şah”ı emanet ettiği PYD de “hem Amerika hem Rusya” diyor zaten.
Bir yandan ABD ile müttefik ve Türkiye toprağı İncirlik’ten kalkan ABD uçaklarına Işid hedeflerini gösteriyor…
Bir yandan Rusya ile işbirliğine de hazır; “rejimi çok güçlendirmeden!”
***
Hem Amerika Hem Rusya başarısından ötürü, başkalarını değil, elbette önce kendi iktidarımızı kutlayacağız:
Bravo vallahi, müthiş!
Sen TIR’lar ile fır fır “insani yardım” taşıyıp durmuşsun; Hem Amerika Hem Rusya uçakları şimdi onları bombalıyor.
Sana tek düşen kendi (iç) savaşını yeniden alevlendirip sandık neyin taşıma işi olmuş.
***
Şu andaki yeni pozisyonlarına göre “devlette örgütlediği paralel devleti” görememiş…
“Darbe” dediğine şimdi “kumpas” demiş…
Pohpohladığı savcı, hakim ve polis şeflerini şimdi “hain” ilan etmiş…
“Bir emirleri var mı” diye sorduğu “Pensilvanya”yı şimdi “teröristbaşı” tayin etmiş…
“Bir daha çatışma olmayacak” derken (PKK’nın da birinci tercihi) “savaş”ı önümüze koymuş…
Yani hiç yanılmamış bir iktidar elbette Suriye politikasında da böyle kesin, mutlak bir sonuç alacak, kendi öngördüğü hedeflere ulaşacaktı!
***
Bu büyük başarının devamı olarak şimdi, olur a, Hem Amerika Hem Rusya derken, ikisinin havada çatışmasıyla şöyle kararınca bir dünya savaşı tehlikesi de çıkarsa, vallahi hakikaten tarih yazılır, bozulur, karalanır, kanlanır!
Sandığa giderken elbette bu başarının hakkını da teslim edecek vatandaşlar hiç az değil!
***
“Ortadoğu”, biliriz ki tam manasıyla “Oryantalist” coğrafi-siyasi bir tabeladır.
Hesapta bir küre olan dünyanın, esasen minicik olan Avrupa’yı merkeze alarak açılmış 180 derecelik yamuk, deforme haritasına göre tarif edilir.
Bir zamanlar üniversitede “Eleştirel düşünce” dersi verirken, daha en baştan bu haritayı üç parça keser, misal Asya’yı ortaya alarak yeniden yapıştırırdım.
Yani “Asya’nın en batısında” olan Amerika kıtası “Asya’nın doğusunda” olurdu mesela.
Küçük Avrupa da en sola gidiverirdi.
Kes kes yapıştır; bir küreyi nasıl açmak istersen.
Topun dibinin çizgi dışında olup izdüşümünün çizgiye değmesinden bileceksiniz bunu!
Fakat Ortadoğu bu “orta”lığı yine hak ediyor işte.
Ortada bir sofra; herkes dalıyor.
Büyük bir medeniyet tarihinin orta yerinde, bütün dinlerin çıktığı yerde, büyük bir dinin mabedinde, insanlığın en kadim topraklarında, masalların, destanların, hayallerin, umutların diyarında, 21’inci Yüzyılda, kardeş önce kardeşi yiyor ki kalleş kalleş birbirini yiyor demek de mümkün!
Sonra herkes sökün ediyor, silahıyla, bombasıyla.
Bizim üstatlar da Hem Amerika Hem Rusya’nın bombaladığı bir komşu yaratılmasına bayağı emek verdiler.
Sıfır sorun derken güzel oldu valla!