MİTMüsteşarı ve bazı isimlere yönelik 'Bahane bulduk, saldıralım' taktiği uygulamada!

GÖREVE gelmeden aylar önce başladı “karanlık odaklar ve çevresinde” tezgâhlanan “Hakan Fidan’ı engelle” stratejisi! İsrail kaynaklarında gördüğümüz bazı “iftiraları”, Türk internet medyasının sayfalarında da okuduk. Hatta iş o kadar ileri gitti ki; bazı ülkelerde gazetelere haber oldu “asılsız iddialar”! Sevgili dostlar, Hakan Fidan “istihbarat servisimiz” içindeki yerleşik düzeni, hatta daha açık yazayım, İsrail-Almanya çizgisinde birçok “yapının” devamından yana olduğu “düzeni” bozmak için göreve getirildi. Bu görevlendirme “içte-dışta” birçok “derin yapıyı” rahatsız ederken, engelleme ve düşürme stratejisi devam etti...

Bu noktada, son yaşananlarda “konunun detayları” bilinmeden olayı Fidan’ın üstüne yıkmaya çalışanları ve “yapmaya çalıştıklarını” görmek çok zor değil! OYUN çok açık ve aslında acemice oynanıyor ve Türk milleti siyasetçisinden gazetecisine “kimlerin” ölüler üzerinden “ayrılık” tohumu ektiğini, kimlerin fırsat bu fırsat Türk Devleti’ne “isyan bayrağını” çektiğini görüyor!

2012 “bu arkadaşların” KAYBEDECEKLERİ ve Türkiye’nin “bir bütün olarak” daha güçlü hale geleceği bir yıl olacak.

Dikkatli olma zamanı!

OLMAZSAK ortaya çıkan tablo; devletin kaymakamına linç girişimi! Anlaşılamaz, kabul edilemez... Peki “bombardıman” adı altında yapılan çok mu anlaşılabilir? Değil! O zaman o insanların tepkisi de “anlaşılabilir” sınırlar dışına taşa bilir mi? Bu kör bir “kurgu şeklinde” daha vahim sebep-sonuç ilişki dinamikleri üreterek nereye kadar gider? Sevgili dostlar, algılama ve özellikle yaşanan gerçek, “normal” sınırlar dışına taştığında; ortaya sonu nereye gideceği belli olmayan bir “döngü” çıkar. Son günlerde bölgede yaşananlar da maalesef bu yolda ilerliyor. Anlatılması zor bir “bombardıman” sonrası, kabul edilmesi mümkün olmayan görüntüler ortaya çıkıyor... Hayır, sebebi ne olursa olsun, yanında koruma bile olmadan taziye çadırına Türk Devleti adına gelen kaymakama kimse o şekilde davranamaz! Türk Devleti adına bu kabul edilemez ve devletin “DEVLET” olması için bu yaşananlara en sert önlemlerle cevap verilir, verilmelidir! AMA bir noktayı unutmadan; 35 kişiyi öldüren “yanlışlığı” ortaya çıkarmak ve en sert şekilde cezalandırmak da “yine DEVLET dediğimiz yapının” birinci öncelikli görevidir! Devlet “hatayı yapanada, kaymakamına saldıranada aynı sertlikle ve kararlılıkla ” muamele etmeli ve “adil devlet” algılamasına sonuna kadar sahip çıkarak asla zaaf göstermemelidir! Devlet “zaaf gösterirse ”arkasıda-önüde alınamaz! Türk Devleti gerekeni her konuda yapacaktır, bir vatandaş olarak buna inancım sonsuz...

Türkiye 2012’de ‘başkanlık sistemine geçiş sürecini’ başlatmalı...

SON dönemde yaşananlar Türkiye'de bir gerçeği ortaya çıkardı: Türkiye “güçlü liderliğe” alıştı ve bundan sonra sistemin “en noktalarına ” doğru atak yapması için “güçlü liderlik” olmazsa olmaz tek şart!

Sevgili dostlar, bir Türk vatandaşı olarak 2012’ye girerken en önemli temennimi aktarmak istiyorum: Yeniden o mu, bu mu tartışması, iktidar kavgası, demokrasi dışı palazlanıp boşluk dolduran güçler istemiyorum! Sonuç: Bana göre kamu oyunda sorgulanan senaryoların tamamı saçma ve kabul edilemez. Daha da cesur yazayım; bu ülke artık “liderlik” altında güçlü bir “erk”, “maskülen bir figür” tarafından yönetilmeye alıştı ve “herkese mavi boncuk” dağıtacak “ikincil lider adaylarına ” tahammül edemez ve bu yolda vakit kaybedemez...

Son söz: Türkiye için doğru sistem “liderlik” ve tekli derin (Türk halkı kimi seçerse) güçlü olduğu bir sistem kurmalı ve halkı, TBMM’ yi ve sistemi “hile yapmaya ” itmemeliyiz. Daha açık yazayım; güçlü lider, güçlü Türkiye ve arkasında yerleşik düzene karşı verilen savaşı “son noktaya taşımak adına” destek veren Türk halkı... İşte yeni Türkiye gerçe ği bu!

Gerçeklerimize bu açıdan bakarsak; Türkiye için en hayırlısı “kukla yönetenler” yeri ne açık ve net olarak başa geçmiş güçlü lider ve destekle yen yapı! Başka oyunlar formüller aramaya gerek yok. 2012 yılında acilen başkanlık sistemini en iyi kurabilecek şekilde sorgulamaya başlayalım ve Türkiye’nin geleceği için “güçlü liderlik sağlayacak alt yapının” yolunu açalım!