Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul İstanbul Valisi Davut Gül'den Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'a açıklamalar - Gündem haberleri | Son dakika haberleri

        İstanbul Valisi Davut Gül, Habertürk'ten Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı. Vali Gül, kentin önemli sorunları ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

        Gül'ün açıklamalarından öne çıkan satır başlıkları şöyle:

        TARİHİ ESERLERE "YADİGAR" İLE DOKUNUŞ:

        Bugün tanıtımını yaptık. Sağolsun İlber Hoca da geldi. 1000 tane tescilli yapıyı ilçe belediyelerimizle restorasyonunu yapacağız. 225 tanesine başladık, 775 tanesini 3 yıl içinde tamamlayacağız. İstanbul demek Fatih demek, tescilli eserlerin yüzde 40'ı Fatihte. Eyüp Sultan, Kağıthane, Üsküdar, Beyoğlu, Şişli, Kadıköy, Silivri, Çatalca. 15 belediyenin bir tanesi MHP; 3 tanesi CHP, 11 tanesi AK Partili. Bunu kültür katkı paylarından yapıyoruz. İlçe belediyeler topladıkları ilan ve reklam vergisini kültür katkı payları olarak yüzde 10'unu valiliklere aktarıyor. Bu da sadece restorasyonlarda değerlendiriliyor. Biz yüzde 10'lardan topladığımız parayla onlarla birlikte restorasyon yapıyoruz.

        REKLAM

        "İSTANBUL ÇEŞMELERİNDEN SU AKACAK"

        Çeşmelerin sahibi yüzde 90'ı Vakıflar Genel Müdürlüğü. Daha önce İBB, 185 çeşmenin restorasyonu ile ilgili Vakıflarla protokol yaptı. Bu güzel bir şey. Biz de 136 tane çeşme olmak üzere 344 eserin restoresi yapıldı. İstanbul'da binlerce eser var. İBB, ilçe belediyesi, valiliğin restorasyonunu yapması gereken o kadar çok eser var ki. Şu anda restorasyonu yapılması gereken 840 çeşme var. Bunun 180'i kayıp çeşme. Bu ne demek; çeşme hiç yok. Tescilli yapı. Bu 180 kayıp çeşmeyi ilçe belediyeleri ile birlikte bulup tekrar restore edeceğiz. Fotoğraf ve kayıtları var. Aslına uygun şekilde tekrardan yapacağız. Çeşmelerden su da akacak. İstanbul'daki kültürel mirasın süsleri çeşmeler. 840 çeşmenin tamamı restore edilecek. 15 ilçemizde restorasyonu yapılmayan hiçbir çeşme kalmayacak. Önemli camilerin hazireleri belli türbeler, korunması gereken sokakların restorasyonu yapılacak. Bu projeyi Cumhurbaşkanlığımız himaye ediyor, Kültür ve Turizm Bakanlığımız finansal anlamda destekliyor. İlçe belediyeleri plan, proje, lojistik ve maddi anlamda destek veriyor. Ünivirsiteler ve koruma kurulları paydaşlarımız.

        REKLAM

        "BAKIŞ AÇIM 16 MİLYONU EŞİT GÖRMEK"

        Valilerin durduğu yer belli. Devletin ve sayın Cumhurbaşkanımızın temsilcisi. Cumhurbaşkanımızın ya da bakanların yaptığı iyi projeyi anlattığında rahatsız olunursa sorun çıkar. Benim işim Kültür Turizm Bakanlığı'nın, Ulaştırma Bakanlığı'nın, İçişleri Bakanlığı'nın yaptığını anlatmak. Benim görevim devleti ve hükümeti temsil etmek. Görev yaparken hangi partiye mensup olduğu benim meselem değildir. Biz devletiz. Siyaseti siyasetçiler yapacak. Bürokrat işini yapacak. Benim işim yerelde olduğu gibi genelde yapılan işleri sahiplenmek. TOKİ'nin, Enerji Bakanlığı'nın, Dışişleri'nin yaptığı da bizim işimiz. Valiler ve kaymakamlar bu işleri takip eder, siyaset üstü sahiplenir. Metro yapıldığında, metroya binerken 'şu partiler biner, şu partililer binemez' diyebilir miyiz?

        GALATA KÖPRÜSÜ'NDE FİLİSTİN YÜRÜYÜŞÜ

        REKLAM

        Onu gösteri olarak düşünmemek lazım. Filistinliler zulüm altında. Dünyanın her tarafında dili, dini, ırkı ne olursa olsun insanların tamamına yakını kalben Filistinliler'in yanında. Dünyanın herhangi bir yerinde İsrail bayraklarıyla insanların gezdiğini gördünüz mü? Türkiye'de de herkes Filistin'in yanında, İsrail'in karşısında oldu. İstanbul'da bir şeye karar verirken güvenlik, hukuki, trafik ve vicdanı tarafı var. Yılbaşı olduğu için tatil, İstanbul'un en sakin olduğu dönem. Güvenliği sağladık. Galata Köprüsü'nde dünyaya verilen mesaj siyaset üstüydü. Hukuken problem yoktu. Mesela Kadıköy gösteri alanı değil. Alevi Bektaşi derneklerine 'laik eğitim yapacağız' diye gösterilerine izin verdik. Farklı gruplara da izin verdiğimiz oldu. Aslolan milletin hayatını kolaylaştırmak. Bizim bakış açımız bu. Güvenlikte sıkıntı var mı, trafik oluyor mu, suçu, suçluyu övüyor mu, illegal gruplarla bağlantısı var mı? Bunlar yoksa izin veriyoruz.

        TAKSİM'DE 1 MAYIS'A İZİN VERİLECEK Mİ?

        90 günden fazla zaman var. Karar verirken 5-10 gün önceden o günkü şartlara bakmak lazım. Yaklaşık 10 yıldan fazla oldu, normal şartlarda Taksim'de etkinliklere izin verilmiyor. Gündeme geldiğinde güvenlik ve diğer boyutlarıyla oturup değerlendirmek lazım. Sadece İstanbul Valiliği'nin vereceği karar değil. Benim bütün olaylarda bakış açım, insanı yaşat ki devlet yaşasın. Vatandaşın lehine, insan odaklı. Vatandaşı mümkün olabildiğince yormayacak kararlar veriyoruz. Başka bir ajandamız, herhangi bagajımız yok. Şu grubu sıkıntıya sokalım, bu grubu zor durumda bırakalım diye bir düşüncemiz de yok. DİSK ve bileşenleri bunu çok istiyor. Geldiğimde iadei ziyaret için DİSK'e gittik. Sağolsunlar sıcak karşıladtılar. İstanbul'da herşeyi siyah ve beyaz diye sınıflandıramayız. Arada tonlar var. Peşinen 'veririz' ya da 'vermeyiz' demek için çok erken. Normal şartlarda Taksim'de hiçbir etkinliğe izin verilmiyor. Bununla ilgili genel karar var. Normal şartlarda verilmemesi gerekiyor. Bununla ilgili AYM'nin kararı var. Oturup konuşmak lazım, şu an çok erken. Oturup bütün taraflarla konuşmak gerekiyor.

        REKLAM

        CUMARTESİ ANNELERİNDE KARAR NE?

        İstanbul Valimizin İçişleri Bakanı olmasıyla beraber, Bakanlığın belli konulardaki bazı kararları tekrar gözden geçirildi. Sayın Bakanımızın İstanbul'da Cumartesi anneleriyle ilgili genel yaklaşımı daha insani, daha insancıl. Polislerle vatandaşları karşı karşıya getirmek istemeyen genel çerçevesi vardı. Bununla ilgili hem emniyete hem bizlere talimatları oldu. Biz de taraflarla konuştuk. 'Ne istiyorsunuz' dedik. Onlar da 'İstiklal Caddesi'nde gösteri yapmak istiyoruz' dediler. İstiklal Caddesi çok kalabalık, gözönünde bulundurmamız gereken onlarca kriter var. Dolayısıyla İstiklal Caddesi'nde olamayacağını izah ettik. Kendileri de çok anlayışla karşıladılar. Bir ziyaret yapmak istediklerini söylediler. Biz de uygun gördük. Gösteri yapmadan, güvenliği olumsuz etkilemeden daha sembolik rakamla açıklama yapabilecekleri ortam oluşmuş oldu. Karşılıklı diyalogla oldu. Onlar da çizilen çerçeveye uydular. Vali yardımcımız, ben ve emniyetteki arkadaşlarımız görüştü. Atmosfer çok iyiydi. Ne yapmak istediklerini anlattılar. Cumartesi annelerinin kayıp olarak iddia ettikleri kişilerin hiçbirisi son 20-35 yılda kaybolmamış. 2000 yılından önce kaybolan kişiler. Bunlar bugünün sorunu değil. Eski Türkiye döneminden kalan problemler. 3-5 sene önce ya da 'geçen hafta çocuğum kayıp' diyen kişiler değil. 90'lı yıllarda kaybolan kişiler. Şu anda 10 kişiyi geçmeyecek şekilde gelip basın açıklamasını yapıp, dağılıyorlar. Diyalogla ve bakanımızın koyduğu kriterlerle mesele çözüldü.

        REKLAM

        "HER SİYASİ PARTİYE İZİN VERİYORUZ"

        Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'nda çerçeve çizilmiş. İstanbul'da gösteri yapılacak yerler belli. İsterse her gün gösteri yapılsın. Sorun şuradan çıkıyor. Birisi çıkıyor 'Ben İstiklal Caddesi'nde, Levent'te yapacağım' diyor. İstanbul'da günde milyonlarca insan trafikte. Güvenlik anlamında dikkat etmemiz gereken konular. Her yerde her etkinliği yaptıramayız. Önemli haftalarda günde 50-60 etkinlik oluyor. Canınız istedi köprüyü kapatın, metroda gösteri yapın vs. Bu yönetilebilir bir şey değil. Gösteri yapılabilecek etkinliklerde hiçbir sorun yok. Yenikapı, Maltepe'de istiyorsa her gün etkinlik yapsınlar. Bunu hayatı olumsuz etkileyecek yerler olduğunda 16 milyonun yaşam kalitesi bozuluyor, güvenliği bozuluyor. Günde 3-4-5 saat trafikte insanlar vakit geçiremezler.

        REKLAM FİLMİ ÇEKİM İZNİ POLEMİĞİ

        REKLAM

        Herhangi bir siyasi parti bize dilekçe verse ve desek 'Seçim süresince biz etkinliklerimizi kayıt altına almak istiyoruz. Bununla ilgili film çekmek istiyoruz ya da dronla mitinglerimizi çekmek istiyoruz' dese hepsine izin veririz. Zaten normali bu. 1 Ocak itibariyle seçim süreci başladı. Her türlü etkinlikleri drone, vido ve buna benzer araçlarla çekmesine müsaade ediyoruz. Genel bir izin isterlerse veriyoruz. Verdiğimiz izinlerle çekimlerini yaparlar. Ne çektikleri bizi ilgilendirmez. Bunu takip etmeyiz, böyle bir gündemiz ve görevimiz de yok. Birine ehliyet vermek başka bir şey, araç kullanıp kulanmaması başka bir şey.

        İSTANBUL'UN EN ÖNEMLİ SORUNLARI

        İstanbul'da trafik başlı başına bir sorun. İnsanlar toplu ulaşımda sorunlar yaşıyor. Aracı olanlar çok vakit geçiriyorlar. Kentsel dönüşüm önemli. Eğitim, sağlık, yeşil alan önemli problem. Denizin temizliği, çevreyle ilgili çalışılması gereken konular va. Taksi meselesi, sokak hayvanları önemli meseleler.

        Kaçak göçmenlerle mücadele İçişleri Bakanlığımızın temel önem verdiği konulardan. Biri kaçak göçle mücadele, diğeri uyuşturucu ile mücadele, diğeri organize suçlar, terörle mücadele ve trafik sorunları. Ülkemize bir şekilde girip herhangi kaydı olmayanlar tespit edildiğinde sınır dışı ediliyor. Kaydı var ama suç işledi, mutlaka sınır dışı ediliyor. Ülkeye kayıtlı olarak girdi, belli süre yaşamasına izin verildi. Öğrenci olarak, sağlık turizmi ile ilgili gelmiş olabilir, ticaret yapabiliyor. Süresi dolunca gidiyor. Özellikle tüccarla ilgili izin veriliyor. Bir daha uzatılırken ne kadar vergi verdiğine bakılıyor. Kaç kişiyi sigortalı çalıştırmış. Kayıtlarda görünmüyorsa, siz düzen kuramamışsınız. O zaman ülkemizde kalmanızın bir anlamı yok. Düzen kurdunuz ama kayıt dışı çalıştınız. Uzatmayalım kendi ülkesine gitsin şeklinde politika var. Göç Başkanlığımız bu projeyi bütün Türkiye'de yönetiyor. Bizde ilave olarak mobil göç noktaları yapıldı. Eskiden Beyoğlu'nda kimlik kontrolü yapıp Tuzla'da sorgulaması yapılıyordu. Şimdi her ilçede göçle ilgili mobil sorgulama noktaları var. Dolayısıyla turisti alıp götürmüyorsunuz.

        REKLAM

        Arnavutköy'de geri gönderme merkezi oluşturuldu. Herkesi Tuzla'da toplayıp götürme organizasyonu kalktı. Kendi ülkelerinin temin ettiği uçaklarla kendi ülkelerine gönderiliyor. Personel ve lojistik anlamında İstanbul desteklenince, hamdolsun mücadele gözle görülür şekilde arttı. Şimdi kaçak göçü hemen hemen duymaz olduk. Uygulamalar kararlılıkla devam ediyor. Ne kimseye zulmediyoruz ne de düzensizliğin, başıboşluğun hayatın bir parçası olmasına müsaade ediyoruz.

        BAŞIBOŞ KÖPEKLER İÇİN ÇÖZÜM NE?

        Yapılması gerekenler var. Bu haliyle sokak hayvanları meselesi sürdürülemez. İnsanların şikayetleri var. Bunların sayılarının azaltılması lazım. Genel bir kısırlaştırma gerekiyor. Mevcut hayvan sayısının yüzde 75-80'inini 6 ay içinde kısırlaştırmazsınız üreme devam ediyor. İlçeler senkronize olmalı. Birinin yaptığını diğeri yapmazsa köpekler üremeye devam ediyor. O açıdan yasal olarak ilçe belediyeleri bütçelerin binde 5'ini kısırlaştırmaya ayırmak zorunda. Büyükşehir belediyeleri de binde 3'ünü ayırmak zorunda. Seçimden sonra seçilen belediye başkanları ile konuşacağımız meselenin başında geliyor.

        İSTANBUL'UN TAKSİ SORUNU ÇÖZÜLÜR MÜ?

        Taksilerde sorun var. Taksiciler çok mutsuz. Müşteriler mutsuz. Turistler mutsuz. Yöneticiler olarak bizler daha mutsuzuz. Mutlaka çözülmesi gerekiyor. Bu da seçim sonrası ele alınacak meselelerden biri de budur muhtmelen. Biz bu işin bir parçasıyız ama karar vericisi değiliz. Mesele sadece taksi plaka sayısını arttırmak değil. Birçok sorun var. Lisans gibi şoförü mü kıymetli hale getirmek gerekiyro. Bunun oturup karar alınması gerekiyor. Bu da toplumun gündemindeki önemli meselelerden bir tanesi.

        REKLAM

        SULTANAHMET'TEKİ DEĞİŞİM

        Sayın Bakan İstanbul'a 7 bin polis gönderdi. Lojistik ihtiyaçlarımız tamamlandı. Gelen polisler tamamen alanda. Asayiş ve trafikte görev aldı. Sultanahmet'te güvenlik olarak yoğun olduğumuz için oradaki bariyerlere ihtiyaç kalmadı. Bariyerler yaptığımız istişarelerle kaldırıldı. Polis, araç ve motorlu araçlar artırıldı. Görsellik olarak çok çirkindi, biz de çok rahatladık.

        AYASOFYA CAMİİ ZİYARETİ PAHALI MI?

        Ayasofya sayın Cumhurbaşkanımızın imzasıyla cami oldu. Vakıflar Genel Müdürlüğü sahibi. Normal şartlarda namaz kılmayla ilgili hiçbir problem yok. Gidip namazınızı kılabiliyorsunuz. Üst kat camiye çevrildikten sonra kapalıydı, kullanılmamıştı. 2 ay önce üst kat zaten yoktu. Herkesin namaz kılacağı alan vardı ve oraya turistler geliyordu. Özellikle vakit namazlarında, giriş çıkış saatlerinde, insanlar namaz kılarken hem turistler sıkışıklığa sebebiyet veriyordu, namaz kılanlar giriş çıkıştı sorun yaşayıp, manevi huzuru alamıyordu. Kullanılmayan ikinci kat turistlere açıldı. Talep gelince Türk vatandaşlarına açıldı. Orada Bizans mozaikleri var. Orada ibadet edilmiyor. Orada görseller var. Namaz kılmadan bağımsız, ayrı 'Ben mozaikleri göreyim' derseniz girişle ilgili ücreti var. Ayasofya 15-16 asırlık eser. Bunun üst katını ücretsiz yaptığınızda yoğunluk daha da artacak. Vakıflar fiyat konusunda nasıl bir politika izliyor bilmiyorum. Şahsi kanaatim üst katın ücretli olması doğru karar. Türk vatandaşların ve yabancıların aynı ücreti vermesi doğru bir karar. Türk vatandaşları TL olarak karşılığını ödüyorlar. Bir bedeli var ve TL olarak karşılığını ödüyorlar.

        REKLAM

        AYASOFYA CAMİİ ZİYARETİ PAHALI MI?

        Namaz kılmak isteyenle ilgili engel yok. Üst kat namaz kılınamayacak bir yer, zaten görseller var. Orası yabancı ziyaretçilerin ilgi gösterdiği bir yer. Üst katta hiç rehber yok. İki faydası var. Alt katta namaz kılınırken gürültüye sebebiyet verilmiyor. İkincisi, rehberlerimizi tenzih ediyorum, bazı rehberler kafasındaki senaryoyu yabancılara anlatıyor. Bu her yerde olur. Onu ortadan kaldırmak için tek tip bant kaydı yapıldı. Kulaklığı takıyor, herhangi bir yer gezerken karşısına geldiğinde oranın o özelliğini dinliyorlar.

        İstanbul'da dilenmeyi gerektirecek ekonomik ve sosyal şartlar yok. Biri dileniyorsa mutlaka istismar ediyordur. Bu şu demek; dükkanları gezin mutlaka 'elaman aranıyor' ilanı görürsünüz. Çocuklarla ilgili devlet ve milletimizin bütün imkanlarını çocuk ve ihtiyaç sahiplerine veriyoruz. Dilenciye para verdiğimiz müddetçe bu sistem ve çark devam ediyor. Yeni moda şu; herhangi köşede, çöp kovasının yanında oturuyor, sanki ekmek yiyormuş gibi. Çöp kovasının yanında ekmek yerken gördüğünüzde cebinizde ne varsa insani olarak veriyorsunuz. Çocuk dilenciye para vermek çocuklara yapılabilecek en büyük kötülük. Bizler ikinci sefer aynı kişiyi yakaladığıızda devlet korumasına alıyoruz. Yetişkinse adli ve idari işlemler yapıyoruz. Dilenciler ile evsizler iç içe. Evsizlerle ilgili anlaşmalı olduğumuz oteller var. Kamuya ait misafirhaneler var. Buralarda yatırıyoruz, rehabilite etmeye gayret ediyoruz. Dışarıda kalan birini gördüğünüzde asla para vermeyin, 112'ye bildirdiğinizde biz onu alıp misafir ediyoruz, karnını doyuruyoruz.

        REKLAM

        Geçen Taksim'de biriyle karşılaştık 'evsizim' dedi. Yüzde 87 özürlü raporu var. Anadolu'dan gelmiş. Bizim buna yardımcı olup ailesinin yanına götürmemiz lazım. Hasta ise tedavi edelim, suçlu ise cezalandıralım, bağımlı ise tedavi edelim, ev kurmak istiyorsa yardımcı olalım. Sokakta yatmayı meşru ve nomal görmeyelim. Sokakta kalan kalmayacak, dilenci kalmayacak. Cumhurbaşkanımızın talimatı fakir fukaraya asla kapınızı kapatmayın diyor. Devletin yetersiz kaldığı yerde hayırseverler STK ile bunu kapatacağız. Sayı çok azaldı. Kışı özellikle uygulama vardı, bunu 12 aya yaymış olduk.

        Bazıları bizi davet ediyor, bazıları ihtiyaç sahibi aileler. Her hafta en az 10 evi ziyaret ediyorum. Kaymakamlarımız mutlaka ziyaret ediyor. Şehit ailelerimiz, gazi ailelerimiz, ekonomik anlamda yoksul olan aileleri kaymakamlarımız tespit ediyor. Bazı evler bizi davet ediyor. Gidip çat kapı ziyaret ediyoruz. Oturup çay içiyoruz. Vatandaşın bire bir neler yaşadığını görüyoruz, eksiğimiz varsa tamamlıyoruz. Bizim sermayemiz millet, vatandaşın yüzünün gülmesi. Bir vatandaşımızın yüzünü güldürüyorsak ne mutlu bize.

        Türkiye Yüzyılı Çocukları Projesi özetle, 500 tam puan alan 8. sınıf öğrencileri var. Bunlar hem İstanbul'dan hem de Anadolu'nun herhangi bir yerinde 500 puan alıp, İstanbul'daki okullarımızı tercih edenler. Birçoğunun ekonomik olarak seviyesi iyi. Bunlara başarı bursu vereceğiz. 500 tam puan bizim bulduğumuz petrolden, doğalgazdan, fabrikalardan da daha kıymetli. 385 öğrencimiz var. Bunlarla düzenli olarak bir araya geleceğiz. Beyin göçü vs. diyorlar ya, ona çok takılmıyorum. Biz bağ kuralım. Bir ayakları hep Türkiye'de olsun. Dönmek istediklerinde dönebilsinler. Dünyanın herhangi köşesinde okurken, çalışırken bu memleketle bağının olduğunu bilsin. Ailesinden ve devletinden kopmasınlar. İstanbul Çocukları Vakfımız var. Onlarla birliket sadece dezavantajlı çocuklara değil yetenekli çocukları da sahiplenelim istiyoruz. Her sene bunu arttırarak devam ettireceğiz. Devletin ve hayırsever vatadaşlarımızın imkanlarıyla. 5-10-20 sene sonra Aziz Hocaları, Selçuk Bayraktarları olacaklar. Her ay bir araya geleceğiz. İlkini Aile Bakanımızın katılımıyla yapacaktık. O gün şehitlerimiz olunca erteledik. Tatil sonrası yapacağımız ilk etkinliklerden biri bu.

        İstanbul'u sevmemek mümkün değil. Babaali Meclisleri 15 günde bir kültür, sanat, edebiyatçılarla bir araya gelip İstanbul'u konuşuyoruz. Her toplantımıza farklı bir kişiyi davet ediyoruz. İskender Pala hocam moderatörlüğünü yapıyor bizler de dinliyoruz.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ