'Demokrasi şehidimiz' Menderes'in emaneti Aydın Menderes aramızdan ayrıldı
Aydın Menderes ile hayatımın iki döneminde karşılaştım. 1977-1980 arasında Adalet Partisi bünyesinde babamla beraber “milletin vekili” olduğu dönem ve yıllar sonra Ankara’da siyasete yeni bir katkı düşündüğü dönem evinde birkaç kez sohbet etme imkânımız oldu...
Sevgili dostlar, o kaza olmasa Aydın Menderes, merkez sağ kulvarda önemli adımlar atabilecek bir isimdi ve çok kritik dönemlerde “tutucu” rolü oynadığına bizzat şahit oldum. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun...
Bu noktada Menderes soyadına biraz daha fazla vurgu yapmak ve “demokrasi şehidimiz” Adnan Menderes’i hatırlamak ve hatırlatmak istiyorum. Bugün geldiğimiz noktada özellikle “KÜRESEL-YEREL Yerleşik Düzene karşı ciddi adımlar atabildiysek”, Menderes’in çıktığı yol ve bu yolda şehit olarak sonraki kuşaklara bıraktığı “SORGULAYIN” mesajı çok önemli!
Sevgili dostlar, bir ülke düşünün ekonomide, siyasette, toplumsal dokularda 1950’li yıllarda çok önemli adımlar atmış, halkın iradesini “demokrasi üzerindeki ipoteklerin” üstüne taşımak için hamleler yapmış ve sıkıştırıldığı “emperyalist düzene” karşı “rest çekerek” Rusya ile proje geliştirme yoluna dahi girmiş. Bu adımlar atılmış ama o sistemi “zorlayan”, halkının desteğini alan ve inandığı yolda giden Başbakan Menderes’in “başı ile ödenmiş” alınan yolun bedeli! Ülkenin “sıkıştırdıkları” cendere içinden kaçmasını istemeyen “küresel” güçler ve onların burada yarattıkları burjuva-basın-askeri güçler arasına sızmış veya yaratılmış “odakları”, harekete geçmişler ve “ülkesini bu paylaşım-baskı” düzeninden çıkarmayı deneyen Başbakan’ı “kendi ordusuna” ASTIRMAYI maalesef başarmışlar! Uyan Türk halkı! Astıkları kim? Senin “seçtiğin”, o koltuğu emanet ettiğin, kaderini ellerine bıraktığın!
ASILAN SENSİN! ASILAN SENİN İRADEN!
Sonuç: Bu ülkenin en büyük sorunu 1945 sonrası kurulan Küresel Düzen’in kölesi olan, onların taşeronu olarak faaliyet gösteren, “burjuva-basının ve finans sistemimizin bir bölümü-asker içine sızmış bazıları” tarafından oluşturulan “YERLEŞİK YAPI”!
Bu yapının, bu ülkenin kaynaklarını emmesi ve halkın sosyal-ekonomik-düşünsel gelişimi önünde durmaları! Bu ülkenin milli gelirinin büyük bölümünü bu “yapı” emer, halkı çeşitli korkularla baskı altına alır, Türkiye’nin dış politikada gitmesi gereken yönü şaşırtır ve basına yerleştirdiği adamları vasıtasıyla “darbe” değil her türlü eylem için ortam oluştururlar!
UYAN GÜZEL HALKIM! Bu adamlar kanını emdiler, emmek için direnmeye devam ediyorlar! Menderes’i şehit eden de BUNLAR!
Son söz: Menderes’in açtığı yolu daha da genişleterek “yerleşik düzen” ile savaşı kazanmaya yaklaşan ilk Başbakan Erdoğan oldu... Erdoğan’a kadar, “yerleşik düzen” halkı için hareket eden “bütün sadrazamlarımızı, başbakanlarımızı” bizden aldı ve bunu her zaman kendi ordumuza yaptırdı, başarısız olduğu zaman bizzat canlarına kastetti! Yerleşik Düzen ile savaşta 8-10 yıl eşiği çok önemli. Bir Türk vatandaşı olarak, iğrendiğim, yok olması için sabah akşam çalıştığım bu düzene karşı “elimden geleni” yapmak, Türk halkının da bu bilince ulaşması ve gerçeği görmesi için bildiklerimi her türlü engelleme, iftira, zorlamaya rağmen sonuna kadar aktarmak istiyorum... Yaşasın tam bağımsız “kan emicilerinden” kurtulmuş, kendini bulmuş Türkiye... Babasını 15 yaşında bir çocukken “ipe gönderen” bu ülkeye, gerçeği bilerek asla küsmeyen Aydın Menderes’i bir kez daha rahmetle anıyorum...
'Suçluların telaşı içindeler'
Birand yine döktürmüş. Yazdıkları tam bir komedi! Suçunu kabul ediyor ama zamanaşımı diyor. Kendi yediklerini bizler de yapıyoruz sanıyor ve bana da aklınca çamur atıyor! İşin en kötüsü de tanıdığı herkesten yardım istiyor; “Aman beni koruyun” diye ağlıyor!
Korkma Birand Bey kardeşim. Seni Uğur Dündar’ın hatırına şimdilik kendi haline bırakıyorum. Nedeni de tam sana “örnek” olacak cinsten. Oku da biraz “insanlık” dersi al! Cuma akşamı beni Uğur Dündar aradı ve “Yiğit bu adamı herkes biliyor, yapma, insani sorunları var, sana cevap vermeye, kendini temize çıkarmaya çalışırken adam bitecek, benim hatırım için onu Allah’a havale et bırak” dedi! Senin arkasından dolaplar çevirdiğin Dündar, senin çaresizliğine acıyıp seni kurtarıyor...
Birand Bey kardeşim, bu vicdan azabıyla kavrul diye ve en önemlisi “Uğur Ağabey’in hatırına” seni Allah’a havale edip kendi haline bırakıyorum! Bundan sonra benim adımı anarken “destur çekeceksin” ve pis işlere bulaştığını, “toplum terziliği” yaptığını asla duymayacağım! Ha sakın “bitti” sanma, senin gibiler ve uzantısı olduğu “yerleşik düzen” ile son nefesime kadar savaşacağım! Sen ve “seni koruyanlar” bitmeden, bu ülke nefes alamaz, düze çıkamaz! Hadi yürü bakayım, sakın arkana bakma! Uğur Dündar’ı da ara bir teşekkür et, “Ben sana her türlü oyunu yaptım ama sen nasıl bir adamsın” de, hatta elini öp, belki seni affeder!