Bunları biliyor musunuz?
Kadir İnanır, Hülya Avşar'ın hayatını nasıl kurtardı? Avustralya'da yaşayan biri dondurmacı diğeri kasap iki Türk askeri Avustralya'ya neden savaş açtı, nasıl şehit düştüler? O iki Türk askerinin kişisel eşyaları nerede? Saddam Hüseyin, Selim Bayraktar'a ne dedi? Bayraktar, kurşuna dizilme pahasına Saddam Hüseyin'den nasıl kaçtı? Ajda Pekkan, Türk pop müziğinin Süperstar'ı olmasına rağmen Türk sinemasının en çok filmde rol alan kadın oyunculardan biri nasıl oldu? Ve Yıldız Kenter, Ertem Eğilmez'den neden sette küfür etmeme şartını sözleşmeye koymasını istedi? Mehmet Çalışkan derledi
KADİR İNANIR - HÜLYA AVŞAR
Kadir İnanır'ın 34 yıl önce Hülya Avşar'ın hayatını kurtardığını biliyor musunuz?
Yıl 1984...
Kadir İnanır ile Hülya Avşar, 'Yabancı' filminin çekimleri için settedir.
Kadir İnanır, 'İmrahorlu Kadir'i Hülya Avşar ise 'Hülya'yı canlandırmaktadır.
Az sonraki sahnede başlarına neler geleceğinden habersiz neşeli bir şekilde sohbet etmektedir.
O sahnede 'İmrahorlu Kadir' ile 'Hülya', az önce evlendikleri nikah dairesinden çıkıp, el ele tutuşmuş, mutlu bir halde yeni hayatlarına doğru koşacaklardır.
Onlar öyle sanıyordu...
'İmrahorlu Kadir'in hasımları mutluluklarına kurşun yağdırmak için pusu kurmuş bekliyordu.
O kurşunlardan biri 'Hülya'ya isabet eder. Bu sahnede olduğu gibi kan revan içinde kalıp yere yığılır.
Sahnenin çekimi bitmiştir.
Yönetmen Osman F. Seden 'Kamera stop' der.
Kadir İnanır, elinden tutup yerden kaldırmak için hamle yaptığında o korkunç manzarayla karşı karşıya kalır.
Set çalışanlarına seslenir.
'Koşun'...
Hülya Avşar'ın karnı yarılmış, bağırsaklarının bir kısmı dışarı çıkmıştır.
Kadir İnanır, önce Hülya Avşar'ın bağırsaklarını elleriyle karnından içeri sokup tampon yapar. Zira bağırsakların dışarıda olmasının ölüm riskini artıracağını bilmektedir. Sonra da kucakladığı gibi bir otomobile bindirip en yakın hastane götürür.
Peki Hülya Avşar'ın karnı neden yarılmıştır?
Atılan kurşunlar gerçek miydi?
Hülya Avşar'a suikast mı düzenlenmişti?
Hayır.
Vurulma sahnesinde Hülya Avşar'ın karnındaki kırmızı boyanın olduğu torba uzaktan kumandalı fünyeyle patlayacak, bembeyaz gelinlik kan kırmızısına dönecekti. Amaç buydu.
Ne var ki patlayıcılardan sorumlu görevli, barutu olması gerekenden fazla koyunca boya torbasıyla birlikte Hülya Avşar'ın karnı da yarıldı.
Kadir İnanır, bağırsakların dışarıda kalmamaması gerektiğini bilmeseydi doktorların ifadesine göre Hülya Avşar, hayatını kaybedecekti. Hülya Avşar, o kazadan yıllar sonra karnındaki dikiş izlerini yaptırdığı dövmeyle kapattı.
MENTEŞOĞLU ABDULLAH - TARAKÇIOĞLU MEHMET
Dondurmacı ve kasap olan iki Türk'ün Avustralya'da Avustralya'ya savaş ilan ettiğini biliyor musunuz?
Yıl 1900'lerin başı...
İngiltere'nin işgali altındaki Hindistan, İngilizler ile savaşmak için Osmanlı Devleti'nden yardım ister.
Osmanlı Devleti, Balkan Savaşları içinde olduğu için Hindistan'a sadece 350 asker gönderir.
Gemiyle yola çıkan askerlerden 20'si çeşitli hastalıklardan dolayı yolda şehit olur.
Geri kalan 330 asker, Hindistan'a varır varmaz İngilizlerle savaşmaya başlar.
Çarpışmalarda 290 asker daha şehit olurken 40 asker esir alınır.
O askerlerden ikisi, esir kampından kaçarak Avustralya'ya giden bir gemiye kaçak olarak biner. Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet...
İki Osmanlı askeri bir süre Avustralya'nın ıssız bölgelerinde kaçak hayatı sürdükten sonra Sidney civarında yerleşik hayata geçerek baba meslekleri olan dondurmacılık ve kasaplık yapmaya başlar.
Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet'in sakin yaşamı Çanakkale Savaşı'nda Anzaklar'ın da yer aldığını öğrenmeleri üzerine sona erer.
Anzaklar'ın kendi topraklarından binlerce kilometre uzakta olan Osmanlı Devleti'ne karşı savaşmalarına oldukça kızan Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet, bir gazeteye giderek Avustralya'ya savaş ilan ettiklerini içeren bir ilan vermek ister.
Ne var ki gazetinin editörü ilanı yayınlamayı kabul etmez. Bunun üzerine Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet, editörün başına silah dayayarak savaş ilanını gazetede yayınlatır.
O ilanda şu sözlere yer verildi: "Sayın Avustralya başkanı, ekselans hazretleri! Biz iki Osmanlı askeri olarak ülkenizde bulunuyoruz. Duyduk ki devletimiz Osmanlı'ya Avustralya Devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale'ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki Osmanlı askeri olarak biz de Avustralya Devleti'ne savaş açmış bulunmaktayız. Bu bir Osmanlı savaş fermanıdır. Ekselanslarının bilgilerine duyurulur...
Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet'in ilanını kimse ciddiye almaz. Hatta ilanın okunduğu ve duyulduğu yerlerde alay konusu olur.
Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet, fermanlarına cevap gelmeyince daha fazla beklemeden eylemlerine başlar. Sidney'in 250 km uzağındaki Karlıdağlar Bölgesi'nde ilk eylemlerini gerçekleştirerek tren raylarını söküp 3 treni devirirler, daha sonra da silahlanarak yakın bölgedeki 8 karakola baskın düzenlerler.
Avustralya hükümeti, kendilerine savaş açtıkları konusunda oldukça ciddi olduklarını anladığı Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet'in üzerine 250 asker gönderir.
Çıkan çatışmada Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet şehit olur.
Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet'in dondurma arabası, tüfekleri ve kendilerinin yaptığı Türk bayrağı müzede sergilenirken Türk Kayalığı adı verilen şehit oldukları yer bir kaç yıl önce turizme açıldı.
Can Ulkay'ın yönettiği, Erkan Kolçak Köstendil, Ali Atay ve Şebnem Bozoklu'nun başrollerini paylaştığı 'Türk İşi Dondurma' filmi Menteşoğlu Abdullah ile Tarakçıoğlu Mehmet'in Avustralya'da yaşadıklarını konu ediniyor. Gösterime martta girmesi beklenen filmin çekimleri sürüyor.
SELİM BAYRAKTAR
Kurşuna dizilme pahasına Saddam Hüseyin'den kaçtığını biliyor musunuz?
Nam-ı diğer 'Sümbül Ağa'...
Köyceğizli babası Kerkük'teki bir petrol şirketinde çalışmak için Irak'a yerleşerek bir Türkmen ile evlenir.
1975'te Selim Bayraktar dünyaya gelir.
Çocukluk yılları 8 yıl süren Irak-İran Savaşı'na denk gelir.
Bayraktar Ailesi, savaştan etkilenmeden yaşamını Irak'ta sürdürünce Türkiye'ye dönmeye gerek duymaz.
Ne var ki Selim Bayraktar, 13 yaşına geldiğinde büyük bir kriz yaşanır.
Savaştan dolayı asker sayısının azalması nedeniyle Irak Ordusu, çocukları da askere almaya başlar.
Bir gün Saddam Hüseyin, Selim Bayraktar'ın okulunu ziyarete gider ve orada 'Senden iyi asker olur' diyerek başlarını okşadığı öğrenciler arasında Bayraktar da vardır.
Selim Bayraktar'ın Cumhuriyet muhafızı olmasını istemeyen annesiyle babasına oğullarını askere göndermesi için baskı uygulanır.
Geriye tek bir çare kalmıştır.
Kaçmak.
Ne var ki savaş döneminde ülkeyi terk etmek öyle kolay değildir.
Saddam Hüseyin, sınırları kapamış, kaçanların kurşuna dizilmeleri emrini vermiştir.
Yakalanırlarsa kurşuna dizileceklerdi. Bayraktar Ailesi, yine de bu büyük riski göze alıp at sırtında dağları aşarak Türkiye sınırları içine girerek yeni bir yaşama başlar.
AJDA PEKKAN
Türk müziğinin 'Süperstar'ının Türk sinemasının en çok film çeken kadın oyuncularından biri olduğunu biliyor musunuz?
Yıl 1961...
Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis Pekkan'ın yönlendirmesiyle Çatı adlı kulübün sahibi İlham Gencer'e ulaşır. Kulüpte ilk sahneye çıktığı zaman 'Il Cielo In Una Stanza' adlı şarkıyı seslendirir. Gencer, Pekkan'daki yeteneği görerek hem kulübünde şarkı söylemesine olanak sağlar hem de kariyerinde nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda yol gösterir.
Hayatından memnundu, sevdiği işi yapıyordu.
Ne var ki arkadaşları, Ajda Pekkan'a oyunculuk da yapması gerektiği konusunda telkinlerde bulunuyor, hatta baskı yapıyorlardı.
O arkadaşlarının baskısıyla 1963'te Ses Dergisi'nin açtığı Sinema Yarışması'na katılır.
Aslına bakarsınız yarışmaya biraz da arkadaşlarının baskısından kurtulmak için başvuruda bulunur. Nasıl olsa yarışmayı kazanamayacağını düşünen Ajda Pekkan, sonuçlar açıklanınca büyük bir şok yaşar.
Yenilikçi ve dikkat çeken fiziğiyle Sinema Yarışması'nın 1963 birincisi Ajda Pekkan...
Yarışmanın ikincisi Hülya Koçyiğit. Erkeklerin birincisi ise Ediz Hun.
Ve böylelikle oyunculuk yolu açılır.
İlk filmi Öztürk Serengil ile başrolü paylaştığı 'Adanalı Tayfur...
Ajda Pekkan'a ardı ardına teklifler yağmaya başlar. Öyle ki, deyim yerindeyse başını kaşıyacak kadar bile vakti yoktur.
Ajda Pekkan'ın rol aldığı filmlerden biri de dönemin ünlü futbolcusu nam- ı diğer 'Taçsız Kral' Metin Oktay ile başrolü paylaştığı 'Taçsız Kral'...
Metin Oktay'ın hayatından kesitler sunulan 1965 yapımı filmde Ajda Pekkan, 'Hülya' karakterini canlandırdı.
Ajda Pekkan, rol aldığı filmlerin büyük ilgi görmesine rağmen mutsuzdu. Yapımcılar, Ajda Pekkan'ı mutlu etmek için filmlerde şarkıcı rolü de veriyordu.
Ne var ki sanatçı, müziğe daha çok zaman ayırmak istiyordu. Bu nedenle aralarında Fikret Hakan, Cüneyt Arkın, Ayhan Işık, Öztürk Serengil ve Ekrem Bora'nın da olduğu dönemin en başarılı erkek oyuncularıyla kamera karşısına geçse de 1972'de 'Alçaklar Cehenneme Gider' ile oyunculukta jübile yaptı.
Ya sonra...
Ajda Pekkan, aradığı mutluluğu bulabildi mi?
1977'de çıkardığı 'Süperstar' adlı albümün adının da etkisiyle Türk pop müziğinin 'Süperstar'ı oldu. Devlet sanatçısı olma şerefini yaşadı.
57 yıllık müzik müzik kariyerinde 25 albüm çıkarırken onlarca şarkıyı 'hit' haline getirdi.
Hepsinden önemlisi tüm zamanların en 'zamansız' sanatçıları arasında yer aldı.
Bir kaç dizide konuk oyuncu olarak yer alan Ajda Pekkan, çok sevdiği merhum Ayşe Ersayın'ın yönettiği 'Şöhret Sandalı' adlı filmle 2001'de bir kez daha kameraların karşısına geçti. Rol arkadaşıysa kendisinin kadınlarda birinci olduğu Sinema Yarışması'nın erkekler birincisi Ediz Hun oldu.
Ve Ajda Pekkan, aktif oyunculuğu bırakalı 46 yıl olsa da sadece 9 yılda rol aldığı 51 filmle hâlâ Türk sinemasının en çok kamera önüne geçen oyuncuların başında geliyor.
YILDIZ KENTER - ERTEM EĞİLMEZ
Yıldız Kenter'in Ertem Eğilmez'e sözleşmeye küfür etmemesi şartını koydurduğunu biliyor musunuz?
Yıl 1967...
Ertem Eğilmez, senaryosunu Sadık Şendil'in yazdığı Yaşlı Gözler' adında bir film çekecektir.
Ertem Eğilmez, yapımcısı da olduğu 'Yaşlı Gözler'de Cüneyt Gökçer'e eşlik edecek kadın oyuncu olarak Yıldız Kenter'e teklif götürür.
Ertem Eğilmez'in bir kusuru vardır. O da oldukça küfürbaz olmasıdır. Set çalışanları da oyuncular da bilir ki ünlü yönetmen küfürleri kötü niyetle değil deşarj olmak için etmektedir. Buna rağmen Yıldız Kenter, Eğilmez'e der ki: "Senaryo güzel, siz de iyi yönetmensiniz ama sizinle çalışamam. Siz çok küfür ediyormuşsunuz. Ben o küfürleri duyamam. Eğer, sözleşmeye sette küfür etmeyeceğinize yönelik madde koyarsanız sizinle seve seve çalışırım."
Yıldız Kenter'in bu şartını kabul eden Ertem Eğilmez, çocuklarının geçinebilmeleri için evlerini satan karı-kocanın dramını beyazperdeye taşıyan filmin çekimlerine başlar.
Ertem Eğilmez, sette küfür etmez. En azından Yıldız Kenter'in sette olduğu anlarda...
Kenter'in olduğu sahnelerde ise ünlü yönetmen, 10 dakikada bir çekimleri durdurup dışarı çıkar.
Bir gün Yıldız Kenter meraklanarak arkasından gider; "Ertem Bey, neden 10 dakikada bir dışarı çıkıyorsunuz" der.
Ertem Eğilmez de sette küfür edemediği için bunaldığını, bu nedenle de deşarj olmak için dışarı çıkıp küfür ettiğini söyler.
Yıldız Kenter, Ertem Eğilmez'e "Bu şekilde çekimler bitmez. Tamam, sette küfür edebilirsiniz" şeklinde cevap verir.
Yıldız Kenter'e oldukça kızan Ertem Eğilmez önce okkalı bir küfür sallar ve ardından "Madem küfürden rahatsız olmayacaktınız da neden o kadar zaman kaybettirdiniz?" der.
Ardından da Kenter'in koluna girerek çekim alanına girer.