Yurtiçinde uçak bilet fiyatlarındaki tavan fiyat uygulaması sektörde sorun olmaya, havayollarına ve vatandaşa sıkıntılar çıkarmaya devam ediyor. Salı günü Ankara’da Ulaştırma Bakan Yardımcısı, Sivil Havacılık Genel Müdürü, THY, Pegasus ve SunExpress havayollarının genel müdürlerinin katılımıyla değerlendirme toplantısı yapıldı. Tavan fiyat için bir rakam belirlenmedi. Bugün de İstanbul’da Ulaştırma Bakanı’nın katılımıyla tavan fiyat konusu ile İstanbul Havalimanı’na düşük maliyetli havayollarının sefer yapma durumu konuşulacak.
THY, yaklaşık yüzde 82’sini kullandığı (trafiğin yüzde 82’si) İstanbul Havalimanı’na (İGA) düşük maliyetli havayollarının sefer yapmasını istemiyor. Hatta İGA merkezli kurulmak istenen yerli, düşük maliyetli bir havayolu projesini de bu yüzden askıya almış durumda. Sabiha Gökçen’de ise pist, taksi yolu sorunu ve terminal problemiyle birlikte bir de işletmeci meselesi var.
THY, iç hatlardaki tavan fiyat uygulaması sebebiyle 2022’de yaklaşık 400 milyon dolar kaybetmiş. 2023’te de beklenen zarar yaklaşık 600 milyon USD. Zararına uç dendiği için THY yetkilileri de Ulaştırma Bakanlığı’ndan yurtdışı uçuşlarına zarar verecek, fiyat rekabetine sokacak, yolcusunu alacak düşük maliyetli havayollarına İGA’dan izin verilmesini istemiyor. Low Cost Carriers / Düşük Maliyetli Taşıyıcılar, Sabiha Gökçen’den Premium/network havayolları da İstanbul Havalimanı’ndan uçsun isteniyor. Bu isteğin de serbest piyasa ekonomisiyle ilgisi yok! Ama ilk düğme yanlış ilikte olunca gerisi geliyor.
Ulaştırma Bakanlığı da bu iki meseleye çözüm aramaya çalışıyor. Ama çözümü bence yanlış yerde arıyorlar. Serbest piyasa ekonomisi uygulayan bir ülkede tavan fiyat belirlemek, meydanlara sınırlama koymak ne demek? Mantığı olmayan uygulamaların doğru çözümleri de olamaz.
Merak ediyorum, “Tavan Fiyat” uygulamasını Türkiye’nin gündemine sokanlar, ne kadar hatalı davrandıklarının, sektöre ne kadar büyük zarar verdiklerinin farkına ne zaman varacaklar. Havayolları artık iç hatlarda uçmuyor. Çünkü İstanbul-Van otobüs biletleri uçaktan ucuz. Tavan fiyat olduğu için, tabandaki düşük rakamlı uçak bilet fiyatları da tavana yaklaşmış, yoğun zamana göre fiyatlandırma kavramı ortadan kalkmış.
Çözüm basit; rasyonel politikalara dönülsün. Piyasa ve sektöre yanlış müdahale edilmesin. İyi denetlenen ve kontrol edilen bir sektör için tavan fiyata, şu meydana uç, buna uçma demeye gerek yok. Evet bu kadar basit.
RUSYA'DAN TÜRK TROY GİRİŞİMİ
Türkiye’nin bir türlü etkin hale getiremediği yerli ve milli ödeme sistemi Troy bugünlerde Rusya’nın gündeminde. Ülkemize gelen Ruslara, “Türk ödeme sistemi Troy’u kullanabilirsiniz” şeklinde tavsiyeler yapılıyor.
Ülkemize gelecek olan Ruslara, Türkiye’de mal ve hizmetler için ödeme yapabilecekleri, ATM’lerden para çekebilecekleri bir uygulamamız olduğu belirtiliyor. Rus bankalarındaki Ruble hesaplarını, Troy sistemine lira olarak çevirebilecekleri ve Troy sanal kart çıkararak Türkiye’de kullanabilecekleri bilgisi veriliyor. Fakat Türkiye’de herhangi bir vatandaş herhangi bir bankaya gitse Troy kart talep etse, hayır denmiyor, ama o karta ulaşma imkânı da olmuyor.
Fakat Rus finans ve bankacılık uzmanları, Türk lirasının istikrarsızlığının yanı sıra kart yenileme, nakit çekme ve dönüştürme için yüksek ücretlerin olduğuna dikkat çekiyorlar. Yani tercih etmeseniz daha iyi olur, diyorlar. Milli ve yerli ödemi sistemi Troy için iyi bir durum değil. Merkez Bankası yetkililerinin dikkatine! Daha önce bu konuyu Merkez Bankası yetkilileriyle konuşmuştum, ama beni de Troy hususunda aydınlatamamışlardı.
Troy ödeme sisteminin mobil uygulamalara sanal kart olarak entegre edilebileceğini de yine Rus medyasında yer alan haberlerden öğrendim. Rus turistlerin ürün ve hizmetler için ödeme yapabilecekleri, Türkiye’de ATM’lerden (QR kodu kullanarak) para çekebilecekleri “Letim” uygulamasını AppStore ve PlayMarket indirip kullanabilecekleri belirtiliyor .
“Letim” uygulamasıyla Türk ödeme sistemi Troy’un sanal kartı tanımlanarak ayda 250 bin lira (yaklaşık 850 bin ruble) yüklenebileceği belirtiliyor. Sanal karttaki bakiyelerin de tekrar Rus bankalarındaki hesaplara iade edilebileceği vurgulanıyor. Bu işlemi yapabilmek için pasaportun dijital taramasını yapıp, uygulamaya yüklemek gerekiyor.
Görüldüğü üzere Rusya, Troy kullanılması için üzerine düşeni yapmış. Türkiye’den ilgililer, bakanlıklar, Merkez Bankası, BBDK, lütfen, siz de yerli ve milli Troy’a ilgi gösterin. Biliyorum, yabancı 3 ödeme sistemi üzerinden ciddi rakamlar dönüyor, ama siz kafanızı azıcık da Troy’a çevirseniz iyi olur.
“Letim” uygulamasını geliştiren şirket yakında da sanal kart ile çevrimiçi işlemler yapılmasını ve akıllı telefon ile temassız ödemeler için çalışmalarını tamamlayacakmış. Bizim Troy’cular da artık harekete geçer herhalde…
Yeni Ruslardan öğreniyoruz ki Troy ödeme sisteminin fiziki kartını almak mümkün değilmiş. Sadece yabancılar değil, Türklerin de alması imkânsız gibi…
Ayrıca ben de Türk Hava Yolları’na (THY) Troy’u sistemlerine entegre edip, kullanmaları için benzer tavsiyede bulunmuştum. Şu günlerde THY cephesinde de kendi kredi kartlarını çıkarma, ödeme sistemi konusuna kafa yorma anlamında hareketlilik var. Yurtdışında anketler yapılıyor. Bakalım buradan Troy’a ne çıkacak? Rusya’daki Troy hareketi Türkiye’ye nasıl yansıyacak?
SEKTÖRE DANIŞMAMANIN SIKINTISI
Turizm sektöründe bugünlerde kime bir dokunsan bin ah işitiyorsun. “Ev turizmi” ile otellerin doluluk oranları düşmüş, döviz kuru baskılandığı için maliyet/satış dengesi bozulmuş ve ücretlerimiz Akdeniz çanağında rekabetçi olmaktan uzaklaşmış.
Tüm bunların üzerine bir de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yurtdışı seyahatlerde uçak, seyahat acenteleri ve konaklama harcamalarında kredi kartlarına taksit yasağı getirmesi sektörü ayağa kaldırmış durumda. Sektör paydaşlarına sormadan ve üzerinde fazlaca düşünmeden ansınız alınan kararın hiç hesaba katılmayan zararları ve etkisi söz konusu.
Mesela KKTC’de yetkililer ve turizmciler bu karar düzeltilmez ise “Batarız” diye feryat ediyorlar. Zaten Türkiye-KKTC arasındaki uçak bileti fiyatları aşırı pahalı. Türkiye’de izah edilebilir hukuki temeli ve serbest piyasa ekonomisinde yeri olmayan uçak biletlerindeki tavan fiyat uygulamasının acısının bir kısmı Kıbrıs uçuşlarından çıkarılıyor. İç hatlara göre 3-4 kat daha pahalıya bilet satılıyor. KKTC’de havalimanı ücretleri de çok pahalı. Girne’de 200 TL olan hellim peyniri, havalimanında 300 TL, diğer tüm hizmetler de bu şekilde yüksek.
BBDK büyük ihtimalle KKTC’nin durumundan habersiz bu kararı aldı. Ama Türkiye’den yurtdışına seyahat organize eden acenteler de bu uygulamadan rahatsız. Onların da işlerini, iş gücünü ciddi etkileyecek bir durum söz konusu. Bazıları kapanacak, insanlar işsiz kalacak vesaire.
Yasaklanan kredi taksiti toplam 6 ay. 3 normal taksit, 3 ay da bankalar veriyordu. Yurtdışına çıkacak olan Türk vatandaşları için taksitlendirme ortadan kaldırılınca BBDK ne kazanacak, sektör ve ülke ne kaybedecek? Bir defa daha düşünmek gerekir. Hatta bu tür kararların akşamdan sabaha alınmaması lazım. Önce ilgili tarafların görüşleri alınmalı ki, ilginç durumlar ortaya çıkmasın. Bir de kararların uygulamaya geçmesi için belli bir sürenin tanınması şart. Akşam kararı yaz, sabah Resmî Gazete’de yayınlayıp, uygulamaya geç. Doğru yöntem mi acaba?