Kıdem tazminatı tavanı 40 yılın en düşük seviyesinde
İşçilerin en önemli ekonomik güvencelerinden olan kıdem tazminatı tavanı son 40 yılın en düşük seviyesine geriledi. 1982 yılında asgari ücretin 7,5 katı, 1992 yılında da 5.7 katı olan kıdem tazminatı tavanı, temmuz ayında asgari ücretin 1,75 katına geriledi. HABERTÜRK'ten Ahmet Kıvanç, kıdem tazminatı tavanındaki erimeyi yazdı
Kıdem tazminatı çalışma yaşamının en önemli müesseselerinden biridir. İşçi açısından ekonomik güvencedir. Geçmişte uzun süre çalıştığı işyerinden emekli olan işçi kıdem tazminatı ile başını sokacak ev alabiliyordu. Bugün ev alamasa da oğlunu evlendirirken, kızını gelin ederken bu paraya güveniyor. Kıdem tazminatı işveren açısından da büyük önem taşıyor. Tecrübeli, nitelikli işçilerinin işten çıkması zorlaşıyor. Böylece işçisini elinden kaçırmamış oluyor.
Kıdem tazminatı işyerinde çalışma düzeninin sağlanması açısından da önem taşıyor. Gerek işçi, gerekse işverenin yasaya aykırı işlemleri kıdem tazminatı yaptırımına bağlanıyor. Çünkü işini savsaklayan, çalışma düzenini bozan işçi kıdem tazminatını alamadan işten atılabilir. İşveren işçisinin ücretini zamanında ödemezse hem işçisini kaybeder hem de kıdem tazminatı ödemek zorunda kalır.
1936’DAN BERİ KIDEM TAZMİNATI UYGULANIYOR
Kıdem tazminatı hayatımıza 1936 yılında 3008 Sayılı İş Kanunu ile girdi. İş yerinde en az 5 yıl hizmeti bulunan işçilere, fesih sebebi ne olursa olsun her yıl için 15 günlük ücret tutarında tazminat verilmesi öngörüldü. 1950 yılında 5 yıllık süre 3 yıla indirildi ancak tazminata hak kazanabilmek için iş akdinin feshinde belli şartlar aranmaya başlandı. Bu dönemde bir yıl için ödenen kıdem tazminatı 15 günlük ücret ile sınırlandı ancak tavan uygulanmadı.
1975 yılında yapılan değişiklikle kıdem tazminatına hak kazanmada 3 yıllık süre 1 yıla indirildi. Bir yıl için ödenecek kıdem tazminatı tutarı 15 günlük ücretten 30 günlük ücrete çıkartıldı. İlk kez kıdem tazminatı tavanı belirlendi ve bir yıl için ödenebilecek kıdem tazminatı asgari ücretin 7.5 katı ile sınırlandı.
Anayasa Mahkemesi, kıdem tazminatının tavanını asgari ücretin 7.5 katı ile sınırlayan maddesini 25 Ocak 1979 tarihinde iptal etti. Böylece tavan kaldırıldı. Ancak, 12 Eylül darbesinin hemen ardından 17 Ekim 1980 tarihinde kabul edilen kanunla Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hüküm aynen yeniden getirildi. Yürürlük tarihi de 12 Eylül 1980 olarak belirlendi. Bu şekilde belirlenen tavanın üzerinde kıdem tazminatı ödenmesi yasaklanarak, tavanı aşan tazminat ödeyen özel veya kamu kurum ve kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri, genel müdürü, müessese müdürü, muhasebe müdürü gibi yetkilileri hakkında 2 yıla kadar hapis, 50 bin liraya kadar ağır para cezası öngörüldü.
1982 yılında yapılan değişiklik ile de kıdem tazminatı tavanı bugünkü halini alarak en yüksek devlet memurunun bir hizmet yılı için alacağı emeklilik ikramiyesine endekslendi.
ASGARİ ÜCRETİN 7.5 KATINDAN 1.75 KATINA GERİLEDİ
İş Kanunu’na tabi çalışanlara, bir yıllık hizmet karşılığı 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödeniyor. Ancak, işçinin ücreti ne olursa olsun ödenebilecek kıdem tazminatı, 6 ayda bir memur maaş katsayısına göre belirlenen tavanı aşamıyor.
Kıdem tazminatı tavanı 1982 yılında asgari ücretin 7.5 katı seviyesindeydi. Tavanın en yüksek devlet memurunun emekli ikramiyesine eşitlenmesinin ardından 1983 yılında 4.78’e geriledi. Sonraki yıllarda memur maaş artışlarının asgari ücretin üzerinde seyretmesi nedeniyle tekrar yükseldi. 1992 yılının ilk yarısında asgari ücretin 5.73, ikinci yarısında 4,08 katı oldu. 2004 yılına gelindiğinde kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 3.51 katına geriledi. 2015 yılına kadar olan dönemde 3,5 ile 3,0 katı arasında seyretti. 2016 yılından sonra ise her yıl sürekli gerileme yaşandı. Bu yılın ilk yarısında asgari ücretin 2 katına gerileyen kıdem tazminatı tavanı, son olarak temmuz ayında 1,75 kata geriledi.
Yıllara göre asgari ücret ve kıdem tazminatı tavanı:
(*) Asgari ücret bu yıllarda Ocak - Aralık dönemi için belirlenmiştir
Not: 2002 öncesi veriler TL'den 6 sıfır atılmadan önceki tutarlardır
KIDEM TAZMİNATI TAVANI NEDEN ERİDİ?
Kıdem tazminatı tavanının giderek asgari ücrete yaklaşmasında en önemli faktör bu yıl temmuz ayında yapılan seyyanen zamda olduğu gibi memur maaşlarında zaman zaman yapılan iyileştirmelerin maaşın temel unsurları üzerinden değil de emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmayan ilave ödemeler şeklinde yapılması oldu. 2016 yılından sonra asgari ücrete yapılan artışlar genel olarak enflasyonun üzerinde gerçekleşirken, kıdem tazminatı tavanının belirlenmesinde kullanılan memur maaş katsayısındaki ortalama artış enflasyon düzeyinde kaldı. Bu iki faktör, kıdem tazminatı tavanının giderek asgari ücrete yaklaşması sonucunu doğurdu.
BEYAZ YAKALILARI VE NİTELİKLİ İŞÇİLERİ ETKİLİYOR
Kıdem tazminatı tavanı uygulaması kamuda ve özel sektörde çalışan mühendis, mimar, yönetici gibi beyaz yakalı personel ile ücret düzeyi ortalamanın üzerinde olan mavi yakalı nitelikli işçileri etkiliyor. Ayrıca, kamu işyerleri başta olmak üzere sendikalı işyerlerinde genel olarak ortalama brüt ücretler kıdem tazminatı tavanının hayli üzerinde bulunuyor.
Kamuda en düşük çıplak brüt ücret yılın ilk yarısında 21.750 TL iken, ikinci yarıda 25.012 TL olacak. İkramiyeler ve diğer ödemeler ile bu tutarın daha da artacağını dikkate alırsak, kamudaki tüm işçiler kıdem tazminatı tavanına takılacak.
Söz konusu personelin brüt ücreti ne olursa olsun bu yılın ikinci yarısında bir yıllık çalışma karşılığı alabilecekleri kıdem tazminatı 23.489,83 TL’yi aşamayacak. Brüt ücreti 24 bin lira olan da 60 bin lira olan da aynı tutarda kıdem tazminatı alabilecek.
Bunun sonucunda, örneğin brüt ücreti 60 bin lira olan kişi bir yıl çalışma karşılığı 30 günlük ücret yerine 12 günlük ücretinden daha az kıdem tazminatı almak zorunda kalacak.
KIDEM TAZMİNATINA ERİŞMEK DE ZOR
Buraya kadar anlattıklarımız, kıdem tazminatını almayı başaran kişilerin eline geçen paradaki azalmayı gösteriyor.
Kıdem tazminatına erişmek de ayrı bir dert. Dr. Murat Özveri ve İrfan Taşkın’ın DİSK için geçen yıl yaptığı araştırmaya göre, işverenlerce 2015-2021 yıllarında Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan işten çıkış bildirimlerinin yüzde 80’i kıdem tazminatı ödenmeyecek şekilde düzenlendi. Buna göre, işten ayrılan işçilerin ilk etapta sadece yüzde 20’si kıdem tazminatı alabiliyor. Geri kalan işçilerin bir kısmı kıdem tazminatını uzun süren davalar sonucu alabiliyor. Ancak bunların kesin sayısı bilinmiyor.