Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Emlak Endeksa Genel Müdürü Görkem Öğüt: "Her fiyattan konut satılıyordu, bu dönem bitti" - Emlak Haberleri

        Türkiye'de konut fiyatları ve kiralar konusunda yaşanan sıkıntılar sürüyor. Biz de bu sorunların nasıl çözüleceği ile ilgili sektörün temsilcilerine danışmaya devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz gayrimenkul veri analizi platformu Endeksa'nın Genel Müdürü Görkem Öğüt oldu. Öğüt ile veriler ışığında sorunların sebeplerini ve çözüm yollarını konuştuk.

        "SATIŞLARDAKİ DÜŞÜŞÜN ASIL NEDENİ FİYATLARIN GELDİĞİ SEVİYE"

        - TÜİK verilerine göre haziran ayında geçtiğimiz yıla göre satışlarda yüzde 44'lük bir düşüş var. 6 ayı baz aldığımızda da yüzde 22'lik bir düşüş var. Bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Niye düştü konut satışları?

        Bizim yaptığımız bir çalışma var, satın alınabilirlik endeksi. Bu temel olarak bir gayrimenkulün yüzde 100'ünün krediyle alındığı varsayımına dayanıyor ve bu varsayımdan yola çıkarak, Merkez Bankası'nınyayınladığı faiz oranları, yine TÜİK'in yayınladığı hane gelirleri ve de işte Endeksa'daki ortalama konut fiyatları üzerinden bir endeks hazırlıyoruz. Bir önceki ay bu 64 puan seviyesindeydi, bu 45'e düştü. Yani bir azalma var. Bu bize şunu söyleyebiliyor; kredilerin zorlaşmış olmasının bir etkisi var satın alma gücü üzerinde. Ama asıl neden bence fiyatların artık geldiği seviye. Yani bu seviyelerden artık alım yapmak istemiyor insanlar. Bunu artan ilan adetlerinden, yani bizim tabirimizle satılmayı bekleyen stok adetinden de anlayabiliyoruz. Giderek artıyorlar. Çok hızlı bir hareket vardı özellikle insanların kendini koruma altına almak için gayrimenkule hücum ettikleri neredeyse tabiri caizse bir dönemden çıktık.

        "HER FİYATTAN GAYRİMENKUL SATILIYORDU, ARTIK BU DÖNEM BİTTİ"

        Her fiyattan neredeyse gayrimenkul satılıyordu, artık bu dönem bitti. Yani insanlar daha akılcı davranıyorlar. Daha farklı il alternatifleri değerlendiriyorlar. Biraz sanki görünmez tavana ulaşmış gibiyiz fiyat konusunda ve bu da tabii hızı ister istemez kesiyor ve yavaşlatıyor.

        "FİYATLARDA BİRİNCİLİĞİ KAPTIK!"

        - Türkiye ortalaması ve İstanbul özellikle tabii konut olunca daha çok konuşuluyor. Burada fiyatlar şu anda ne durumda ve bunu dünyayla karşılaştırırsak ne durumda?

        Türkiye'de artık yaklaşık metrekare birim fiyatı 20 binleri bulmuş durumda, 20 bini geçti hatta. Ortalama konuta bakacak olursa 2 milyon 700 bin liraya yaklaştı. İstanbul'da bu rakam daha da yüksek haliyle. 3 milyon 800 bin lira ortalama bir konutun fiyatı. Buna ilk el ve ikinci el dahil. 32 bin liraya yakın da bir metrekare birim fiyatı var. Aslında genel olarak baktığımızda biz hala dünyanın arkasında seyrediyorduk geçtiğimiz aylarda fiyatlama olarak. Fakat işte yakın zamanda OECD ilk çeyrek raporunu açıkladı konut fiyatları açısından birinciliği kaptık. Yani hem nominal değerde hem reel değerde en yüksek konut fiyatına sahip ülke olmuş durumdayız OECD analizlerine göre.

        Sonrasında İzlanda var, Portekiz var, Macaristan var, Rusya var, Lüksemburg var böyle gidiyor. Kiralar da artık neredeyse dünyayla yarışıyor ve bu seviyelere gelmiş durumda. Otomatik olarak tabii bu yurt dışından gelen yatırımcıların da kararlarını etkiliyor diyebilirim.

        "FİYAT SEVİYESİ YURT DIŞINDAN GELEN YATIRIMCILARIN KARARLARINI DA ETKİLİYOR"

        - Yabancıya satışta da yine TÜİK rakamlarına bakınca toplam satış içinde geçen yıl yüzde 4.5 civarında; son aylarda yüzde 3'e kadar düşüyor ki toplam satışların düştüğünü de varsayarsak oldukça yüksek bir azalış var.

        OECD'nin yayınladığı değerler de bunun nedenini açıklıyor gibi bize. Yani dünya ortalamasının üstüne gelmiş artık bir fiyattan bahsediyoruz. Haliyle yatırımcı olarak düşünen kişiler diğer alternatifleri biraz değerlendiriyor. Diğer tarafta da gerçekten gördüğümüz bu yabancılara özellikle çalışan emlak danışmanlarıyla konuştuğumuzda da artık yabancıların da gücünün yetmediğinden bahsedilmeye başlandı. En popüler ilimiz Antalya idi. Burada satışların yavaşladığını, giderek artık Mersin'e kaydığını, artık Mersin'de de yavaş yavaş zaten rakamlar da bize onu söylüyor azaldığını konuşuyorlar. Yani gerçekten fiyat olarak olarak biraz yukarı seviyelerdeyiz artık. Zaten bütün rakamlar da bize bunu gösteriyor.

        REKLAM

        "MALİYETLERİ ÇÖZEMEDEN FİYATLARIN DÜŞMESİNİ BEKLEMEK MÜMKÜN DEĞİL"

        -Biz inşaat firmalarıyla konuştuğumuzda maliyetlerin yükselmesinden yakınıyorlar, o yüzden fiyatların arttığını söylüyorlar. Sizce ne olması gerekiyor bu fiyatların düşmesi için? Bu problem nasıl çözülebilir?

        Doğru da söylüyorlar aslında. Yaklaşık 800 binle 900 bin arasında rakamlar telaffuz ediliyor yıllık üretim ihtiyacı olarak. Son çeyrekteki üretime, alınan ruhsatlara baktığımızda 125-130 bin seviyelerinde. Yani bir seneye vurduğumuzda 500 bini ancak yakalıyoruz diyebiliriz. Her sene üretmemiz gerekenin 300-400 bin altında konut üretiyoruz zaten. Bir de ne yazık ki deprem gerçekleşti. Sırf orada oluşan konut ihtiyacı 400 binlere ulaştı deniliyor. Bir yandan da yenilemeyi bekleyen depremden dolayı bir stoğumuz var. Buradaki ihtiyaç da işte Sayın Bakanımızın söylediğine göre toplamda 1.5 milyon ama hemen dönüştürülmesi gereken 600 bin olduğundan bahsediyor. Yani ihtiyaç çok büyük. Fakat bunu karşılayamıyoruz ne yazık ki.

        Bunun da temel nedeni; biz müteahhitlerle de konuştuğumuzda 'bu fiyatlarla ürettiğimizde alıcı bulamıyoruz, ondan dolayı üretmek istemiyoruz. Şu an maliyet çok yüksek olduğundan dolayı haliyle yüksek fiyat biçmek durumundayız ama piyasa da bunu kabul etmiyor" diyorlar. Kiralar da artıyor sürekli. Bu da maliyetten dolayı yine. Yani kira dediğimiz olay; satış değeriyle korele gitmesi gereken bir olay. Makas da açıldı bu anlamda. Eskiden bizde geri dönüş sürelerini daha konuşacağız ama yeri gelmişken ufak bahsetmiş olayım. Geri dönüş süreleri eskiden daha kısaydı. Makas giderek açılmaya başladı. Maliyetin etkisini çözemediğimiz sürece bu fiyatların düşmesini beklemek de çok da mümkün değil.

        REKLAM

        "BOŞ EVLERLE İLGİLİ YAPTIRIMLAR DÜNYADA FAYDA GÖSTERDİ"

        - Kiralara da değindiniz. Bu konuda da çalışmalar var. Önce boş ev vergisi denildi, sonra bunun biraz piyasaya müdahale olacağı düşünüldü herhalde, teşvik sistemine dönmesi düşünüldü insanların evlerini boş tutmaması için. Bunun bir faydası olur mu? Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizin elinizde ne kadar boş ev olduğuyla ilgili bir veri var mı?

        Açıkçası dünyada çalıştı. 2017'den beri uygulanan bir yöntem. Kanada'da, İrlanda'da, İspanya çok agresif uyguluyor. Barselona örneğin boş evlere el koyuyor. Yani çok daha agresif yöntemleri var. O ülkeler fayda gördüler. Bu nedenle en azından boş konutların tekrar geri kazandırılması bence önem teşkil ediyor kira konusunda. Çünkü biliyorsunuz bu artış oranı sınırlandı. Ve insanlar konutlarını kiraya vermek istemiyorlar, özellikle yatırım için almış olanlar. Gayrimenkulle kendimi koruyayım diye gayrimenkul almış kişiler, kiracıyı alıp sonra tahliye etmekte zorlanacakları düşüncesiyle boş tutuyorlar; ben belli bir fiyatta, hızlı bir şekilde satabilirim düşüncesiyle.

        Boş ev konusunda İstanbul'da 750 bin, Türkiye'deki beklenti 1.5 milyondu. Çok ciddi bir rakam. Zaten üretim sıkıntımız var, stok sıkıntısı çekiyoruz ve bu fiyatların bu kadar yükselmesinin temel nedenlerinden de bir tanesi bu. Böyle baktığımızda tabii ki faydalı olacaktır. Boş konuta ek, bir de yine bu dinamiklerden bir tanesi olan, işte ikincil, üçüncül, dördüncül yani yatırım maksatlı alınmış ek gayrimenkuller. Bunun aslında yolu yordamı belli; gayrimenkul fonlarıyla yapılması lazım. Fonlar alır, siz gidersiniz koyarsınız ve burada paranızı değerlendirirsiniz. Fakat bizde biraz işler perakendeye döndü tabiri caizse. 'Gideyim ben paramı mevduatta tutacağıma, başka bir yerde tutacağıma bir tane gayrimenkul alayım, zaten fiyatlar artıyor, tavanı gördüğüm anda da satarım' düşüncesiyle çok fazla gayrimenkul de alındı. Bunlar da atıl boş.

        Yine üretimin az olduğunu düşünürsek bu ikincil, üçüncül, dördüncül gayrimenkullerin de asıl kullanması gereken insanlara yani ihtiyaç sahiplerine gitmediğini düşünebiliriz doğrudan. Bunun önünü açmak için de bu ikinci gayrimenkul ya da üçüncü gayrimenkul alımında da ek vergilerle uygulanan tedbirler, yine dünyada uygulanıyor. Keza yine ikinci, üçüncü gayrimenkullerde kredilendirmede zorlaştırmalar, bunu ilk pandeminin başladığı dönem Singapur uygulamaya başlamıştı. Eğer ikinci gayrimenkul alıyorsan sana daha düşük miktardan kredi veriliyor. Krediyle alımı zorlaştırmak maksatlı bir takım önlemler. Bu tip önlemler tabii ki önüne geçecektir. Ama keşke daha önce yapsaydık diyebilirim.

        REKLAM

        "ORTALAMANIN ÜSTÜNDEKİ FİYATLAR DÜŞECEK, NORMALİZE OLACAK"

        - Peki bu konutun yatırımdan çıkması gerektiğini söylediniz siz de birçok kişi aynı şeyi söylüyor. Burada bir sistemin kitlenme durumu gibi bir şey mi var acaba? İnsanlar parasının değer kaybetmemesi için konuta yöneldi, bir yandan da bu yüzde 25'lik kira zammı sınırından dolayı kiraya vermek istemiyorlar, diğer yandan konutlar da satılmıyor şu anda ama fiyatları da düşürmüyor insanlar. 'Ben neden zarar edeyim? Bekleyeyim. Nasıl olsa yükselir gibi düşünüyorlar.' Bu biraz sistemi kilitlemiyor mu? Nasıl çözülecek bu durum?

        Tekrar az önce konuştuğumuz konuya temele de bir tekrar değinmek isterim. Aslında üretim maliyetinin düştüğü günlerde bizim fiyatların aşağı doğru hareketini beklememiz normal. Şu an beklenen veya hatta çok konuşulan 'Balon patladı, artık fiyatlar düşecek, yarı yarıya inecek' gibi şeyleri söylemek ne yazık ki mümkün değil. Yani enflasyonun olduğu bir yerde, üretim maliyetlerinin yüksek olduğu bir yerde fiyatların dramatik bir şekilde düşmesini beklemek doğru değil. Ama şunu beklemek doğru, bakti zamanında bu yatırımcıların hücumuyla aşırı fiyatlanan gayrimenkullerin tamamı zaten indirmeye başladı. Hatta kasım ayından beri indiriyorlar. Kasım ayından beri bir an önce elimizden çıkaralım, çünkü durgunluk başladı, bir aksiyon, pozisyon alalım diye uğraşıyorlar ve insanlar da onu paylaşıyor sürekli. İşte dün 10 milyondu, bugün 8'e indi, şimdi 7'ye indi vesaire. Bu adam neden sizce 4 yıldır bu gayrimenkulu satmamış, o ilan orada duruyor? Neden acaba bu fiyatlar düşüyor? Neden bu fiyat yukarı çıkıyor? Satma niyeti yok, piyasayı ölçme, tespit etme niyetleri var. Bunlar zaten egale olacaklar, yani bu fiyatlar düşecek, normalize olacak.

        REKLAM

        "SORUNUN ÜSTESİNDEN GELMEK İÇİN İNŞAAT MALİYETLERİNİN DÜŞMESİ GEREK"

        Ben bunu şöyle de kategorize ediyorum; orta segment dediğimiz yani şu an 3 milyonu buldu İstanbul'da örneğin; 3 milyon 500 bin diyelim, onunla 2 milyon 500 bin arası diyelim veya onun altındaki gayrimenkullerde çok aşağı doğru hareket beklemek mümkün değil. Yani bunlar zaten normal segmentinde gidenler ama yukarıda çok büyük fiyatlanan ve garip bir şekilde sizin dediğiniz gibi insanlar da alıyordu bu gayrimenkulü. Yani biliyor 5 milyonluk yere ben 7 milyon veriyorum diyebiliyor ama gidiyor alıyor yine. Çünkü başka çaresi yok. O parayı tutacağı başka bir yer yok. Bunlar ne yazık ki kaybetme ihtimali olan riskli hareketler. Şu an bile düşmeye başladı fazla fiyatlananlar, özellikle maliyetlerin oturmasıyla beraber direkt kaybedecek profiller. Odağa dönelim; nasıl bu kriz durumunun, kilit durumunun içerisinden çıkarız dersek müteahhitler doğru adres. Onların maliyetlerine odaklanmak, onlara üretim kolaylığı sağlamak, yaşadığımız stok krizinin önüne geçmek, ortalamanın da üzerine çıkarak üretmemiz gereken bir dönemdeyiz. Bu sayede üstesinden gelmekten başka yol yok diyebilirim.

        REKLAM

        "KİRALIK KONUT ÜRETİMİNİN FAYDASI OLACAKTIR"

        - GYODER, kiralamak için konut üretimi yapılmasıyla ilgili bir proje tanıttı. Bunun bir faydası olabileceğini düşünüyor musunuz?

        Kesinlikle olacağını düşünüyorum. Ben tebrik ediyorum üreticileri, taşın altına ellerini koydular tabiri caizse. Dediler ki biz maliyetine katlanıyoruz, sadece bize devlet, arazi tahsis etsin, biz oraya inşaatı yapalım sıfır maliyetle, sonra yap işlet devret şeklinde kiradan amorti ettiğinde de de devredelim devlete. Bence çok güzel bir model. Şu anki bu kiralıklardaki krizin ötesine geçecektir diye düşünüyorum. Tam çözüm olur mu? Bu tartışmalı. Bir anda 300 bin-500 bin konut üretiminden bahsediyoruz. Hep bir araya gelseler ne yapabilirler? Bunu bir bir soru işareti olarak fark etmek lazım ama muhakkak ve muhakkak faydası olacaktır.

        "TÜRKİYE'DE KİRAYA VERMEK İÇİN KONUT YATIRIMI DOĞRU BİR YÖNTEM DEĞİL"

        - Kira çarpanı da yine tartışılan konulardan biri. Türkiye'de kiraya vermek için konut almak şu anda mantıklı mı? Türkiye'de ve İstanbul'da kiralar ne seviyede ve geri dönüşüm süreleri nereden nereye geldi?

        REKLAM

        Bizim şu an ortalama geri dönüş sürelerimiz Türkiye için 18-19 yıllarda. Bu normalde bölgesine göre 18-20-21 yıl arasında değişen bir denklemdeydi zaten ama lüks yüksek fiyatlı bir yerlere gittiğimizde bu artık 35 yıllara falan açılan yerler var. Bu bize neyi söylüyor? Orada fiyatlar çok yüksek, kiralar düşük. Bakıyorsun kirasına 40 bin lira, düşük değil. Şimdi burada böyle bir problem oluşmuş durumda. Daha kirayı yükseltemiyor çünkü o kirayı verecek adam yok etrafta. Yapamıyor yani ama fiyatına göre de dengeyi kaçırmış durumda. Şu an en stresli onlar diyebilirim yani. Özellikle bu yüksek fiyatlı gayrimenkullerin olduğu yerler ne yazık ki kirayı da çıkartamazlar yukarı. Sorunuzu da dolaylı yoldan cevaplamış olayım; Hayır, Türkiye'de kirayla gayrimenkul çok doğru bir yatırım yöntemi değil şu an.

        -Gözlemlerimize göre orta ve üst seviyenin gelir grubunun oturduğu semtlerle, alt gelir grubunda oturduğu semtler arasında iki kata yakın fiyat farkları vardı. Bu farkın azaldığını görüyoruz, neredeyse aynı fiyatlara geldi. Bunu neye bağlıyorsunuz?

        Aslında az önce konuştuğumuz konuyla çok yakın. Mesela Esenyurt'ta hala 14 yıl geri dönüş süresi, hiç değişmedi, yani bu bu kadar olay gerçekleşti, hiç değişmedi. Neden? Çünkü hem konut fiyatları uygun, hem hareket çok fazla, hem kiralar uygun. Orada bir oturmuş bir piyasa hakim diyelim. Çok da mantıklı seviyelerde yükseldi. 2 sene öncesinin kirasına göre karşılaştırmayalım, şu an bambaşka bir boyuttayız ama 8-9 bin seviyelerinde kiralardan bahsediyoruz. Kabul ediyorum, ne yazık ki çok ama şu an İstanbul'un en ucuz yeri. Yukarılara çıktığımızda bu kiralar az önce söylediğim gibi 35-40 bin liralara yaklaşıyor ama onun daha ötesinde artıyor. Satın alınabilir, kiralanabilirlik parametrelerine göre anca oraya güç yetiyor. Yani burada ister istemez bizim satın alma gücümüzle de alakalı. Hepimiz tarafından hissedildiği oranlarından dolayı da bu makaslar giderek kapanıyor. Üst segmente doğru yaklaşıyorsunuz ama belli bir bariyer var satın alma gücüyle alakalı, o bariyerde bir kümelenme yaşanıyor. Sizin de gözleminiz ona işaret ediyor açıkçası.

        REKLAM

        "ÜRETİM DESTEKLENMELİ"

        -Kentsel dönüşüm için İstanbul'da Sayın Bakan Özhaseki'nin son günlerde yoğun açıklamaları var. 600 bin acil bir, buçuk milyon konutun dönüşeceği söylendi. Deprem bölgesinde çok ciddi bir çalışma var. Orada inşaat çalışmaları devam ediyor. Az önce konuştuğumuz kiralık konutlar yapılabilir. Rezerv bölgelere konutların yapılması söz konusu. Bunun için sektörün sizce kapasitesi yeterli mi? Sektörde sürekli özellikle işçilikle ilgili şikayetler var çok yükseldiğine dair. Bu da tabii ki yine maliyetleri de arttırıyor. Bunların arasında yine böyle bir kısır döngü oluşabilir mi?

        Maliyetlerin yükselmiş olması bütün üretimi etkileyen bir faktör. Maliyetlerle fiyatların artış ve inişlerinin kolerasyonuna da baktık, kredi oranlarından yine fiyatların iniş çıkışı, bütün parametrelerle inşaat maliyeti korele çıkıyor yani paralel. Neredeyse bütün denklemler ondan paralel hale gelmiş durumda. Şimdi 600 bin tane İstanbul'da, 400 bin diyelim deprem bölgesinde. Yani bizim acil bir milyon tane konut üretmemiz lazım. Bir de yıllık sekiz yüz bin ihtiyacımız vardı, bunun yaklaşık 500 binini karşılıyorduk, 300 bin eksideyiz zaten aşağı yukarı. Hadi onu da iki yüz bin diyelim bu yıl biraz daha iyi geçeceğini ümit ederek. Bizim bir anda bir milyon iki yüz bin konut, ondan sonra da her sene de iki yüz bin adet de daha fazla üretmemiz anlamına geliyor. Bunun bir tane yöntemi var; üreticiyi bir şekilde engaje etmek yani ayağa kaldırmak, bir şekilde onları bu işe seferber etmek durumundayız.

        Bundan dolayı da yani şimdi ücretler düşsün, çok doğal ve doğrudan yapılabilecek bir şey değil ama işte GYODER'in getirdiği gibi devlet arazilerinin bize verirseniz biz bir şeyler yapabiliriz fikirleri gibi ya da bize üretim anlamında finansman kaynağı, arsa paylarının bölüşülmesi anlamında bir takım düzenlemeler gibi ek düzenlemelerle üreticilerin biraz desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Genelde çok sevilmezler üreticiler, müteahhit tırnak içinde çok sevenleri yoktur ama gerçekten şu an onlar bizim kurtarıcılarımız diyebilirim. En yakın zamanda bu düzenlemelerle onların engaje edilmesi ve bu üretim kapasitelerine ulaştırılması gerçekten kritik bir konu. Diğer tarafları hallederiz, işte boşları tekrar oyuna sokarız ya da fiyatların aşağı inmesi için işte böyle boşluğa girince zaten aşağı yukarı biraz inecektir ama işte krediyi açarız yine, krediyi bu fiyatlarla destekleriz ama bunlar çözüm değil. Bunlar yama. Yeni bir çözüm üretmek lazım. Ben üretimin gerçekten bu anlamda desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.

        REKLAM

        ARSA-TARLAYA OLAN İLGİNİN SEBEBİ NE?

        -Konut satışlarının düştüğünden bahsettik. Bu gerçekleşirken konut dışı satışta tam tersi bir gelişme görüyoruz. Daha önceleri konut satışları toplam satış içinde yüzde 50'nin üzerinde pay sahibiyken, şu anda konut dışı satışın temmuz ayında yüzde altmış biri geçtiğini gördük. Bunun artışını neye bağlıyorsunuz? Vatandaşlar konuta, otomobile ulaşamadığı için buraya mı yatırım yapıyorlar? Öte yandan arsa inşaat firmalarının en büyük maliyet kalemi. Arsa-tarlaların popüler olması sonucunda orada da fiyatlar artıyor, burada da inşaat sektörüne negatif etkide bulunabilir mi?

        Şaşırtıcı bir rakam gerçekten, incelenmesi gereken bir detay. İnsanlar neden gayrimenkulu çok seviyorlar? Çünkü gayrimenkul çok uzun vadede, çok fazla iyi gerektirmeyen bir araç. Bu dönem çok soru alıyoruz; işte hisse senedi mi gayrimenkul mü, araba mı alayım gayrimenkul mü gibi... Gayrimenkulü tercih etmelerinin nedeni, alıyorlar unutuyorlar, bir de miras bırakabiliyorlar, devredebiliyorlar. Çok uzun soluklu güzel bir yatırım aracı olarak görüyorlar. Bu gerçeği hayatımızda bulundurarak ve de konut fiyatlarının bu denli yüksek olduğunu göz önünde bulundurarak başka yollar arıyorlar haliyle. Burada tabii ilk tercih daha ucuz fiyatlı olan arsalar, sonra daha da ucuz fiyatlı olan tarlalar, bağlar, bahçeler... Şu an bağlar bahçeler de bayağı revaçta özellikle Çanakkale bölgesi vesaire. Çok hareketliliğin yüksek olduğu bölgeler. Temel nedeni bu diyebilirim.

        REKLAM

        Ne yazık ki dediğiniz konu da var. Bunların fiyatları arttıkça, zaten üreticileri rahatlatalım diyorduk, bir de arsa maliyetinden yük altına giriyorlar. Fakat oradaki iş yapış şekli genelde arsa paylaşımı, yüzde üzerinde daire vereyim vesaire gibi olduğundan dolayı inşaata başlamaya çok engel teşkil etmez. Yine de en sondaki karlılıktan feragat edecekler. Bir şekilde orada imar durumuyla kendilerini sübvanse etmeye çalışacaklar. Örneğin 7 katlı bir yerse tercih edecekler. Çünkü ancak o zaman kendilerini kurtarabilecekler gibi başka sorunlar çıkıyor. Bu seferde 7 katlı yer orada olur mu? İşte deprem için uygun mu vesaire. Bu hikaye birbiriyle örülü bir şekilde uzayıp gider ama ne yazık ki böyle bir etkisi olacaktır.

        "FİYAT ARTIŞLARININ ENFLASYONLA KORELE OLMASINI BEKLİYORUZ"

        -Herkesin merak ettiği konu, konut satışları ne şekilde seyreder? Konut fiyatları önümüzdeki dönemde düşer mi, artar mı?

        Son 4 aydır aydan aya artışlar 6 seviyelerinde, 6 ila 7 arasında gidiyor geliyor. Bu çok yüksek, fiyatlara inanamadığımız dönemlerde 11-12'lere çıkmıştı. Şimdiki enflasyon seviyesiyle baktığımızda normale yaklaşmış gibi yani, eskiden yüzde 2-3'tü ama o zaman enflasyon da bu kadar yüksek değildi. Şimdi biraz daha enflasyona korele. 6 olduğunu varsaysak, 12 ile çarpsak yüzde 72'lik bir artıştan kabaca bahsedebiliriz. Bu da aşağı yukarı yine enflasyona korele bir rakam. Bu seyirlerde gideceğini düşünüyoruz açıkçası genel itibariyle. Yukarılarda ise bahsettiğim gibi yani orta segmentin üstlerindeki konutlarda ise fiyatların normalleşeceğini, düşeceği demiyorum ben buna, yani normalleşeceğini ön görüyoruz. Bunun genele yansıması çok olur mu? Böyle bir anda fiyatlar yüzde 10 geriledi, yüzde 20 geriledi gibi bir şey mi beklemek bence doğru değil. Belki bir nebze artışta biraz daha azalma olur. 1-2 ay üst üste yüzde 1 artış, yüzde 2'leri görürüz. Belki en iyi ihtimalle yüzde eksi 1-2'leri görebiliriz. Ama bu fiyatlar çok düşecek, yarı yarıya inecek beklentisi Türkiye geneli için doğru bir beklenti değil. Üst segmentteki gayrimenkuller için bu beklenti gerçek olabilir.

        ENDEKSA'NIN KÜNYESİ

        Endeksa'yı gayrimenkul veri analizi platformu olarak özetleyebilirim. Gayrimenkuldeki piyasadaki değişiklikler, bunun değerlere yansıması, büyük bir analiziyle yapay zekayla, tekil Gayrimenkul'de, ülke çapında, hatta şimdi yakın zamanda dünya çapında da olacak umarım, istatistikler sunan bir platformuz. Alım ve satım işlerini kolaylaştırma hedefindeyiz.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ