Ece Dizdar: 23 yıl önce bugün ailemi depremde kaybettim!
Ece Dizdar, 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nde kaybettiği ailesini ölüm yıl dönümlerinde paylaştığı fotoğraflarla andı. Ünlü oyuncu, duygularını "Kalbim her sene bir vuruş aksar" sözleriyle dile getirdi
Henüz 17 yaşındayken ailesini 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nde kaybeden Merve Dizdar (36), anne ve babasını ölüm yıl dönümlerinde duygusal bir paylaşımla andı.
"KALBİM HER SENE BİR VURUŞ AKSAR"
Yıllar önce ailesiyle birlikte çekildiği fotoğrafları sosyal medya hesabından yayınlayan ünlü oyuncu, gönderisinde şu ifadelere yer verdi:
17 rakamını sevmem. Ağustos kelimesini de... Mesela böyle gün olmaz bence. Kalbim her sene bir vuruş aksar. Ailenin kaybının bir doğal afet dolayısıyla oluşu, bugünün toplumun belleğinin bir parçası oluşu ilginç bir şey.
Her sene bu paylaşımı yapmak önce anlamsızlaşır, dersin ki; ben kime anlatıyorum bunu, neden anlatıyorum? Sonra da dersin ki; bu gizli bir klüp, depremde bir parçasını kaybedenlerin kabul edildiği bir klüp. Bir ses et sen yine de.
Yüzüm güler benim bilirsiniz, sadece bugün söylerim. Yavaş yavaş yaşıtlarımın ebeveynleri hastalanıyor, ölümler başlıyor, beni yeni anlamaya başlayanlar oldu bu yıllarda.
"HAYAT BİR DAHA HİÇ AYNI OLMADI!"
23 yıl önce bugün ailemi depremde kaybettim. Hayat bir daha hiç aynı olmadı! Ama bu bazen eskisinden daha güzel olduğu gerçeğini de değiştirmez. Klübün bütün üyelerine tek tek sarılırım.
"O GÜNDEN SONRA HATİCE ASLAN İLE HİÇ AYRILMADIK"
Hatice Aslan'ın "Manevi kızım." dediği Ece Dizdar, 2008 yılında Habertürk'e röportaj vermişti.
İşte o röportajdan öne çıkan kısımlar:
Hatice Aslan ile nasıl tanıştınız?
* Aile dostumuzun yakınıydı. Ben "Oyuncu olmak istiyorum." deyince, ona gönderdiler. 'Küçük Adam Ne Oldu Sana'da oynuyordu. Bir demet papatya aldım, gittim. "Merhaba." dedim, o günden sonra da hiç ayrılmadık.
Deprem olmuş muydu o zaman?
* Olmuştu. Biraz da nedeni bu ama oyuncu olmasaydım da ilişkim böyle olurdu. Ben mühendis olsaydım mesela aynı şeyleri hissedecekti bana karşı.
Birlikte mi yaşamaya başladınız?
* Hayır benim kendi evim var ama onun evinde de yerim hazırdır her zaman. Londra'dan gidip, geldiğimde evim kiradaydı, hep Hatice'de kaldım.
"Abla" diyorsunuz, anne değil. O zaman galadan sonra çıkan haberler saptırılmış mı oluyor?
* Hatice abla beni tanıştırırken hep "Manevi kızım." der. Galada da "Aa kızımla oğlum gelmiş!" dedi. Bildiğimiz için olayın büyüyeceğini, evlatlık, bilmem ne meselelerine gelineceğini, kameraların önünde "Gerçek kızım değil.", "Biyolojik annem değil." şeklinde açıklamalar yapmadık ama o beni kızı gibi sever.
İnsan iki kişiye "Anne" diyebilir mi?
* Diyemez.
O yüzden mi Hatice Aslan'a "Abla" diyorsunuz?
* Benim annem vardı ama öldü. Herkesin bir annesi vardır.
Benzerlikleri var mıydı?
* İkisi de çok gülerler. Ben de çok gülerim. Annemi hep öyle hatırlarlar.
Ölüm kelimesi korkutur mu?
* Hiç korkutmaz. Başıma ne gelecekse gelir. O şekilde yaşamak çok yanlış.
Depremi hatırlıyor musun, o anı?
* O konuya girmek istemiyorum. Gölcük'te değildim zaten.
O sayede kurtuldun yani, peki şimdi her sarsıntıda korkuyor musun?
* Depremin kendisiyle ilgili bir derdim hiç olmadı, kaybımla ilgili oldu. Annemi, babamı kaybettim ama kimsem yokmuş gibi edebiyat yapılmasından hoşlanmıyorum. Amcam, babaannem, kuzenlerim var, koskoca Bahriye var.
Bugün, "Ben şanslı bir insanım mı diyorsun, ben şanssız bir insanım" mı?
* Ben şanslı bir insanım.
Çünkü?
* Çünkü ben çok güzel bir çocukluk geçirdim, çok güzel bir ailem vardı. Depremden çok şey öğrendim, benim hikayem de böyleymiş, bunu kabullenerek yaşıyorum. Farkındalık düzeyim çok yüksek. Bunu gerçekten yazmanızı isterim. Kendimi perişan etmedim ben, içimi hep sıcak tutacak bir şey buldum.
Peki sevdiğiniz bir yönetmen depremle ilgili bir film yapmak istedi ve size teklif sundu. Bana bunlarla gelmeyin mi dersiniz?
* "Bana bunlarla gelmeyin." demem. 40 bin kişi öldü ve bu insanların da iki milyon yakını olduğunu düşünsek, bana bakıp bir umut yaşamaları güzel olur ama nasıl yazıldığı çok önemli. Asla fakir edebiyatı istemem hayatımda. O zaman seve seve oynarım.