Kasımpaşa CEO'su Serkan Reçber: Türkiye'nin en iyi yönetilen kulübüyüz
Trendyol Süper Lig ekiplerinden Kasımpaşa Kulübü'nün CEO'su Serkan Reçber, HT Spor Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan'la birlikte futbol gündemini değerlendirdi. Serkan Reçber, futbolculuk günlerinden, yorumculuk zamanlarına ve şimdiki görevi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Kasımpaşa Kulübü'nün CEO'su Serkan Reçber, HT Spor Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan'ın sorularını yanıtladı.
Lacivert-beyazlıların sezon değerlendirmesi, Türk futbolunun içinde bulunduğu durum, hakemler ve VAR kararları olmak üzere önemli konular hakkında yorum yapan Reçber, A Milli Takım'ın durumunu da değerlendirdi.
İşte Serkan Reçber'in açıklamaları:
"Futbolculuk dönemimde hep şunu planlamıştım kariyerimi bitirdikten sonra nasıl bir yol haritası izleyeceğim, nasıl kariyerime yön vereceğim diye. Hep şunu düşündüm futbolun içerisinde kalmak elbette en önemli isteğimdi bunun içerisinde yönetici olmak da en önemli planlarımdı. İşin içinde kalabilmek için de yorumculuk beni çok geliştirdi. Hem güncel olayları hem transferleri takip ediyorsun ve bu sizi çok fazla geliştiriyor. Futbolculuk çok başka bir şeydi 10 yaşımda başladım 35 yaşında sakatlık yüzünden bıraktım. Birçok başarıyı ve başarısızlığı tecrübe ettik. Futbolcuyken kendinizden sorumlusunuz. İyi besleceneksiniz, iyi çalışacaksınız, iyi dinleneceksiniz ve işinizi iyi yapacaksınız... Tabi bu sizi bağlayan bir durum. Yorumculuk da keza aynı tabi sorumluluklarınız var. Yöneticilik ise bambaşka bir pencere..."
"ÇANAKKALE'DEN BİR TAKIM OLMALI"
"Futbolu bıraktıktan sonra Çanakkale Dardanel'de Sportif Direktörlük yaptım. Benim tabi şunu da söylemem lazım gerçekten Çanakkale gibi bir ilin bu kadar güzel bir şehrin bu kadar güzel bir şehrin profesyonel bir takımı olmaması canımı çok yakıyor. Orada bir takım olmalı... Ya Niyazi Önen sorumluluk alıp daha önce yaptığı gibi bir profesyonel takım oraya koymalı."
"PARREIRA, GALATASARAY MAÇINDA TAKTİK KONUŞMADI"
"95 senesinde o dönemin en iyi genç oyuncularından bir tanesiydim. Galatasaray istedi, Beşiktaş istedi, Trabzonspor istedi... O dönemde Süleyman Karabel kulüp başkanımızdı ve Fenerbahçe'ye transfer oldum. Tabii transfer olurken de dönemin en yetenekli oyuncusu, orta sahada top kaybetmeyen, oyuncu eksilten, Zeytinburnu'nda öyle bir rolümüz vardı. Parreira geldi Fenerbahçe'de dedi ki, "Serkan savunmanın önünde oynayacaksın"... Biz ilk defa 4'lü oynatmıştık Türkiye'de. Liberoyu kaldırıp ilk defa biz döndük 4'lüye. Parreira, Galatasaray maçı öncesi kamp yok dedi. Saat 1'de öğle yemeğine geleceksiniz dedi. Herkes birbirine bakıyor. Oğuz abi takım kaptanımız... Saat 1'de yemekle toplandık. Tabi dışardan ses geliyor. Parreira dedi ki camları açın. Sesler yükseliyor... Maç toplantısına girdik. Hoca geldi tahtaya maçın 11'ini yazdı bu maçın taktiği yok bu maçı kazanacaksınız dedi. Kimin yüreği daha büyükse kim daha çok isterse kazanacak dedi. Bir tane taktik vermedi. İşte Galatasaray'ı yendiğimiz 3-0'ın hikayesi öyle geldi."
"KASIMPAŞA OLARAK TÜRKİYE'NİN EN İYİ YÖNETİLEN KULÜBÜYÜZ"
"Hep söylüyorum ve bu konuda iddialıyım Türkiye'nin en büyük camiası değiliz ama Türkiye'nin en iyi yönetilen kulübüyüz. Çok net söylüyorum kimseyle de kıyaslama çok özel bir ortamda fanusun içinde yaşıyoruz tabiri caizse... Çünkü her türlü fırsatımız var. İnanılmaz imkanlarımız var. Türkiye'nin en iyi tesisindeyiz. Bırakın Türkiye'yi dünyanın en iyi tesisindeyiz. Kim geliyorsa Türkiye'ye Avrupa Ligi maçlarına ya da milli maçlara inanamıyorlar. O yüzden biz patronumuza ne kadar teşekkür etsek azdır. Dünyanın en iyi tesisleriden bir tanesindeyiz. Sadece tesis değil, tesisi çok iyi yapabilirsiniz ama kurallardır orayı işleten. Kasımpaşa Kulübü'de hiçbir oyuncuya dayalı düzeni göremezsiniz."
"HİÇ BORCUMUZ YOK"
"Bir TL bile hiçbir futbolcumuza şu anda oynayan ve geçmişte oynamış futbolcumuza borcumuz yok. Hiçbir UEFA'da dosyamız yok hiçbir borcumuz bulunmamakta. Böyle olunca da bir güven oluşturuyoruz. Transferde eksiklerimiz var... Eksiklik deyince de yanlış anlaşılmasın. TFF'nin açıkladığı harcama limitlerinden dolayı transfer limitimiz düşük. Geçen sene sondan ikinciydik bu sene sonuncuyuz limitlerde. Dolayısıyla bu bizim ekonomiden ya da paramızın olmadığından dolayı değil TFF'nin açıkladığı kurallardan dolayı limitimiz düşük. Yeri gelmişken buradan sesleneyim benim borcum yokken, benim dosyam yokken diğer kulüplerin oyuncuya borcu var, UEFA'da dosyası var, Bankalar Birliği'ne borcu var transfer yasağı var ama benden üç kat bütçesi var. Maalesef ülkede hiçbir başarı cezasız kalmıyor. Biz bunu hissediyoruz. Niye bize bu imkanı sağlamıyorsunuz? Her şey açık ve ortada bunu en iyi TFF biliyor..."
"KASIMPAŞA'DA HİÇ İDMAN VE MAÇ KAÇIRMADIM"
"Ben oyuncuyla konuşabilmeliyim. Ben teknik adamla konuşabilmeliyim. Ben problemi öngörmeliyim. Problem olmadan müdahale etmeliyim. Olduktan ve öldükten sonra benim olmama gerek yok. Kasımpaşa'da hiç idman ve maç kaçırmadım."
"RAKİBE SAYGI NEREDE?"
"Çok yanlış bir algı var. İyi oynarsa Galatasaray iyi oynuyor kötü oynarsa Galatasaray kötü oynuyor. Rakibe saygı nerde? Karşıda bir rakip var. Muazzam oyandığımız bir maç gol atamadık. Fenerbahçe maçının ikinci yarısıyla Galatasaray maçının ikinci yarısı aynı. O maçta da 22 kere ceza sahası içine girdik. Biz niye gol atamadık Becao ve Çağlar müthiş oynadı biz de açamadık. Çok iyi savunma yaptılar o maç. Galatasaray maçı da aynı... İlk yarısıyla ikinci yarısı başka oynadık. "
"FUTBOLU ÇİRKİNLEŞTİRMEK İSTEMİYORUZ"
"Hakeme ne dedim devre arası biliyor musunuz? Hocam dedim kaleci çok geciktiriyor yere düşen yerden kalkmıyor. Biz tempo istiyoruz. Biz marka değerini düşünüyoruz. Biz kazanmak istiyoruz dedim. Direnç hocaya dedim uzatmalarla beraber 45 dakika-50 dakika oyunda kalan süre 20 dakika dedim. Ben utanıyorum bu kötü maçın bir parçası olmaktan dedim. Biz yapıyorsak bizi uyar rakip yapıyorsa rakibi uyar dedim. Bizi izleyen insanlara keyif verelim dedim. Bunu söyledim hocaya. Hep benim itirazlarım benim söylemlerim bunun üzerineydi. Hocam dedim kaleciyi bir kez uyar ya... Gitti 90+5'te sarı kart gösterdi. O da şeklen... Yine patronun talimatıyla U-14'ten U-19' kadar düzenli yaptığım toplantılarda şunu söylüyoruz.... Sakın arkadaşlar öne geçeriz... Yerde yatmak, zamana oynamak, zaman geçirmek ve futbolu çirkinleştirmek istemiyoruz bu bizim anayasamız. Biz istemiyoruz bunu. Biz sonuca bakmıyoruz oyuna bakıyoruz. Oyun gelişiyor mu? Biz akademiye çok değer veriyoruz. "
"TÜM İHTİYAÇLARIMIZI KENDİ AKADEMİMİZDE ÜRETİYORUZ"
"Biz şuna dikkat ediyoruz. Kulüp kimliği oluşturmak ve kurum hafızası oluşturmak. Sami hoca cezalıyken kulübede duran Barış hocamız bize stajyer olarak girdi. Özgür hocam yardımcı hocamızın bir tanesi eski oyucumuz Kasımpaşa'da şampiyonluklar yaşamış biri. Tüm ihtiyaçlarımızı kendi akademimizde üretiyoruz. Planlıyoruz..."
"ELEŞTİRİM OKAN BURUK'A DEĞİL KURULLARA"
"Okan hocanın ceza alması bana bir artı sağlamaz bana bir şey kazandırmaz. Eğer benim hocam 41. madde tehditten ceza alıyor ve Okan hoca 41. madde tehditten ceza almıyorsa ben bunu eleştiririm. Eleştirim Okan Buruk'a değil sisteme... Geldin yeni başkan düzelteceğim dedin, sevgili başkan kural orada yazıyor... Yaz kuralın karşılığı olan cezayı Okan hocaya. Tenzih ederek konuşuyorum Okan Buruk'luk bir durum değil ama kurullar onu sana sevk etmiş. 41. maddeden sevk olmuş karşılığı olan cezayı vermek zorundasın. Yarın öbür gün herkes tehdit ederse 117 bin tl cebine koyup giderse böyle mi gidecek. Hani hakemimizin değeri? Ben hakem olsam derim ki TFF beni kollamıyor. Biz empati yapmak zorundayız."
