Pazartesi başlayan bugün de son günü olan, dünyanın dört bir yanından önde gelen televizyoncuları ve format sahiplerini buluşturan televizyon fuarı Mipcom'da bu yıl da adeta Türk çıkartması yaşandı.
Her yıl Fransa'nın Cannes şehrinde düzenlenen ve merakla beklenen Uluslararası Ortak Yapım ve Eğlence İçerik Pazarı Mipcom'da bu yıl da, Türk prodüktörler, yapımcılar, yönetmenler, senaristleri, oyuncuları, mekan yöneticilerini, oyuncuları ağırladı.
Show TV'nin reyting rekorları kıran "Kızılcık Şerbeti"nin dev afişinin karşıladığı alanda ve Cannes'in çeşitli mekanlarında görkemli davetler yapıldı. Serkan Çayoğlu, Selim Bayraktar, Ebru Şahin, Mehmet Günsur, Meryem Uzerli, Murat Yıldırım, Can Yaman, Yılmaz Erdoğan, Hazar Ergüçlü, Bergüzar Korel, Kubilay Aka, Selma Ergenç gibi oyuncuların da katıldığı fuarda adeta Türkler ve dizileri gövde gösterisi yaptı.
Ben de Mipcom'a 18 yıldır sektöre 150 çalışanı ile Türkiye'nin ileri gelen ailelerinin yalılardan, malikanelere, ofislerinden, otellerine, evlerine kadar birçok mekanı dizilere, sinema filmlerine, reklam çekimlerine kiralayan Bihter Günaydın ile katıldım. Çoğunlukla kadın çalışanları ile sektöre yön veren Bihter Günaydın, yeni projeleri ile de Mipcom'da ilgili odağı oldu.
Fuarın diğer ilgi odağı olan isimlerinden biri de küçük yaştan itibaren ticaret hayatına atılan, Türk dizilerini tüm dünyaya satan Global Agency Kurucu CEO olarak bilinen İzzet Pinto'ydu. "Kızılcık Şerbeti" ve daha birçok diziyi tüm dünyaya satıp izlettiren İzzet Pinto, bu yıl Mipcom'da "Top Secret" diyerek çalışanlarından dahi sakladığı yeni formatını şaşaalı bir davet ile tanıttı.
Özel bir tekne ile davetlilerini Cannes'dan St. Tropez'e götüren formatını anlatan İzzet Pinto'yu yakalamışken hem yeni formatını, hem Türk dizilerini hem de bir dönem, "NFT'yi küçümseyen pişman olur" diyerek yaptığı NFT gerçeğini açıkladı. Ve ortaya şimdiye kadar hiç açıklamadığı bir gerçek çıktı; "NFT'nin ne olduğunu bilmeden milyon dolarlık reklam yaptım. Ama kocaman bir balon olduğunu öğrendim ve kaçtım" dedi.
- Dünyaya dizilerimizi satıyorsun. Şimdi de çalışanlarından dahi gizlediğin ve günlerce "Top Secret" dediği yeni formatını görücüye çıkarttın Mipcom'da.
Evet ve davette de dün Amerika'nın en ünlü yapımcısı satın aldı. Yeni bir fikri satmak bazen bir iki yıl sürüyor. Ama "Celebtirty Dreams" ilgi çekti. Çünkü ters köşe bir format. Herkesin gözünde, "İşte bu ünlüler her şeyi başarmış, parası olan, şöhreti olan insanlar ve çok mutlu" oldukları zannediliyor dışardan. Ama öyle değil. Ve kendi içlerinde zor bir hayat yaşıyorlar. Alkol, uyuşturucu bağımlılığı, tükenmişlik sendromu. Şöhret ile baş edemeyen çok fazla ünlü var. Ve bu yüzden, her bir programda her hafta bir ünlü ile birlikte vakit geçiriyoruz. İlk başta onun daha önce hiç duyulmamış, keşfedilmemiş hikayesini öğreniyoruz. Ve diyoruz ki, "En büyük hayalin ne?" İşte bunu öğrendikten sonra yapım ekibine iki hafta zaman veriyoruz ve bu iki haftada bunu gerçekleştirip ona bu sürprizi yapıyoruz. Drama ve duygusallık var işin içinde. Ve sıradan insanların değil, herkesin idol olarak gördüğü çok kapalı yaşayan insanların özelini öğrenip onların hayallerini gerçekleştiriyoruz.
-Amerika'da ki ilk programda ilk ünlü kim olsa dikkat çeker sence?
Mesela Sharon Stone olmasını isterim. Sharon Stone dünyanın en önemli insanlarından birisi. Ve bir gün damar tıkanıklığından hastaneye gidiyor ve ölümden dönüyor. Ölümden dönerken de onun hayatını bir hemşire kurtarmış. Doktorlar yanlış teşhis koymuş ve neredeyse ölüyormuş. Bir hemşire onun hayatını değiştirmiş. Ve sonra bu hemşireyi bulamamış. Mesela bir bölümde o hemşireyi bulacağız ve Sharon Stone ile buluşturacağız. Ona yıllardır yapamadığı teşekkürü yapacak.
-Türkiye'den kim olursa dikkat çeker sence?
Mesela Hande Yener olsa çok güzel olur. Neden Hande Yener? Çünkü Hande bir parfümerici de çalışıyormuş. Hülya Avşar ile tanışıyor ve onun sayesinde üne kavuşuyor. Hülya Avşar'dan daha ünlü oluyor. Amerika'da mesela Jennifer Lopez, Janet Jackson'un dansçısıymış. Hatta yılar önce bir klibinde oynuyor. Sıfır ün! Janet Jackson nerede şimdi ama Jenifer Lopez nerelerde. Duruma bakar mısınız? Böyle ters köşeler yapmak istiyoruz.
-Türkiye'de konuştuğunuz birileri var mı?
Evet var. Ama benim en çok istediğim Amerika'da olmak. Bu format işini biraz piyango gibi görüyorum. Bazen bir format seni anormal yerlere taşıyabilir. Aslında ben de hep bu heyecanı yaşıyorum. Bir gün bu büyük piyango bana vuracak mı? Burada amaç para kazandığın bir piyango değil. Amaç bütün dünyanın o Türk formatını konuşması. Büyük heyecan. Heyecandan dün gece bir dakika bile uyumadım. O kadar adrenalin vardı ki! Bu heyecanı seviyorum. Öyle ya da böyle şöhretlerin hayatını herkes merak ediyor!
-Evet ama kendini açacak ünlü şart.
Evet çok önemli. Özelini bize güvenip açması ve paylaşması gerek. Bizler de onu en iyi şekilde sunalım.
-Mesela Hande Yener dedin. Sonra kim olur?
Mesela Sıla'da çok kapalı kutu. İlişkilerinden travmalı. Sonra mesela 90'lardan şöhretini kaybetmiş birisi mesela Doğuş olabilir. Çünkü çok zigzag isimler bunlar. Zaten Doğuş en dipten geliyor, kendi çapında zirve olan bir isimdi. Sonra yine bir dip, sonra bir şeyler yaptı ve şu anda yok. Böyle kişiler çok önemli.
-İlk başladığında kaç metre standın vardı Mipcom'da.
Buralara geleceğimi hiç tahmin etmezdim. Ayakkabı satıcısıydım ve çok zorluklar çektim. Bu işe ilk başladığımda borçlarla başladım. 10 metre standım vardı. Şu anda 150 metrekare. 15 proje ile başladım 150 projemiz var şu an. Birkaç sene önce bu fuardan onur madalyası verildi birçok kişiye ilham olduğum için. Yani benim tahmin edemeyeceğim şeylerdi asla şımarmam ve şükrediyorum. İnsanın anıları, hikayeleri çok önemli. İnsanların hikayesi olması gerekiyor. Benim de hikayelerim var asla unutmuyorum onlar beni besliyor.
NFT'nin ne olduğunu ezberleyerek adımdan söz ettirdim
-Şu meşhur NFT olayını da merak ediyorum aslında.
Hiç kimse bilmiyor ilk defa sana anlatıyorum. Bundan iki-üç sene önce yeni işler denemek istiyordum. Cumartesi günü Cüneyt Özdemir "Bu twit bir sanat eseridir buna para verecek olan var mı?" diye dalga geçen bir twit attı. Ondan sonra bir twit daha attı, "İnanamıyorum 100 dolar veren var twitime." Ben telefon açtım, "Ben NFT'ni almak istiyorum" dedim. Ama ne olduğunu inan bilmiyorum. Ben sadece yeni bir işe girmek istiyorum. Ama NFT hakkında sıfır bilgi sahibiyim. Arada NFT'nin dijital sanat eseri olduğunu zannediyorum ama değilmiş. O an, "10 bin dolar veriyorum" dedim. 101 dolar versem ben de kalacak ama haber değeri yok. Ben 10 bin dolar verdim. O an bir twit attı akşama ana haberlerdeydim. Çok hoşuma gitti. 10 bin dolara milyon dolarlık haber almış oldum. Bir şeyler yapmam lazım, "Bu işi daha da büyütmem lazım" diye düşünüyorum bir reklamcı arkadaşımı aradım, "Başka ne yapabilirim" dedim. O da bir kahkaha attı. O an ben de, "Kapa kapa telefonu" diyerek Saba Tümer'i aradım. Bak "Bunu da sana ilk kez söyleyeceğim" sonra Saba'ya dedim ki, "Ben senin kahkahanı satın alacağım. HA HA HA HA diye twit atar mısın?" dedim. 15 bin dolara da onu satın aldım. Sabah uyanıyorum kapıda tüm haberciler. Ana haber gelmiş benimle röportaj yapacak. Hiç bir bilgim yok NFT nedir bilmiyorum. O an röportaja gitmem lazım giyinirken eşim bana NFT'nin ne olduğunu telefondan okuyor ben de ezberliyorum. Ama o an giyiniyorum düşün röportaj için hazırlanıyorum.
-Sonra peki?
Aslında NFT balon. Ben de kimseyi zarara sokmadan, kendimde zarara uğramadan kaçtım. Çünkü baktım ki, bu bir saçmalık. Ama amacıma fazlasıyla ulaştım. 25 bin dolara en az 2-3 milyon dolarlık reklamım oldu.
***
Yani kısacası
-Başarı kendi kendiliğinden gelmiyor.
-Çalışmadan hiç kimse bir yere varamıyor.
-Geçmişten utanmadan, yaşadıkların ile, şımarmadan daha da başarı geliyor.
-Başarılı insanlar cesur adımlar atanlardan çıkıyor.
***
Fuar günlerinden aklımda kalan
-Türkler her yerde başarılı ve dikkat çekici.
-Yapımcılar, televizyon dünyası adeta Cannes'da Türkiye gibi rahat ve güvenli.
-Her köşe başında Türkiye imzasını atıyor.
-Türk dizilerin afişleri bir hafta boyunca Cannes sokaklarını süslüyor.
-Can Yaman Cannes gecelerinde bol bol kastı.
-Hazar Ergüçlü her zaman sempatik, güler yüzlü ve çok samimi.
-Murat Yıldırım eşi ile birlikte Cannes caddelerinde aşk tazeledi.
-Yiğit Doğan Çelik'in sahibi olduğu dağıtımcı şirketi Merzigo verdiği davet ile adeta Cannes'da en çok konuşulan oldu.
-Cannes otellerinde yer kalmadı.
-Birçok restoran çalışanları Türkleri öğrendikleri dillerle karşıladı.
***
Terörü lanetliyorum
Ankara TUSAŞ'ta gerçekleşen terör saldırısı gerçekten çok üzücü ve endişe verici. Hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyor ve terörü lanetliyorum.
Destekleyenleri, sessiz kalanları da en az yapanlar karar kınıyorum. Allah bir daha yaşatmasın.