Çelik: Bu yüzyılın hastalığı egoizm ve kibir
90'ların unutulmaz yorumcusu Çelik, şu sıralar yeni teklisi 'Tövbe Ettim' ile adından söz ettiriyor. Bugüne dek 'Ateşteyim', 'Hercai' ve 'Meyhaneci' başta olmak üzere çok sayıda hit olmuş şarkının altına imzasını atan ünlü şarkıcı Habertürk'ten Arif Hür'e özel açıklamalarda bulundu. Çelik, son dönemde iyiden iyiye tüketim toplumu olmamızla ilgili olarak, "Tüketim ideolojisinde yaşadığımız için kimse ruhunu doyuramıyor ve mutlu değil. Sosyal medyada birisi seni desteklemezse, mutsuz oluyorsun" deyip ekledi: "Kansere çözüm bulunduktan sonra sonra 21. yüzyılın hastalığı egoizm ve kibir olacak"
RÖPORTAJ: Arif HÜR
Yeni tekliniz 'Tövbe Ettim' ile hayranlarınızın karşısına çıktınız. Bu şarkıyla hayattan umduğunu bulamayan, pişmanlıkları bir hayli fazla olanlara seslenme var gibime geldi. Öyle mi?
33 yıl önce konservatuvara ilk girdiğim ruh halimle şimdiki ruh halim aynı değil. Konservatuvarın ilk günlerinde idealisttim. Güzel müzik yapacağım, ülkede sanat yoluyla güzelleştirmem gereken şeyleri düzelteceğim diye düşünürdüm. Bu idealime bağlı olarak geçen yıllar içinde neler yaptığımı göz önüne getirdiğimde kendimde bir eksiklik gördüm.
Nedir o eksiklik?
Gençken toplumun bazı konularda fikirlerinin değişmesi gerektiğini ve bunu biz sanatçıların değiştireceğini düşünüyordum. Kendimi değiştirmem gerekirken başkalarını değiştirmeye çalıştım. En başta bunu ilişkilerimde yaptım. Şarkıda geçen, “Kendim ettim, kendim buldum. Günahkarın kralı oldum” sözleriyle en büyük eleştiriyi kendime yaptım. İnsanlar beni benden daha fazla eleştiremeyecekler. Uzun yıllar karşımdakini kendimden eksik görmek beni çok yordu. Herkesi olduğu gibi kabul etmek lazım.
İncittiğiniz kişiler oldu mu?
Çok kalp kırdığımı düşünüyorum. Kız arkadaşlarım ve iş arkadaşlarımdan bahsediyorum. Çünkü, gençken iddialıydım. Şimdiki gibi çekingen ve dikkatli değildim. Agresif bir yapım vardı. Fiziğim iyi olduğu için kavga etmişliğimde vardır. Gelinen noktada 90'lı yıllarda piyasaya çıkmış bandanalı çocuk değilim. Artık başkasını değil, kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Sanatçı mütevazı mı olmalıdır?
Ego, her sanatçı da olan ve bana göre olmazsa olandır. Bazı sanatçılar “Ben mütevazıyım” diyor ama ben ona karşıyım. Sanatçı da bir kibir olmasını, ama kibrin onu geliştirecek bir yakıt olmasını tercih ediyorum. Kibir kelimesini olumsuz anlamda kullanmıyorum.
Nasıl yani?
Bir sanatçı rakibiyle hırslı bir şekilde mücadele edebilmelidir. Bu ego ve kibir değil kıskançlıktır. Haset kötüdür. Kıskançlık şarkıcıyı geliştirir. Bir sanatçı haset olursa, bende yok onda da olmasın der!
Ünlü filozof Ludwig Josef, "Sanat eksik olunca, ruh dermansız kalır" demiş. Toplum olarak bizim ruhumuz nasıl sizce?
İçinde yaşadığımız toplum ve dünyanın farklı yerlerindeki insanlar 90'ları arıyor. İnsanların yalan söyleyecek hali yok. Bu durum hem ülkemizde hem de dünyada insanların ruhlarını doyuramamaktan kaynaklanıyor. Tüketim ideolojisinde yaşadığımız için kimse ruhunu doyuramıyor ve mutlu değil. Özellikle sosyal medyada birisi seni desteklemezse, mutsuz oluyorsun. Hayatlarımız sosyal medyadaki bir kare fotoğraf ile yargılanmamalı.
Toplumun büyük bir bölümü trendlerin peşinden koşuyor. Bu da yorucu olsa gerek?
Kimse kendi gibi olamadığı, toplumsal trendler oluştuğu için ve bunlar bizim gerçekliğimizi yansıtmadığı için bomboş kaldık. Her yerimizi besliyoruz ama ruhumuzu beslemiyoruz. Sezen Aksu'nın “Başkası olma kendin ol böyle çok daha güzelsin” diye uzayan şarkısı niçin tuttu? Çünkü bir gerçekliği yansıtıyor. Ruh, dermansız kalırsa öfkelenir. Şu an ruhumuz, sanatın yetersizliğinden 90'ları arıyor.
Bu yüzyılın en büyük sorunu nedir?
Kansere çözüm bulunduktan sonra 21. yüzyılın hastalığı egoizm ve kibir olacak.
Günümüzde aşk kavramı nasıl bir noktaya evrildi sizce?
Aşk yok artık, sevgi var. Bir de iç içe, geçici ilişkiler var. Merhamet, sevgi ve paylaşmak var mı? Öfke var. Aşk yoksa özgürlük yoktur, ancak insan özgürleşmeye mahkum bir varlıktır.
İdeal sanatçıyı nasıl tanımlarsınız?
Sanatçı, toplumu ayırmadan büyük bir şefkatle herkesi kapsayacak, maddi ve manevi olarak desteğini gösterecek kimsedir. Sanatçı, halkla beraber yoğrulmalıdır. Gerçek sanatçının toplumu rahatsız eden kişi olduğunu, diğerlerinin rahatlatıcı eğlendiriciler olduğunu düşünüyorum. Fikret Kızılok, Sezen Aksu, Barış Manço ve Cem Karaca gibi isimler ideal sanatçıdır.
Türk müziğinin iki değeri Bülent Ortaçgil ile Mazhar Alonson'un verdikleri röportajlarda kullandığı kelimeler kimi çevreler tarafından tepkiyle karşılandı. Sizce bu tepkiler doğru mu?
Mazhar abi ile Bülent abi müzik olarak benim üstümde olan insanlar o yüzden sözlerinin üstüne bir yorumda bulunmam doğru değil. Ancak sosyal medyada sık sık öfkelenme, aşağılama ve hakaret görüyorum. Öfkelenmeyeceğiz, yargılamayacağız ve aşağılamayacağız. Herkes fikrini belirtmeli. Ama yok! Biz hep başkalarında sorun arıyoruz, kendimizde hiç sorun aramıyoruz.
Bir çoğumuz sürü psikolojinden sıyrılamıyor...
Bizi sürekli bir şey düşünmeye zorluyorlar. Ya bir siyasi partiyi destekleyeceğiz ya da bir sanatçı grubunu. Ben böyle olmak istemiyorum. Bugün limonata içip, yarın kız arkadaşımla tatile gitmek istiyorum. Trend olan Yunan Adaları'na veya Bodrum'a gitmek istemiyorum. Özgür olmak istiyorum ve bu doğrultuda yaşıyorum.
Yeni bir albüm çalışmanız olacak mı?
Arjep Yapım ile bu konuda görüşmelerimi sürüyor. Dile kolay bugüne dek 19 albüm yaptım. 14 Şubat'a kadar bazı ünlü isimlerle düetlerin yer aldığı bir albüm çıkarmayı hedefliyoruz. İçerisinde, 'Hercai', 'Dilberim' ve 'Ateşteyim' gibi şarkılar olacak. Ondan sonrada bir albüm çıkaracağım. Arjep Yapım'ın önüne 50'ye yakın şarkı koyup kararı birlikte vereceğiz.