Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2010 Kasım ayının son günleri.

        Başbakan Erdoğan Libya’da.

        Hem “Kaddafi İnsan Hakları Ödülü”nü alıyor, hem de “Kaddafi’nin Onur Konuğu” olarak “AB-Afrika Zirvesi”nde konuşuyor:

        Türkiye’nin son dönemde uyguladığı komşularla sıfır sorun politikası krizlerin aşılmasında büyük pay sahibidir.”

        Aradan biraz zaman geçiyor:

        Türkiye önce “NATO’nun Libya’da ne işi var” deyip sonra Libya’ya NATO (ABD) saldırıları için üs ve müttefik oluyor.

        İnsan Hakları Ödülü” veren Kaddafi öldürülüyor.

        Libya, “kardeşimiz, çok yakınımız, büyük dostumuz Esad”ın Suriye’sinin, “Şam-gen bölgesi”nin rejim ile “örgütler” tarafından kan gölü hale getirilmesinde temel “silah ve savaşçı ihracat merkezi” haline geliyor!

        ***

        2012’de Dışişleri Bakanı Davutoğlu “Suriye’de sıkıntı var diye komşularla sıfır sorun politikası bitmez” diyor.

        2013 Mart ayının son günleri.

        2099’dan beri “Komşularla sıfır sorun politikası”nın müteahhidi değilse de mimarı olmuş Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye’nin artık cehennem haline gelmesine rağmen, dünyaya ilan ediyor:

        Komşularla sıfır sorun politikası başarılıdır. AK Parti iktidara geldiğinde hem talihsiz Irak Savaşı, hem de hemen tüm komşularla sorunlar vardı.

        AK Parti Türkiye’yi komşularıyla sorunlu ilişkilerinden kurtardı.

        Böylece Türkiye enerjisini, komşularla sorunlardan bölgesel ve uluslararası konulara aktarabildi.

        Sıfır soruna dar bakışla odaklananlar Türkiye’nin büyük dış politika vizyonunu kaçırıyor.”

        ***

        Oturduğunuz, yaşadığınız köyde, kentte, mahallede, apartmanda, sitede filan sizin durumunuz ne, bilmiyorum ama, iyi haber şu:

        Üst kattaki komşulardan Gürcistan’la çok büyük sorun yok!

        Nahcivan’la hiç yok!

        Karşı dairedeki Yunanistan ve Bulgaristan AB içinden bakıp duruyor…

        Her ikisinin de “Ortodoksluk ruhu”yla Rusya’ya gönül bağını pek önemsemezsek.

        Rusya komşumuz değildi; meğer komşumuzmuş! Yukarıdakilerden üçü bir yana, Ermenistan’ı öyle sayın!

        Sonra Doğu ve Güneydoğu’ya geliyoruz:

        Suriye, İran, Irak!

        Şii Blok” nihayet komşumuz olmakla kalmadı, “sorunlu komşumuz”dan öte “Sünni Blok’un düşmanı” olarak tecelli etti.

        Suriye rejimiyle adeta savaş halinde, Sıfır Sorun.

        Irak rejimiyle savaşmak üzere, Sıfır Sorun.

        Her ikisinin hamisi İran ile soğuk savaşın tam içinde.

        ***

        Bir süre “Süreç” denerek “yurtta sulh” serabı gördüren iktidar ve devlet, zaten o sınırın bu yakasında “terörle mücadele” çerçevesinde Nusaybin, Sur, Cizre diyerek komşu üstünde komşu da bırakmıyor.

        Böylece “içimiz dışımız bir” denebilecek bir tutarlılık hasıl oluyor:

        Yurtta harp cihanda harp.

        Yurtta sıfırlama, cihanda sıfırlama.

        Bunların hepsi, Libya’da “Kaddafi Ödülü”nde söylendiği gibi “krizlerin aşılmasında büyük pay sahibi” oluyor.

        Olacak da!

        ***

        Bu politikanın Türkiye’ye sadece “komşu kaybettirdiği”ni söyleyemeyiz.

        Kazanç da var.

        İlle maddi manada demiyorum reza.

        Giden yerine yeni komşu da geliyor:

        Suriye-Irak hattında, iki paramparça devletten cari bakiyede zaten “komşular” artık başka:

        Rojava, Işid’in İslam Devleti, Kürt Özerk Cumhuriyeti (Kürdistan Bölgesel Yönetimi.)

        Böylece her komşudan bir, iki komşu çıkartmak gibi zengin bir süreç.

        Bir nar parçalanınca bin nar tanesi olması gibi.

        Komşuya gittim bir tane, eve geldim bin tane işte.

        Ki antioksidandır, biliyorsunuz!

        Ayrıca, Adanalılar gözleriyle görüyor, ABD ile de komşuyuz. Komşunun havalimanı hemen oracıkta. Her gün bomba yükleyip kalkıyor, iniyor.

        En iyi komşularımız”ı sona sakladım:

        Türkiye, iktidarın büyük başarısıyla, epeydir esas S. Arabistan ve Katar’la komşu.

        Hakikaten bu “komşular”la sıfır sorunumuz var. Hatta bol sıfırlı sorunsuzluk.

        Güzel şey!

        ***

        Güzelin en güzel tarafı da, “Komşularla sıfır sorun” nakliyesinde TIR lastiği patlayınca, iktidarın en yetkili amirlerinin söylediği şu veciz söz, şu ilke, şu hayran olunacak şiar:

        İnsanların temel hakları baskı yoluyla yok sayılınca sessiz kalamayız.”

        Bu açıdan misal S. Arabistan hakikaten “örnek insan hakları, nadide temel haklara saygı” devleti!

        Mütevazı davranıp övünmek olmasın diye Türkiye’yi saymıyoruz!

        İnsanların temel hakları baskı yoluyla yok sayılınca sessiz kalmıyoruz ya…

        Kaddafi de daha o zaman “İnsan hakları ödülü” vermiş zaten!

        Zaman ne hızlı geçmiyor.

        Diğer Yazılar