Küresel ısınma için “net sıfır” hedefi çalışanları zorlayacak
Küresel ısınmayı önlemek için dünya "net sıfır" hedefine odaklandı. Net sıfır geçişi yüksek emisyon yaratan sektörlerde çalışanlar açısından iş ve kazanç kaybı riski taşıyor. Çeşitli ülkelerde işçilere yeni beceriler kazandırılması ve geçiş döneminde uğradıkları gelir kaybını telafi etmek yeni politikalar uygulanıyor. Peki, Türkiye bu konuda hazır mı? Türk işçisini korumak için net sıfır geçişi konusunda neler yapılmalı? Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberi...
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2024 istihdam raporunda 2050 yılına kadar net sıfır emisyona geçişin işgücü piyasası ve milyonlarca çalışanın işleri üzerindeki etkisi analiz edildi. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması uyarınca, dünyanın ortalama sıcaklığındaki artışın sanayi devrimi öncesindeki döneme kıyasla 1,5 derecede tutulması amaçlanıyor. Sera gazı salınımının 2030’a kadar yüzde 45 azaltılması, 2050’ye kadar ise net sıfır hedefine ulaşılması amaçlanıyor. Bu süreçte yüksek emisyona yol açan sektörlerden atmosferi kirletmeyen endüstriye geçiş hedefleniyor.
SORULARINIZ İÇİN: akivanc@haberturk.com
Raporda, OECD’nin 2024 istihdam raporunda, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmayı hedefleyen iddialı iklim değişikliği azaltma paketlerinin işgücü piyasaları ve dünya çapında milyonlarca işçinin işleri üzerindeki etkisi geniş şekilde analiz edildi. İklim geçişinin toplam istihdam etkilerinin kısa vadede sınırlı olacağı tahmin edilirken, önemli değişimlere ve kesintilere yol açmasının beklendiği belirtildi.
OECD iş gücünün yaklaşık yüzde 20’sinin iklim geçişinden olumlu etkilenmesi muhtemel yeşil odaklı işlerde çalıştığı kaydedilen raporda, buna doğrudan emisyon azaltımlarına katkıda bulunan işler ve ayrıca çevresel olarak sürdürülebilir faaliyetler için ara mal ve hizmet üreten işlerin de dahil olduğu vurgulandı.
ÜCRETLERİ YÜZDE 24 AZALDI
Rapora göre, tüm sera gazı emisyonlarının yüzde 80'ini ancak istihdamın yalnızca yüzde 7'sini oluşturan küçülen yüksek emisyonlu endüstrilerdeki çalışanlar, toplu işten çıkarmaların ardından geçen altı yıl boyunca diğer endüstrilere kıyasla ortalama yüzde 24 daha fazla kazanç kaybıyla karşı karşıya kaldı.
Raporda, net sıfır geçişinin istihdama etkisinin azaltılması için yapılması gerekenlere de yer verildi. Bunlar arasında, etkilenecek işçilere yeni beceriler kazandırılması, işsizlik tazminatı verilmesi, uğradıkları gelir kaybını telafi edecek sosyal yardım yapılması, işten çıkarma tazminatı verilmesi, erken emeklilik planları uygulanması gibi tedbirler yer aldı.
Bu konu eninde sonunda Türkiye’nin de kapısını çalacak. Hükümet kurumlarıyla, işçi ve işveren örgütleriyle Türkiye’nin net sıfır geçişine yönelik etkili politikaları acilen uygulamaya koyması gerekiyor.
OECD ÜLKELERİNDE İŞSİZLİK AZALDI AMA REEL ÜCRETLER HALA TOPARLANAMADI
Türkiye’de işsizlik oranı mayıs ayında yüzde 8,4 oranı ile 2012 yılından bu yana en düşük seviyeyi gördü. OECD üyesi ülkelerde İSE istihdam ve işsizlik oranlarında olumlu gelişmeler yaşanıyor. OECD ülkelerinde toplam istihdam COVID – 19 salgını öncesinden daha yüksek seviyeye ulaşırken, işsizlik oranı da 2001 yılından bu yana en düşük seviyelerde seyrediyor. Ancak istihdamdaki artış yavaşladı ve reel ücretler 35 OECD üyesinden yalnızca 19’unda 2020 yılı öncesi seviyelere döndü.
OECD genelindeki istihdam 2000 yılından bu yana yüzde 25 oranında artış kaydederek Mayıs 2024'te 662 milyona ulaştı. 2024-25 arasında ise yıllık yaklaşık yüzde 0,7 oranında artması bekleniyor.
2020 öncesinde yüzde 5,29 olan OECD genelindeki işsizlik oranı Mayıs 2024'te yüzde 4,9’a geriledi. Euro bölgesinde 2020 öncesinde yüzde 7,5 olan işsizlik oranı ise yüzde 5,4’e düştü.
KÂRLARIN ÜCRETLERDEN HIZLI BÜYÜME EĞİLİMİ ŞİMDİLİK TERSİNE DÖNDÜ
Reel ücretlerde COVID - 19 sonrası gerileme yaşanıyor. Ancak 2022’de ve 2023’ün ilk çeyreğinde reel ücretlerde yaşanan kayıp 2024’de kısmen telafi edildi. OECD üyesi 35 ülkenin 29’unda reel ücret artışı yaşandı. Reel ücretteki ortalama artış yüzde 3,5 oldu. Ancak hala çoğu ülkede reel ücretler 2019 yılı seviyesinin altında yer alıyor.
Tüm dünyada özellikle pandemi sonrasında kârların ücretlerin üzerinde artmasının yarattığı dengesizlik tartışılıyor. 2024’teki gelişmeler kâr ve ücret arasında yeniden denge sağlanmaya başlandığının sinyali olarak değerlendirildi.
Raporda, “Kârların ücretlerden daha hızlı büyüdüğü son eğilimlerin tersine döndüğünü gösteriyor. Ücretlerdeki kaybın bir kısmı telafi edildi ancak son 2-3 yılda kârlardaki önemli büyüme göz önüne alındığında kârların daha fazla ücret artışını absorbe etmesi için hala yer var” denildi.
REEL ASGARİ ÜCRET 2019’UN YÜZDE 8,3 ÜZERİNDE
Raporda, asgari ücretin OECD ülkelerinin tamamına yakın kısmında reel olarak 2019 seviyelerinin üzerinde olduğu belirtildi. Son 2- 3 yıldır yaşanmakta olan yüksek enflasyondan düşük ücretlileri korumak için yasal asgari ücretlerde yüksek oranlı artışlar yapıldığına dikkat çekilen raporda, bu sayede asgari ücret uygulaması bulunan 30 OECD üyesi ülkede beş yıl öncesine göre yüzde 8,3 oranında reel artış olduğu ifade edildi.