Okan hocanın 4-4-2'sine saygı duyarım. Tercihidir. Ancak o kadar açıktı ki bu anlayışın netice vermeyeceği... Bunu görmek için 20-25 dakikaya ihtiyacımız oldu sadece. Rakip GEÇİŞ OYUNU DERSİ verdi. Adamlar bilmiyor mu Barış Alper'in orijinal sağ bek olmadığını.... Salıverdiler üçlüyü oraya... Hadjam, Colley, Ugrunic üçlüsünü... Öteki taraftan da (ayrıca merkezden) Monterio ile Ganvoula... İlk yarı gol atamamaları beceriksizlikleri...
Senin ilk yarıda yaptığın tek olumlu iş Kerem'in 35'te kaleyi bulan tek şutun... Kalecin 2'si ceza sahası içinden toplamda 5 şut kurtarıyorsa, ikinci yarıya umudun kalmaz. Öyle de oldu.
İki değişiklikle takıma bir miktar can suyu... Onun getirdiği hızla Kerem Demirbay hamlesinin ürettiği oyun dengesi, 60'lardan itibaren rakip golüne kadar oluşan futbola benzeyen şeyler! Rakibin yine gol pozisyonları ve beceriksizlerinden ortaya çıkan golsüzlük... En sonunda milyonlarca geçişten birinden gelen gol.
Oyun için birçok şey söylenebilir. Hocanın tercihleri derin derin sorgulanabilir. Temel yanılgı, İsviçre takımını küçük gördüğün kadar, kendine dev aynasında bakmak. Bu her takımımız için geçerli. Yapamasalar da oyun planı olan bir ekiple, fizik kalitesi yüksek bir ekiple oynuyorsun.
Kura öncesi KÖY TAKIMI muamelesi yapıyorsun. Sonuç ortada. 29 milyon Euro'ya yaptığın iki transferden 60 artı 45 dakika yararlanıyorsun. "6 ay antrenman yapmadan gol kralı oldum" diyen ICARDI'den, sorunlu Kerem'e hiçbir oyuncudan yeterli verimi alamıyorsun... Savunma, takım savunması falan... Gerçekten girmeyelim kalp kırıcı olunur.
Zaten bugünden sonra camiada birçok vazo tek tek kırılacak...
Daha da yapıştırılır mı?
Bilemem!