Nazlıaka kararını kendi verdi
Aylin Nazlıaka hakkında önceki gün yapılan görüşmede, çöp sepetine atılan Atatürk fotoğrafı hakkındaki açıklamalar konusunda karar çıktı.
Aylin Hanım, ihraç talebiyle, Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK’ya) sevk edildi.
Şimdi manzara-i umumiye nedir?
Önemli olan, takip edilecek usul değil, uygulanacak cezai hükümlerin neler olduğu hususudur.
Basına yansıyan tartışmalarda, Aylin Nazlıaka’nın hareketine uyan ceza düzenlemesine göre, kendisine verilecek azami ceza, bir kınama kararından ibaret olacaktır.
Yani partinin adalet ahlakı açısından, hamamın namusunu kurtaracak olan yüksek disiplin kurulu (YDK), Nazlıaka için bir kınama gerekçesi ve hüküm cümlesi yazarak bu işi sonuçlandıracaktır.
***
Eğer gelişmeler bu doğrultuda olursa Nazlıaka Hanım, siyaset tarihinde üç günlük nimet için adam satmayan, dürüstlük ve vefa simgesi olarak takdir görecek ve itibara geçecektir.
Siyasette bunun değerini, sanırım en fazla bilmesi gereken parti CHP’dir.
Çünkü partisinin üst kademesindeki simge uygulamaların, artık eski hassasiyetleri kalmadığını kanıtlayan bir örnek ile kamuoyunun dikkatini çekti.
Parti karar organları, hiyerarşik önem sırasına uygun olarak, dört gün süreyle sadece bu işle meşgul oldu. Yani kamuoyu meşguliyet katsayısının en yüksek olduğu bir siyasi ilişkide iç cesaret gösteren parti olarak dikkat çekti.
Böylece CHP’nin “hayret davet etme” katsayısı, “merak davet etme” katsayısının neredeyse on katına çıktı.
Bu topluca; Parti Meclisi, Disiplin Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu bütünlüğünün stratejik uygulaması olarak gelişti.
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığındaki toplantıya, Nazlıaka da katıldı. 60 üyeli PM’de, yaklaşık 35 üye söz aldı. Bazıları Aylin Hanımdan, diğerleri de karşısında yer alarak konum ve yorum tartışmaları gerçekleştirdiler. Nazlıaka diyor ki, “aktardığım olay aynen cereyan etmiştir.”
Zaten gözlenen gelişmeler de, bu doğrultuda izlenimler yaratıyor.
“Buna karşılık, ilginç bir olayın cereyan ettiğini; ancak muhatap teşhisinde ve dillendirilmesinde hata olduğunu” söylüyor.
Aylin Nazlıaka parti meclisi toplantısının yapıldığı salondan çıktıktan sonra; söz alan CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, iddia edilen olayda adı geçen kişinin, kendisi olduğunu açıklıyor.
Yani kimsenin bilmediğini varsaydığımız ilişkide, Milletvekili Necati Bey her şeyi biliyor ve iş YDK’ya sevk noktasına gelinceye kadar ağzını açmıyor..
Hala da açıp konuştuğu (veya konuşmadığı) net olarak bilinmiyor.
***
Önümüzdeki birkaç gün daha, bu işin detayında hayret yaratan gelişmelere şahit oluruz.
Sonra hep birlikte tarihe karışırız. Unutulur gideriz...
Olayı Aylin Hanım bile hatırlamayabilir.