Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem ZEYTİNBURNU DEPREM RİSK HARİTASI: Zeytinburnu depreme dayanıklı mı, fay hattı geçiyor mu? Zeytinburnu deprem bölgesi mi, riskli bölgeler nereler? İşte Zeytinburnu deprem raporu
        1

        İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından 2019 yılında hazırlanan 'Olası Deprem Kayıp Tahminleri Kitapçığı' ilçelerdeki deprem risk durumu ve nüfus bilgileri hakkında bilgi veriyor. Bu ilçeler arasında en çok merak edilenlerden biri de İstanbul Avrupa Yakası ilçesi Zeytinburnu deprem risk haritası oldu. Peki, Zeytinburnu deprem bölgesi mi? Zeytinburnu depreme dayanaklı ve riskli bölgeler nereler? İşte Zeytinburnu risk raporu

        2

        Zeytinburnu, İstanbul ilinin bir ilçesidir. 1 Eylül 1957 tarihinde ilçe olmuştur. Trakya’nın güneydoğusunda, Çatalca yarımadasının, Marmara Denizi'ne bakan yamaçlarının, bu denizle birleştiği yerdedir. Tarihi yarımada ile surlarla ayrılmış, E-5 karayoluna sınır ve havalimanına 15-20 dakikalık mesafededir

        3

        Jeolog ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür, olası bir İstanbul depreminde minimum 500 bin kişinin ölümle burun buruna olduğunu belirterek "riskli" ilçeleri açıkladı.

        Naci Görür, Anadolu Yakası'nın göreceli olarak depremden daha az etkileneceğini söyleyerek Avrupa Yakası'na dikkat çekti. Görür hangi İstanbul ilçelerinin deprem riskinin yüksek olduğunu şöyle açıkladı:

        "Avrupa Yakası'nın depremden daha fazla etkilenecek yeri denize paralel aşağı yukarı 10 kilometre kalınlığında zondur.

        Haliç'ten başlarsınız Silivri'ye kadar gidersiniz. Bakırköy, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Silivri'ye gittiğiniz yerler… O şerit içerisindedir. Oralardaki depremin etkisini büyütecek nitelikte. Avcılar'da ise bir anlamda çürük bir zemin var. Deprem etkisini büyüten, heyelan yapmaya müsait, çökmeye müsait zeminler."

        Şengör, "Büyükçekmece ve Küçükçekmece arası, Küçükçekmece-Haliç arası buralar sahile paralel giden yerler. Avcılar, Samatya, Yedikule… Karşı tarafa (Anadolu Yakası) geçtiğimiz zaman Fenerbahçe biraz daha ileriye gittiğimiz zaman Kartal-Tuzla ve Adalar… Bu bölgeler faya çok yakın" ifadelerini kullandı.

        4

        İSTANBUL İLÇELERİ OLASI DEPREM RİSK RAPORU

        “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminleri İlçe Kitapçıkları”, ilçelere ait deprem tehlike analizlerini, kentsel üstyapı ve altyapı unsurlarının risk analizlerini sunmak amacıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü (DEZİM) ile Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE), Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı iş birliği ile hazırlanan “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” (İBB-KRDAE, 2019) verileri ve sonuçları kullanılarak, 2020 yılında hazırlanmıştır. “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi (2019)” kapsamında, İstanbul bina envanterinin deprem risk analizlerini gerçekleştirmek üzere sınıflandırılmasında üç parametre dikkate alınmıştır (dini, tarihi, akaryakıt istasyonu vb. gibi özellikli bina türü yapılar hariç olmak üzere)

        ZEYTİNBURNU RİSK RAPORU İÇİN TIKLAYINIZ

        İBB OLASI DEPREM RİSK TAHMİNLERİ KİTAPÇIĞI

        İBB olası deprem kayıpları tahminleri kitapçığında ilçe ilçe analizler ve haritalar yer alıyor. Ayrıca meydana gelebilecek bir depremde binaların hasar durum sayı tahminlerine de yer verildi.

        Kitapçıkta oluşabilecek hasarlı bina sayısı tahminlerinin yanı sıra alt yapı sistem hasar tahmin analizlari ve yol durumuyla ilgili de tahminler yer alıyor.

        5

        * Senaryo depremi için Zeytinburnu ilçesi tahmini çok ağır hasarlı bina sayısı dağılım haritası

        6

        * Senaryo depremi için Zeytinburnu ilçesi mahalle bazlı bina hasar tahminleri

        7

        * Senaryo depremi için Zeytinburnu ilçesi mahalle bazlı can kaybı ve yaralanma tahminler

        8

        Türkiye bulunduğu konum itibariyle arazilerinin yüzde 42’si birinci dereceden, yüzde 24’ü ikinci dereceden ve yüzde 18’i ise üçüncü dereceden deprem bölgesi içinde yer almaktadır. Bu konumunun bir sonucu olarak ülkemizde meydana gelen depremlerde büyük mal ve can kayıpları meydana gelmektedir.

        Zeytinburnu ilçesi de deprem açısından birinci dereceden risk taşıyan bir alanda yer almaktadır. Özellikle sahanın hiçbir planlama çalışması yapılmadan yerleşmeye açılmış olması olası bir depremde hasar riskinin büyüklüğünü arttırmaktadır.

        9

        Zeytinburnu ilçesinde yükselti değerleri güneyde Marmara Denizi kıyısından kuzeye doğru artarak Maltepe mahallesinin kuzey kesimlerinde 90 m’nin üzerine çıkmaktadır.

        İlçenin en alçak kesimini oluşturan ve Kazlıçeşme mahallesinin sınırları içinde kalan sahil kesiminin büyük bir kısmı yapay dolgu alanı iken, Kazlıçeşme ile tarihi surlar arasında kalan diğer büyük bir kısmı da eski su depolarının bulunduğu bataklık alanlardan meydana gelmiştir.

        İlçede yüksek kesimler Maltepe, Seyitnizam, Merkezefendi, Telsiz ve Beştelsiz mahallelerinin bulunduğu eski aşınım yüzeylerine denk gelirken, alçak kesimleri oluşturan Çırpıcı, Veliefendi, Sümer ve Kazlıçeşme mahalleleri terkedilmiş akarsu yatağı ile alüvyal ve yapay dolgu alanlarına denk gelmektedir.

        Zeytinburnu ve yakın çevresi, 1500 km uzunluğa sahip Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun batı yarısında yer almaktadır. Söz konusu fayın tek fay düzleminden meydana gelmemesi fayın bir zon oluşturmasına neden olmuştur.

        10

        Fay İstanbul’un içinden geçmez ama hemen güneyinde yer alır ve özellikle yerleşmenin Marmara’ya olan kıyı kesiminde I. derece deprem kuşağında yer almasına neden olur. Marmara denizinde birçok düşey ve yanal atımlı fay bulunmakla beraber Zeytinburnu ilçesine en yakın olanı Doğu Marmara’da yer almaktadır. Yaltırak ve diğ. (2003)’ün Adalar Fayı diye nitelendirdiği bu fay, Zeytinburnu ilçesinin yaklaşık 20 km güneyinde yer almaktadır. 50 km uzunluğundaki Adalar Fayı ve devamında batıya Gaziköy’e kadar uzanan 110 km’lik diğer parça, kırılma kinetiği açısından üzerinde büyük deprem olacağı tahmin edilen faylardır.

        11

        Nitekim İstanbul’da büyük can ve mal kayıplarına neden olan 1894 İstanbul depremi Adalar Fayı’nın hareket etmesiyle meydana gelmiştir. Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde yer alan ve Zeytinburnu ilçesinin de içinde bulunduğu İstanbul’da birçok defa yıkıcı depremler meydana gelmiştir. Bu depremler arasında yer alan 1894 İstanbul depreminde, 474 kişi ölmüş 482 kişi yaralanmış 1773 ev, dükkân ve dayanıklı yapı (cami, mescit, kilise, okul vb.) orta ve ağır derecede hasar görmüştür. XIX. yüzyılın sonunda meydana gelen bu depremde hasarın ve can kaybının fazla olmaması, İstanbul’un günümüzden çok daha küçük bir alana yerleşmiş olması ve nüfusun azlığı ile ilgilidir. Bu nedenle günümüzde İstanbul’da meydana gelecek böyle bir depremde can ve mal kaybının çok daha fazla olacağı kuşkusuzdur.

        12

        Bunun yanında son yüzyılda bu fayın çok aktif olduğunu ve yıkıcı etkisini gösteren çeşitli depremler de meydana gelmiştir. 1967 Adapazarı, 1999 Düzce depremleri ve 1999 İzmit depremi bu depremlerden bazılarıdır. Sadece 1999 İzmit Gölcük depreminde Zeytinburnu’nun da içinde bulunduğu sahada 17435 kişi hayatını kaybetmiş ve 100378 bina yıkılmış-ağır hasara uğramıştır.

        13

        Bu depremlerin magnitüd değeri genelde 6’dan küçüktür. SEZER (2003)’ün yaptığı çalışmaya göre, inceleme alnının da içinde bulunduğu Marmara bölgesindeki depremlerin yüzde 85’inin magnitüd değerlerinin 6’dan küçük olması bölgede hareket eden veya oluşan fayların 50 km’den daha kısa olmasıyla ilgilidir. İstanbul’u etkileyecek olası bir depremin Marmara Denizi’nde meydana gelmesi beklenmektedir. Doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 340 km uzunluğunda olan Marmara Denizi’nde tek bir fayın olduğu kabul edilirse, Marmara Denizi kaynaklı bir depremin en çok 7,6 büyüklüğünde olabileceği hesaplanmıştır.

        14

        Ayrıca uzunluğu 100–150 km civarında ve büyük bir kısmı düşey atımlı olan çok sayıda fayın varlığı bilinen Marmara Denizi’nde 17 Ağustos 1999 Kocaeli-Gölcük 7,4 büyüklüğünde yeni bir depremin olamayacağı ifade edilmektedir. Buna karşılık kısa fayların harekete geçmesi veya oluşması ve birbirini tetiklemesi sonucu en çok 6,5–7,0 M arasında 1–2 deprem ya da deprem dalgalarının uzun süreye yayıldığı orta şiddette bir depremin oluşabileceği belirtilebilir.

        Nitekim 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminde iki farklı merkezdeki fayların hareket etmesi depremin süresini uzatmıştır. Merkezi Gölcük olan ve 15 sn süren ilk şokun ardından 5 sn sonra Sapanca Gölü-Akyazı arasında 30 saniyelik ikinci şok meydana gelmiş ve deprem, toplam 45 sn süreyle çevrede şiddetli sarsıntılara neden olmuştur. Bu durum sarsıntı süresini ve şiddetini belirleyen dalga boyları ve hızlarıyla da yakından ilişkilidir. Sarsıntı süresinin artışına bağlı olarak Gölcük ve çevresinde hasarın miktarı artmıştır. Yapılan çalışmaya göre bu yüzyıl içinde gerçekleşmesi muhtemel maksimum magnitüd Marmara Bölgesi’nde 7,9 M, İstanbul sismotektonik yöresinde 7,5 M dir. 7,4 M büyüklüğündeki bir depremin 2000-2025 yılları arasında gerçekleşme ihtimali ise Marmara Bölgesi’nde yüzde 42, İstanbul sismotektonik yöresinde ise yüzde 25’tir. Bu değerler dikkate alındığında Marmara denizinde meydana gelebilecek bir depremden etkilenebilecek alanlar arasında Zeytinburnu da yer almaktadır. Kaldı ki ilçenin planlamadan yoksun oluşu hasarın miktarını da arttıracaktır.

        Geçmişten günümüze devam eden süreç içerisinde meydana gelen depremlerde can ve mal kaybının gittikçe arttığı ve bunun temel nedeninin de nüfus yoğunluğu ve plansızlık sonucu ortaya çıkan yapılaşmadan kaynaklandığı bilinmektedir. Bu nedenle yoğun nüfuslu olan bu bölgede sağlam olmayan yapıların yeniden gözden geçirilerek güçlendirilmesi ve yerleşmeye açılmamış alanlarda ise ciddi bir planlama yapılarak yerleşmeye açılması zorunludur. Planlama faaliyetleri, mekânın amaca en uygun şekilde kullanımına veya uygunluk sınıflarının belirlenmesine yönelik yapılabilmektedir. Bu çalışmada, mekânı meydana getiren coğrafi faktörlerin etki ve karşı etkilerini göz önünde bulundurularak, inceleme sahasında depreme karşı yerleşmeye elverişli alanların tespiti ve hasar riski yüksek sahaların belirlenmesi için coğrafî bilgi sistemi programları kullanılmıştır.

        Deprem ile ilgili yapılacak olan bu hasar tespit ve yerleşmeye uygunluk analizi bir bakıma çevresel duyarlılık analizi olarak da ifade edilebilir. Farklı dış etkenlerdeki değişime çevrenin verdiği tepki olarak tanımlanan çevresel duyarlılık üzerindeki neden ve sonuç ilişkisi genellikle son derece karmaşık olup çevreyi oluşturan her bir unsurun duyarlılığı farklılık göstermektedir. Bu karmaşık yapıda amaca uygun analizlerin yapılması CBS uygulamalarıyla hem daha kolay hem de daha güvenli olmaktadır.

        15

        HASAR RİSKİ VE FAY HATTI İLİŞKİSİ: ZEYTİNBURNU RİSKLİ VE GÜVENİLİR BÖLGELERİ HANGİLERİ?

        Diğer koşullar eşit kabul edildiğinde herhangi bir depremde meydana gelen hasarın büyüklüğü, depremin odak noktasından çevreye doğru yayılarak azalır. Dolayısıyla herhangi bir alanın olası bir depremden etkilenme (hasar) riski öncelikle fay hatlarına yakınlığıyla ilişkilidir. Zeytinburnu Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Marmara Denizi içinde kalan kısmının yaklaşık olarak 20–25 km kuzeyinde yer almaktadır. İlçenin en güneyinde yer alan Zeytinburnu tren istasyonu ile en kuzeyindeki Maltepe mahallesinin en kuzeyi arasındaki kuş uçuşu uzaklık 6 km civarındadır. Dolayısıyla Marmara Denizinde meydana gelebilecek bir depremde Zeytinburnu ilçesinin tamamı ciddi anlamda etkilenecektir. İnceleme sahasında fay hatlarına en uzak nokta ile en yakın nokta arasındaki uzaklık 6 km civarındadır. 6 km’lik mesafe fazla olmamakla beraber fay hattına en yakın kesim ile en uzak kesimin meydana gelecek depremden etkilenme derecelerinin farklı olacağı malumdur. Bu nedenle fay hatları ile hasar ilişkisi kurulurken, Zeytinburnu ilçesi kuzey-güney yönünde 2’şer kilometrelik üç farklı bölgeye ayrılarak incelenmiştir. Fay hatlarına yakın alanlarda deprem dalgalarının yayacağı enerjinin yüksekliği hasarın miktarını arttıracaktır. Dolayısıyla ilçenin hasar risk haritası oluşturulurken fay hatlarına yakınlık faktörü sahanın litolojik özelliklerinden sonra en önemli faktör olarak kullanılmış ve CBS ağırlık değeri 8 olarak atanmıştır.

        Çalışmada fay hatlarına en yakın olan güney bölgesi diğer özellikler aynı kalmak koşuluyla meydana gelecek hasar bakımından çok riskli,

        En uzak olan kuzey bölgesi az riskli ve

        Ortada kalan bölge orta derecede riskli olarak kabul edilmiştir.

        Buna göre Nuripaşa, Sümer, Yenidoğan, Gökalp ve Yeşiltepe mahallelerinin tamamı ve Kazlıçeşme, Veliefendi, Beştelsiz, Çırpıcı ve Telsiz mahallelerinin ise büyük bir kısmı fay hattına en yakın dolayısıyla en fazla hasar görebilecek zonda yer alırken,

        Seyitnizam mahallesinin tamamı ile Çırpıcı, Merkezefendi, Telsiz ve Beştelsiz mahallelerinin ise büyük bir kısmı orta derecede hasar görebilecek zonda yer almaktadır.

        En uzak ve dolayısıyla en az hasar riski taşıyan zonda ise Maltepe mahallesinin tamamı ile Merkezefendi mahallesinin kuzey kesimi yer almaktadır.

        16

        HASAR RİSKİ VE JEOLOJİ İLİŞKİSİ

        Özellikle 1999 Gölcük depreminde depremin odak noktasından yaklaşık olarak 110 km uzakta kalan Avcılar’da (İstanbul) hasarın büyük olması zeminde meydana gelen sıvılaşmadan kaynaklanmıştır. Bu nedenle inceleme sahasında da gerek taban suyu seviyesinin yüksek oluşu ve gerek sıvılaşma için gerekli olan litolojinin geniş alanlara yayılması deprem hasar riskinin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.

        Sıvılaşma suya doymuş kum, kil, silt boyutundaki gevşek yapıdaki sedimentlerin geçici olarak güçlerini kaybetmeleri ve bir sıvı gibi hareket etmeleriyle oluşan fiziki bir süreçtir. Gözenek boşluklarındaki çökmelere bağlı olarak su basıncı artışı ile toprağın direnci düşmekte ve toprak sanki bir sıvıymış gibi akışa geçmektedir.

        Sıvılaşma genel olarak yeraltı su seviyesinin yüzeye yakın olduğu alanlarda ve kumlu zeminlerde meydana gelir. Bu nedenle, sıvılaşmaya karşı en dayanıksız zeminleri dolgu sahaları, akarsu ve göl kıyıları ile eski akarsu ve göl depoları oluşturmaktadır.

        İnceleme alanının litoloji haritası incelendiğinde, ilçenin yaklaşık yüzde 50’lik kısmının sıvılaşma için uygun olan kil, çakıl ve kum gibi gevşek unsurlardan oluştuğu görülmektedir.

        Özellikle Çırpıcı deresinin eski yatağında kurulduğu sayısal yükselti modeli haritasında da belli olan, Çırpıcı, Veliefendi, Sümer ve Kazlıçeşme mahallelerinin hemen hemen tamamı ve Maltepe mahallesinin kuzey batı kesimleri sıvılaşma için uygun şartlar sağlayan kil, kum ve çakıl boyutundaki kayaçlardan meydana gelmektedir. Bu alanlarda sıvılaşma riski fazladır. Buna karşılık Yenidoğan, Gökalp, Nuripaşa, Seyitnizam, Merkezefendi, Telsiz, Beştelsiz mahallerinin hemen hemen tamamı ile Maltepe mahallesinin güney kesimleri kireçtaşı-marn ve kil ardalanmasından meydana gelmiş olup, diğer çok riskli alanlara göre sıvılaşmaya karşı nispeten daha dayanıklı bir zemin oluşturmaktadır.

        Zemin sıvılaşmasının deprem hasarını arttıran en önemli unsurlardan biri olması sıvılaşmada en önemli faktör olan litolojinin önemini arttırmaktadır. Bu nedenle bu çalışmada deprem hasar risk haritası oluşturulurken litolojinin CBS ağırlık değeri en yüksek olan 10 sayısı ile değerlendirilmiştir.

        Zeytinburnu ilçesinin sınırları içinde çok fazla riskli, fazla riskli ve orta derece riskli alanların, eski Çırpıcı deresinin terkedilmiş bataklık alanına kurulmuş olan; Çırpıcı, Veli Efendi, Sümer mahallelerinin hemen hemen tamamı ile büyük bir kısmı eski su depolarının bataklık alanında kalan ve bir kısmı yapay dolgu sahası olan Kazlıçeşme mahalleleri olduğu görülmektedir. Bu mahalleler, litoloji ve taban suyu seviyesinin sıvılaşmaya uygun şartlar sağlamasından dolayı hasar bakımından en riskli alanları oluşturmaktadır (Şekil 12). Bu çok riskli sahalardaki yapıların hemen tamamı 1990 yılından önce yapılmış olup, toplam yapıların yaklaşık yüzde 30’unu oluşturmaktadır. En fazla risk taşıyan bu alanlarda DİE’nin 2008 yılı nüfus verilerine göre yaklaşık 90000 insan yaşamaktadır. Ayrıca bu mahallelerde depremde hasar görebilecek bina sayısı ise yaklaşık 4800’dür. Özellikle 1999 depreminden önceki dönemde yapılan yapıların hiçbir planlamaya tabi tutulmadan sadece kat sınırlamasına göre planlandığı bilinmektedir. Bu nedenle buraların yerleşmeye uygun olmadığı kesindir. Bu çok riskli sahalar, tarım alanları, park-bahçe gibi yeşil alanlar veya açık hava spor tesisleri için kullanıma uygundur. Ya da başka bir alternatif olarak, belli bir plan çerçevesinde, en fazla iki katlı ve temelde bodrum katı sağlam yapılacak şekilde yerleşmeye açılabilir.

        Nuripaşa ve Telsiz mahallelerinin güney kesimleri ile Kazlıçeşme mahallesinin kuzeydoğu kesimleri yüksek riskli alanlar olarak karşımıza çıkarken, Beştelsiz, Gökalp, Yenidoğan mahallelerinin tamamı Yeşiltepe mahallesinin orta kesimi hariç tamamı, Nuripaşa mahallesinin orta ve kuzey kesimleri ve Seyitnizam mahallesinin doğu kesimleri ile Maltepe mahallesinin batı ve orta kesimleri Zeytinburnu ilçesi içinde orta dercede riskli alanları oluşturmaktadır.

        Hasar riski bakımından orta derecede risk taşıyan bu sahalarda ise 9000 binada yaklaşık 150000 insan yaşamaktadır. Bu kesimlerde zemin etütleri iyi yapılır; bodrum katlar derin inilirse, binaların yapımında kaliteli malzeme kullanılırsa ve düşük kat sınırlaması uygulanırsa yerleşme elverişli hale getirilebilir. Aksi takdirde yerleşmeye kesinlikle elverişli değildir.

        Sonuç olarak, Zeytinburnu ilçesi Kuzey Anadolu Fayı’na yakın olması nedeniyle birinci dereceden deprem bölgesidir. İlçe sınırları içinde litoloji, yükselti, eğim ve fay hatlarına uzaklığın farklı değerler göstermesi risk dağılımında farklılıkların meydana gelmesine neden olmuştur. Özellikle ilçede litolojik farklılık ve taban suyu seviyesinin yüksekliğinden dolayı olası bir depremde zemin sıvılaşma riski yüksek olacak ve ilçenin büyük kesimi bundan etkilenecektir. Zeytinburnu gibi büyük kısmı gevşek alüvyal zeminlerden oluşan alanlarda deprem dalgalarının büyültülerek iletileceği unutulmamalıdır. Buna bağlı olarak bu tip alanlar zorunlu olmadıkça yerleşmeye açılmamalı mutlaka yerleşmeye açılması gereken yerlerde ise zeminin taşıma gücü ve diğer özelliklerine göre mikro bölgelendirme çalışmaları yapılmalı ve kat sayıları buna göre belirlenmelidir. Ayrıca alüvyal zeminlerdeki yeraltı su seviyesi ve sıvılaşma potansiyeli incelenerek zeminin taşıma kapasitesi belirlenmeli ve olası bir deprem sırasında sıvılaşma potansiyeli yüksek bölgeler yapılaşmaya açılmamalı, açılmış olan alanlar da boşaltılmalıdır.

        Kaynak: Türk Coğrafya Dergisi

        Haberi Hazırlayan: Hacer Tonay
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ