'Tarıma dayalı sanayide ÖTV olmamalı'
Sebze meyve fiyatları son dönemde gündemi en çok meşgul eden konulardan biri. Türkiye'nin yerli sermayeli meyve suyu ve içecek markası Dimes'in CEO'su Ozan Diren, sektörün yüzde 20 küçülmesine yol açan ÖTV artışının meyve ağaçlarını kestirmesinden endişeli. #İşiniAnlat'ta Haberturk.com Ekonomi Müdürü Naime Sert'in sorularını yanıtlayan Ozan Diren, "Tüketimin hızla düşmesi ağaç kesimlerine ve sahip olduğumuz kurulu kapasiteyi yok etmeye sebep olabilir" dedi. Tarıma dayalı sanayide ÖTV olmaması gerektiğini söyleyen Diren ile meyve fiyatlarının nasıl düşebileceğini, meyve suyu sektörünü, kantinlerdeki nektarin yasağını, etiketlerde trafik ışığı uygulamasını ve Ar-Ge çalışmalarını konuştuk
10 Nisan'da açıklanan reform paketini tarım ve gıda sektörü açısından nasıl buldunuz?
Geneline baktığımızda pozitif alanları çok. Özellikle aracılarla ilgili kısımlarda önemli gelişmelere ihtiyaç vardı buraların hepsine dokunduğunu görüyoruz. Tabii paketin detaylarını görmek lazım.
'KURDAKİ DALGALANMA SEVİYESİNDEN DAHA ZORLAYICI'
Kurdaki hareketler sizi nasıl etkiliyor?
Bizim açımızdan kurun dalgalı olması yüksek ya da düşük olmasından daha zorlayıcı. Gelinen seviyenin kısa vadede ihracatı artırıcı ya da ihracattan elde eden karı artırıcı bir etkisi var fakat orta vadede maliyetlerin artışına da sebep oluyor. Biz şirketimizde döviz nakit akışını dengeleyerek ilerliyoruz.
Cironun içinde ihracatın payı ne kadar?
Ciromuzun yüzde 16-17'si ihracattan gerçekleşiyor. İhracatımızda markalı ürünlerimiz içinde ihracatın payı yüzde 20.
'EN FAZLA İHRACAT YAPTIĞIMIZ PAZAR İNGİLTERE'
İhracatta hangi pazarlar öne çıkıyor?
Şu anda İngiltere en yüksek ihracat yaptığımız pazar. Doğu Avrupa, Uzakdoğu (Özellikle Güney Asya bölgesi) ve Batı Afrika önemli ihracat pazarımızdan.
Brexit'in ihracatınıza nasıl bir etkisi olacak?
Çok büyük bir dezavantaj beklemiyoruz. Belki Avrupalılara göre daha üstün bile olabiliriz.
Dimes CEO'su Ozan Diren #İşiniAnlat'ta Haberturk.com Ekonomi Müdürü Naime Sert'in sorularını yanıtladı.
Yaş meyve sebze fiyatları gündemden hiç düşmüyor. Taze meyve / sebzede yıllık artışlar yüzde 71'i buldu. Alınan birçok önleme rağmen fiyatlar neden düşmüyor? Sizce fiyatlar nasıl düşer?
Meyvecilik büyük bir sektör, yılda 10 milyon ton üretim var. Kısa vadede alınan önlemlerin artılarını görebiliriz fakat orta vadede hasadın uzun vadeye yayılması gerek.
'KOOPERATİFLER MEYVEDE MALİYETİ DÜŞÜRÜR'
Meyvelerin dikim alanlarının doğru belirlenmesi çok önemli. Örneğin bir meyve ilk çıktığında ve bol olduğunda ucuz olur sonra pahalanabilir. Bizim coğrafyamız oldukça zengin. Değişik yüksekliklerde birçok alt iklim kuşağı var. Örneğin şeftalinin yıl boyunca değişik zamanlarda hasat edilebilmesini sağlayabilirsek daha uzun süre arz edilebilir ve daha istikrarlı bir fiyata ulaşabiliriz. Arz mekanizmasının arttırılması önemli. Kooperatifçilik de altı çizilen konulardan biri. Biz Dimes olarak kooperatif olan yerlerde kooperatiflerle, mesela 12 yıldır Tarım Kredi Kooperatifi'yle çalışıyoruz. Karadeniz'de şeftali alımlarımız kooperatif üzerinden gerçekleşiyoruz. Küçük üreticilerin birlikte alım- satış yaptığı, ortak makine yatırımı yapabildiği kooperatifçiliğin geliştirilmesinin özellikle meyvede maliyetleri düşürmesini bekliyorum.
'ÖTV KAYNAKLI YÜZDE 10 MALİYET ARTIŞIMIZ VAR'
1 Ocak 2018'den itibaren nektarlar, limonatalar ve meyve sularına yüzde 10'luk ÖTV getirilmişti, bunun sektöre ve fiyatlara etkisi ne oldu?
Geçen sene maalesef bence çok doğru olmayan bir kararla ÖTV geldi meyve suları meyve nektarları ve meyve içeceklere. Tahminim gazlı içekler ve aromalı içeceklerle birlikte meyve suyu kategorisine de artış yapıldı. Maalesef bizim normal maliyet artışlarının ötesinde yüzde 10 da tamamen ÖTV kaynaklı bir maliyet artışımız var. Bu yanlıştan da dönülürse aslında çok da fazla maliyet fiyat artışına gerek kalmayabilir.
Meyve suyu sektörünün büyüklüğü ne kadar, buradan devlet ÖTV geliri sağlıyor?
3 milyar lira büyüklüğe sahip meyve suyu pazarından 50 -60 milyon lira civarında bir ÖTV çıkıyor. Meyve suyu sektörünün içinde birçok değişik kategori var. Bunların hepsinde ÖTV yok. Fakat ÖTV'nin fiyatlara etkisi çok yüksek oldu. Sektör geçtiğimiz yıl yüzde 20 küçüldü.
Sektör bu yıl ne kadar büyüme bekliyor?
ÖTV'nin devam edip etmeyeceğine bağlı.
'TÜKETİMİN HIZLA DÜŞMESİ AĞAÇ KESİMLERİNE SEBEP OLABİLİR'
ÖTV konusunda siz ne öneriyorsunuz?
Sektör küçüldükçe buradan sağlanan ÖTV de azalacak. Bu besleyici bir ürün dolayısıyla toplumun uygun fiyata ulaşması önemli. İkincisi Türkiye'de bazı meyveler var ki tamamen bu kategorilerde tüketilebiliyor. Örneğin şeftali, kayısı, vişnenin büyük bir kısmı. Ağaç bu sene lazım dikelim seneye keselim denebilecek bir endüstri değil. Tüketimin hızla düşmesi ağaç kesimlerine ve sahip olduğumuz kurulu kapasiteyi yok etmeye sebep olabilir.
'TARIMA DAYALI SANAYİYE ÖTV KOYMAMAK LAZIM'
Meyve nektarları ve meyveli içecekler dediğimiz yüzde 10 ve üzeri meyve içeren ürünler aslında yapısı itibariyle tarıma dayalı sanayi ürünleri. Dolayısıyla ülkemizde tarımı geliştirirken aslında tarıma dayalı sanayiye ÖTV koymamak lazım.
Meyve suyu sektörünün 2018 yılı ihracatı 300 milyon doları aştı. Sektörün ithalatı 30 milyon dolar bile değildir. İhracat rekorları kıran sektörler devasa ithalat yapıyor. Oysa bizim sektör tamamen yerli. O yüzden bu artışlar ağaçları kestirirse orta vadede ne tüketicinin lehine olur ne de üreticilerin. İnşallah meyve ithal eder duruma gelmeyiz.
Son dönemde artan maliyetlerin ne kadarı fiyatlara yansıdı?
Henüz tamamı fiyatlara yansımadı.
Artan maliyetler ve meyve nektarlarına getirilen yüzde 10'luk ÖTV sonrasında bazı meyve suyu üreticilerinin meyve oranını düşürme yoluna gittiği ileri sürüldü. Bir içecekteki meyve oranının ne kadar olması gerekiyor?
Meyve suyu adı hem bütün kategoriler hem de yüzde 100 meyveden elde edilen ürünle verilen ad. Meyveyi sıktığınızda çıkan suyu konsantre edip tekrar sulandırabilirsiniz. İçinde şeker ilavesi, asit ya da koruyucu yoktur. Her meyve suyu yüzde 100 yapılamaz. Örneğin şeftalinin yüzde 100'ü püredir. Bu ürünlere su ve şeker katarsınız. Meyveli içeceklerin meyve oranları yüzde 10'dur geri kalanı su ve şeker ile tamamlanır gene meyve içerirler. Bazı ürünler örneğin limonata yüzde 50 yapılamaz ancak yüzde 10 yapıldığında içilebilir daha fazlası çok ekşi olur ama nektar değildir. Bir de aromalı içecekler var, içinde meyvenin aroması olur, meyve olmaz. Meyve suları ve nektarları besleyici kategoridedir. Diğerleri de eğlenceli ürün kategorisinde değerlendirilebilir.
Meyve oranı azaltılan ürünler neden daha fazla öne çıktı?
Bazı markalar nispeten daha düşük meyve oranı ile maliyetini daha düşürdükleri ürünleri öne çıkardılar. Daha düşük vergi ile daha iyi fiyat yakalama gibi bir tercih oluştu. Bu ürünler diğerleriyle birlikte rafta yer aldı. Bu ürünler hızlı büyüdü.
Bunun etkisi nedir?
Daha az besleyici, eğlenceli ürünler arttı. Bunun en kötü etkisi daha az meyve içerdiği için daha az meyve satın alınıyor olması. Bu çiftçileri etkileyen, sektörden çıkmalarına yol açan bir durum. Çiftçiler soğan fiyatları arttı diye soğan ekimine dönerse kötü olur. Meyvecilik fabrikadır tamamen yerli fidanla üretilir. Bir kere dikerseniz 3 sene sonra meyve almaya başlarsınız.
Tüketiciler en çok hangisini tercih ediyor? Tüketim alışkanları nelerden etkileniyor?
Besleyici ürünlerde çok ciddi bir daralma görmüyoruz. Taze sıkma ürünler kategorisi hızla büyüyor. Biz orda pazar lideriz. Orda pazar payımız yüzde 56'lara geldi ve büyüyor. Ancak meyve nektarları ve meyve sulu içeceklerde ÖTV'nin ciddi negatif etkisi oldu. 2.5 litrelik bir gazlı içecekle 1 litrelik nektar aşağı yukarı aynı fiyatlara geldi. Tüketici gazlı içeceklere daha fazla kaydı. Meyveli içeceklerde de büyüme durdu.
'MEYVE NEKTARLARININ KANTİNLERİN YASAK LİSTESİNDE OLMASI DOĞRU DEĞİL'
Okul kantinlerinde yüzde yüz meyve suyu dışındaki ürünlere yasak getirildi. Bu karar sektörü nasıl etkiledi?
Çocukların özellikle ilkokul yaşındakilerin doğru gıdalara maruz kalması önemli. Şu anda yüzde 100 meyve suları sıkma ürünler kantinlerde satılabiliyor. Bunlar tüketilmesi gereken ürünler çünkü çocuklar vitamin, mineral, lif, antioksidan gibi çok önemli girdileri meyve suyundan alıyor. Meyve nektarlarıyla yasak listesinde. Bunu çok doğru bulmuyorum. Çünkü meyve nektarları da doğası itibariyle besleyici. Bu bir üretici endişesi değil, baba olarak bakıyorum.
Ambalajlı gıda ürünlerinde devreye girecek "trafik ışığı" uygulamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beslenme dediğimiz kompleks bir şey. Bu trafik ışıkları bildiğim kadarıyla şeker, tuz ve yağ özelinde renklendiriliyor. Ancak taze sıkma portakal suyu kırmızı iken light kolalı içecek yeşil olduğunda bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü meyve suyundan sadece şeker almıyorsunuz antioksidan, mineral ve lif alıyorsunuz.
'BÜYÜME POTANSİYELİ YÜKSEK'
Türkiye'de kişi başı tüketim ne seviyede?
Yıllık tüketim 11.5-12 litre seviyesinde. Bu oran Almanya'da 65 litre. Bize çok yakın Yunanistan'a baktığımızda orada 17 litre. Hala önümüzde yüzde 60'a yakın büyüme potansiyeli var.
Ar-Ge merkezindeki çalışmalarınızın odağında ne var?
Dimes olarak özellikle besleyici ürünler kategorisiyle öndeyiz. Türkiye’nin ilk meyve suyu Ar-Ge merkezini kuran firmayız. Aynı zamanda, Türkiye’de sıkma ve yüzde 100 portakal suyu üretiminde yerli portakal kullanan, bunun için üretim tesisinde özel üretim hattı kuran ilk markayız. 5-6 yıl önce Aydın Sultanhisar'da 17 milyon TL'lik yatırım yaptık. Burada amaç narenciye tipi ürünlerin Türkiye'de üretilmesi özellikle de yüksek katma değerli olanların ithalatının önünün kesilmesiydi. Ar-Ge merkezinde geliştirilen bazı yerel portakal türlerinin kabuk acılığının, meyve suyuna geçmesini önleyen bir proje sayesinde, yerli portakal kullanım oranlarını bir yıl içerisinde yüzde 90 oranında artırdık. 3.5 milyon dolarlık hammadde ithalatı, Türk çiftçisinin ürünü ile ikame edilir hale geldi. Bugün sıkma meyve suyu kategorisinde sektör lideriyiz.
Ne kadarlık maliyet avantajı oldu?
Taze sıkma ürünlerde ithal olanlar 11 lira iken biz 5.5- 6 liraya satabilir hale geldik Türkiye'de.
'SOĞUK KAHVE ÜRETİMİNE BAŞLADIK'
Yeni bir ürününüz var soğuk kahve. Neden bu pazara girdiniz?
Soğuk kahve içecek şirketine dönüşme vizyonumuzun bir parçası. Soğuk kahve pahalı bir ürün. 260 milyon liralık bir pazarı var ve bunun yüzde 80'e yakını ithal ediliyordu. Buna odaklandık 1.5 sene uğraştık. Türkiye'de alüminyum kutuda sıfır hatayla soğuk kahve üretebiliyoruz. Piyasadaki hazır soğuk kahveler gerçek sütten yapılamıyor, Avrupa'da iki tesiste sütten soğuk kahve üretilebiliyor. Bir diğer tesisi de biz kurduk.
Bu ürünle kimleri hedefliyorsunuz, nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
İlk planda kendi markamızla pazarda yüzde 20'nin üzerinde pay almayı hedefliyoruz. Fason üretimler de yapacağız. İthal ürüne göre yüzde 25 fiyat avantajı sağlayabiliyoruz. Özellikle yakın çevremize Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Gürcistan, Azerbaycan, Irak ve Yunanistan'a ihracat yapmayı hedefliyoruz.
Doğu Avrupa'da bir fabrika kurma projeniz vardı son durum nedir?
Şu anda döviz kurundaki artış nedeniyle Türkiye'den bu ürünleri sağlamak çok daha avantajlı hale geldi. Uzakdoğu ve Batı Afrika'ya bakıyoruz. Uzak bölgelerde nakliye avantajı yaratacak paketleme tesisi kurma düşüncemiz var. Buradan hammadde olarak götürüp orada ürün haline getirip, paketleyip, satmayı düşünüyoruz.
2019 yılında yatırımlar için 10 milyon TL'lik bütçe ayırdınız. Bu bütçe nasıl kullanılacak?
Bizim kuruluş misyonumuz tarım ve tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi. Yıllık 110 bin tonluk meyve işleyen bir ekosistemimiz var. Yatırım bütçesinin çoğunluğu verimlilik için harcanacak. Ağır işlerin makinalar tarafından yapılmasını sağlayacak yatırımlarımız var. Yeni ürünleri de portföyümüze katmak istiyoruz bu alanda çalışmalarımız var.