Köstebek mi var, tavşan mı, sülük mü?
Tartışılıyor mu, tartışılmıyor mu, pek anlamadım.
Araştırılıyor mu, araştırılmıyor mu, pek bilmiyorum.
Ama sevkiyattaki (çoğu acemi) askerlerin katledilmesini, Bingöl pususunun 19 yıl sonra yine kan kusmasını “Köstebek”e bağlayan var; Şamil Tayyar gibi. Yahut, Genelkurmay Başkanı’nının dediği üzre, “Saat şaşırtmacası dahil, her tedbir alınmış”!
***
…
Ben de “Bingöl pususu”nun bir arka yüzünü bir “komutan”dan dinledim.
Bu “komutan” meselesi karışıktır.
Dağdaki karakol basılır; “komutan” sadece 21 yaşında gencecik astsubaydır.
Genelkurmay utana sıkıla, “lider konumundaki personel” diye açıklama yapar.
Bir tim tuzağa düşer, yere düşer. “Komutan” uzman çavuştur.
Ateşin ortasına “komutan” tayin edilenler; kışla gerisinde “komutanlar” tarafından ast, alt diye alçak süründürülür; oda hapsine mahkum edilir, aşağılanır.
Bazen de bazısı aynısını bir altına…
***
Bingöl pususunun bir arka planını bizatihi o sevkiyatlarda görev yapan konvoy komutanlarından birinden öğrendim.
O gün o değil, konvoya başka bir astsubay komutandı o da ağır yaralandı.
Genelkurmay’dar köstebeğe kalmadan, belki tavşan yahut sülüklerin de, “kuzuları kurda” nasıl yolladığını birlikte düşünürüz.
Esasen, esas düşünmemiz gereken, ne kuzu olsun, ne kurttur; barıştır düşlememiz gereken.
Çünkü kaba hesapla kimse tükenmez vurmak ile… Lakin her vurulanda bir ananın, bir eşin, bir evladın kalbi de tükenir; hayat tükenir, umut tükenir.
***
Konumuza gelirsek; “Komutan” diyor ki:
1. Konvoy görevine giden muharip birlik de olmasına rağmen, diğerleri lojistik destek, destek grup, bölge bando komutanlıklarındandır. Çoğu yardımcı sınıftır.
2. Araç sayısına göre konvoy komutanı rütbesi belirlenir.
3. Ulaştırma yönergesinde bellidir ama araç sayısına bakıp yönergeye göre bu benim götürebileceğim sayıdan fazla derseniz, hakarete bile uğrarsınız.
4. Talimatlar konvoydaki komutanlara telsizi zorunlu kılar. Uzun çabalardan sonra telsiz verilebildi ama kriptosuz. O yüzden herkes cep telefonu kullanıyor. Jammer varsa, zaten birbirimizle de görüşemiyoruz.
5. Araç deposunun dolu olması gerekir. Ama sivil otobüsler boş depo gelir; iş alamazsa diye. Elazığ çıkışında benzinlikleri olduğunu söylerler. Otobüsü yol kenarına çekip benzin alınması beklenir.
6. Bunu bilen üst komutanların buna göz yumması anlaşılır değildir.
7. Zaten bu işi yıllardır Star 23 firmasının yapması, ihaleyi hep alması da anlaşılır değildir.
8. Yoğun sevk dönemi otobüsleri yetersiz kalır; çevre illerden gelişigüzel otobüs çağrılır. Güvenlik soruşturması olmadan.
9. Konvoyda envai çeşit model ve yaşta araç mevcut. Bazıları gazlar, bazıları arkada kalır. Araçlar sık bozulur.
10. Muhafızlarda çelik yelek, mihver sıkıntısı var. Zaten sayı yetmiyor. Sevk edilen askerden üst komutanlar gelişigüzel muhafız seçip zimmetlerken, bu asker atış yapmış mı, bakmıyor bile.
11. Kiminin derdi ellerindeki saatli bombayı biran önce başkasına devretmektir.
12. Bunu söylemek ayıp ama kimileri askerlerin KTM’lere ne kadar para bıraktığıyla ilgilenir. KTM parası birlikler için çok önemlidir.
13. Bir karakoldan diğerine jandarma refakati var sözde ama çoğu zaman görevde oldukları için, konvoy onları bekleyemiyor. Bekleme anlarında asker iniyor, alışveriş yapıyor, zaten dinlemeye filan gerek kalmıyor.
14. Konvoyun Elazığ çıkışında bir davul zurna eksik; herkes konvoyun hareketini 8. kolordudan iyi biliyor.
15. Milletin evladını teslim ettiği, acemi toplanma yeri KTM’ler, (Elazığ yeni düzeldi), Bingöl, Muş, diğerleri çok kötü şartlarda; çocuklar insanlık onuruna yakışmayacak şekilde yatırılıyor, yediriliyor. Özellikle Van’ı görmenizi isterim. 150-200 askere bir adet pis tuvalet kabini.
16. Biz bunları görüyor, yaşıyor, bunlarla ölüyoruz. Söylediğimizde dinleyen yok, kızan çok. Çünkü biz zenciyiz. Bu çocuklar da zenci.
Allah’a emanet olun!