İffet filminde Müjde Ar ile rol almıştı! İffet'in Cemil'i Faruk Peker çok değişti!
Türk sinemasının ünlü oyuncularından Faruk Peker, ilk olarak 1977 yılında Kükreyen Aslan filmi ile ekran karşısına geçti. 80'li yıllarda kariyerinin zirvesine ulaşan ünlü aktör; Müjde Ar, Banu Alkan ve Ahu Tuğba gibi ünlü isimlerle birlikte rol aldı. Yönetmenliğini Kartal Tibet'in üstlendiği İffet filminde canlandırdığı Cemil karakteri ile hafızalara kazınan Peker, yıllar sonra ortaya çıktı. Ünlü aktör son haliyle gündeme geldi. İşte, İffet'in Cemil'i Faruk Peker'in yıllar içerisindeki değişimi...

Müjde Ar o sahneyi duyunca ne dedi?
Müjde'nin ne dediğini açıkça söylemem, yayınlayamazsın çünkü. (Gülüyor) İlk yorumundan sonra kahkahalarla güldük.

Peki siz bu sahnenin bu kadar konuşulacağını düşünüyor muydunuz?
Kartal Ağabey söyleyince bir 10-15 sene diye düşündüm. Zaman geçtikçe, bu sahnenin vuruculuğu yerleştikçe Kartal Ağabey'e olan saygım daha da arttı. 40 yıldır konuşuluyor, 10 senesi daha var.
Yavuz Turgul ne dedi, senarist oydu?
En ufak bir fikrim yok. Kartal Ağabey ile ikisi arasındadır. Hatırladığım, senaryoda o sahnenin boş bir sayfa olduğuydu. Yani yazılmamıştı senaryo. Standart bir sahne olmamasını Kartal Tibet en başında düşünmüştü sanırım.

'Cemil' karakteriyle üzerinize 'kötü adam' karakterinin yapıştığını düşünüyor musunuz?
Hiç düşünmüyorum. 'Cemil' kötü bir adam değildi ki... Zamanının genç bıçkınıydı. Hemen sonraki sahneyi açıp izleyin. 'İffet' ne diyor sazlıkların arasında; 'Ben bambaşka bir şekilde hayal ediyordum.' O sahne tecavüz değil, 'Cemil'in seksüel bir fantezisiydi...

Kartal Tibet'in sizde yeri çok ayrı sanırım...
Oyuncu ve aktör dediğin vahşi bir at olmaktır. Semeri de vurmayacaksın. Semer vurduğun zaman o at idare edilir olur. Semer vurulmamış haliyle oyuncuyu role getirmek lazım. Vahşi atı filmin yolunda tutabilene yönetmen denir. Kartal Ağabey böyle birisiydi. Kartal Ağabey hiçbir zaman semer vurmadı ama kontrolümü tatlı dille tutup performansımı aldı. 'İffet'de ben kimim ki? Beni oynatan Kartal Ağabey'dir. Aktör normal bir adam değildir, kafadan çatlaktır. Normal adam olsa 9-5 işi olur. Aktör dediğin biraz hastadır. Kartal Tibet gibi raya oturtacaksın, lokomotif olacaksın, oyuncular da vagon olacak. Bunu becerdiğin zaman 'İffet' ve Kartal Ağabey'in çektiği diğer filmler gibi yapımlar çıkar. Osman Sedenler, Orhan Aksoylar çıkar...

'Şöyle bir rol gelse de oynasam' diyor musunuz?
Çoğu aktör 'şöyle bir rol gelse de' diye bir tarifte bulunabilir. Ama aktör dediğin macun gibidir. Ben isterim ki zor bir rol gelsin, titreyeyim, gece uykularım kaçsın. 'Becerebilecek miyim?' diye yönetmeni arayayım. Oyunculuk heyecanı hala kanımda. Şu anda düşündüğüm gibi bir rol gelse, heyecanla saldırırım, önüme çıkanı da yerim. Bir aktör sete çıkarken, semer vurmayan bir yönetmenle birlikte önüme çıkan mesafeyi soluksuz yutacağım demesi gerekir.

Eşinizden boşandınız sanırım...
Evet, 96 yılında ayrıldık. 4 sene 11 ay evli kaldık.
Neden ayrıldınız?
Geçimsizlik. Uymadı, olmadı. Ben evlilik adamı değilim. Doğru insanla evlilik adamıyım ama yanlış olunca evlilik düşmanı da olabiliyorsun. Yanlış filmde olursam çok kötü bir aktör olurum, yanlış evlilikte de çok kötü bir koca olurum. Eski eşim 'çok kötü bir eşti' dese haklı olabilir. Çünkü onunla olan evliliğimde başarısızdım.

Şu an hayatınızda biri var mı?
Var gibi ama yok. (Gülüyor) Artık yaşlandık, bakış açımız değişti, beklentiler değişti. İlişki yaşamak çok zor oldu. Aşk, bulursan dört elle yapışacağın, bırakmayacağın bir şey oldu ama bulması da çok zor oldu.

Tekrar evlenmeyi düşünür müsünüz?
Tabii ki düşünmüyorum. Artık beni kimse almaz deyip topu taça atayım. (Gülüyor)

Büyükbabanız ve eski başbakanlardan Recep Peker'in fotoğrafının önündeyiz, kendisiyle hiç zaman geçirebildiniz mi?
Maalesef. O 1950'de vefat etti ben ise 1956'da doğdum.
Çocuğunuzun olmasını ister miydiniz?
İnsanlar yanlış anlayabilir ama iki tane köpeğim oldu. Ben onlara baktıktan sonra bir çocuğum olmadığı için haklı gördüm hayatı. Bir çocuğum olsaydı eğer, o çocuğa kan kustururdum herhalde. Çünkü benim babam da bana kan kusturdu bir nevi. Örf, adet, terbiye, bilgi, görgü aksettireceğim diye tabiri caizse işkenceye tabi tutardı. Onun içindir ki Allah böyle uygun gördü.

Pişmanlıklarınız var mı?
Var tabi, çok ciddi pişmanlıklar... Benim için derin bir konu, kitapta da yazdım. Çok ciddi olanları burada paylaşmam zor. Halbuki bundan iki sene öncesine kadar 'yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim' tribindeki bir adamdım.

Peki ne değiştirdi bu düşüncenizi? İki yılda ne oldu?
Çok basit şekillerde insanlarla anlaşabilirmişim. Ortak noktada buluşabilirmişiz. Egom varmış gibi bana davrananların davranış biçimleri beni egoya sürüklemiş.