Evinin altındaki 2 bin yıllık yer altı şehrini gün yüzüne çıkardı
Kayseri'de Mimar Sinan'ın evinin bulunduğu sokakta oturan 57 yaşındaki Mustafa Halıcıoğlu, 5 yıl önce tadilatına başladığı evinin altında 200 metre uzunluğunda 2 bin yıllık yer altı şehri buldu. Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, "Burada tüneller ile geçiş yapılabilen birbirinden bağımsız en az 2 katman görünüyor. Kapadokya'daki yer altı şehirlerinin kapatma taşı özelliği, mekanizmaları, yaşam yerleri ve geçişlerin bir ebir aynısı" dedi
Bu işi de biraz gönül vererek yaptı. Çünkü severek yapmazsanız; bu işlerin hepsi sırtınızda yük olur. Bu yer altı şehrinin temizlendirilmesi ve girilebilir hale getirilmesi için çaba sarf etti. Yer altı şehri, ilk gördüğümüz andan itibaren zaman içinde genişledi" dedi.
"EN AZ 2 BİN YILLIK DİYEBİLİRİZ"
Prof. Dr. Özsoy, "Burada tüneller ile geçiş yapılabilen birbirinden bağımsız en az 2 katman görünüyor. Mülkiyet sebebiyle bazı yerler kapatılmış durumda. Kapatılmamış yerler için konuşacak olursak, yer altı şehrinin en az 150-200 metre uzunluğu var.
Bölgedeki yer altı şehirlerinin tarihi kadar eski durumda. En az 2 bin yıllık diyebiliriz. Zaman içinde yaşayanların burayı terk etmesi ile daha sonraki kişiler tarafından ahır, samanlık ve depo olarak kullanılmış. Daha sonra yeryüzüne çıkılarak yukarıdaki konutlar yapılmış.
Yer altı şehri olma özelliklerinin tamamını sağlamakta. Dolayısıyla Ağırnas'ta, 'Halıcıoğlu' yer altı şehrinin keşfi ve ölçülmesi ile literatüre yeni bir yer altı şehri ilave edilmiş oldu. Mekanizmalar, geçişler ve kapatma taşları, çok ilginç.
50 santimetre ve 1, 5 metre genişliğinde kapatma taşları var. Kapadokya'daki yer altı şehirlerinin kapatma taşı özelliği, mekanizmaları, yaşam yerleri ve geçişlerin birebir aynısı" diye konuştu.
"ÇEVREMİZ, KONUT MEZARLIĞINA DÖNMÜŞ HALDEYDİ"
Babasının eskiden büyük bir halı imalatçısı olduğunu belirten Mustafa Halıcıoğlu ise "İlkokulu bitirdikten sonra şehre taşındık. Babamın mirasını kardeşlerim ile bölüştükten sonra evi bana düştü. Çevremiz, konut mezarlığına dönmüş haldeydi. Babamızın ocağı tütsün diye bir girişimde bulunduk ve an taraftaki komşularımızın konutlarını satın aldım.
Geleceğe virane bırakmamak için burada bir çalışma başlattık. Çalışmalarımızın 5'inci yılındayız. Gördüğünüz yerler, moloz doluydu. Konutlardan artan molozları, uzağa taşımak yerine mağaralara doldurmuşlar. Buradaki molozları torbalara doldurarak çok zor şartlarda temizledik ve şu anki haline getirdik" dedi.
"3-4 KATLI OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUZ"
Çalışmalarının hala devam ettiğini aktaran Halıcıoğlu, "Evin altında yer altı şehri olduğunu bilmiyorduk. Buraları ahır ve samanlık olarak kullanıyorduk. Işık olmadan girmeye korkardık. Buradaki pislikleri temizledikçe yer altı şehri ortaya çıktı. Hocalarımdan fikir alarak buraları temizledik. Üst yapı, ölü haldeydi. Orada da çalışmalar yaptık. Buradaki tek amacımız; gelecek nesillere bizden de bir eser kalması. Bu süreç hem maddi hem de manevi olarak bizi çok yıprattı. Devletimiz bu konuda inşallah bize destek olur ve değerleri ortaya çıkarırız.
5 yıldır burada kendi sermayemiz ile yaz-kış çalışıyoruz. Buraya gelen turistler virane yerine bir şeyler görsün istiyoruz. Çalıştığımız yer altı şehrinin, 300 metrekare olduğunu tahmin ediyorum. Burasının tamamı pislik doluydu. Son yüzyılın molozu ve çöpü, buralara doldurulmuştu.
Bizi en çok yoran da bu oldu. Yüzeysel temizlik yaptık. Burasının 3-4 katlı olduğunu tahmin ediyoruz. Burayı ciddi bir şekilde gün yüzüne çıkarmak gerekiyor. Bu da şahıslar için çok zor. Burada çok ciddi bir tarih var" diye konuştu.