Belediyelerin konser harcamaları yüzünden kıyametler kopuyor... Milyonlarca doların har vurup harman savurulduğu söyleniyor, rakamlar havada uçuşuyor, soruşturmalar açılıyor, AK Parti’li ve CHP’li belediyelerin ödemeleri mukayese ediliyor.
Organizatörlere ve sanatçılara verildiği söylenen bu meblâğlarla kaç konser salonu inşa edilebilirdi, kimbilir...
Kültürel organizasyonlar, belediyelerin bir yerde görevleri gibidir; zira bu sayede konserlerden ve tiyatro misâli gösteri sanatlarından uzak kalanların etkinliklerden bedava yahut ucuz şekilde istifade etmeleri sağlanır ve özellikle de İstanbul Belediyesi geçmişte bu alanda çok önemli hizmetlerde bulunmuştur.
Bu hizmetlerin başında, bir zamanların “İcra Heyeti” gelir...
Atatürk döneminde, Türk Müziği eğitiminin yasaklandığı 1926 senesinden itibaren bu alandaki eğitim işini İstanbul Belediyesi üstlenmişti. Belediye’nin bünyesindeki Konservatuvar’da hem Türk hem Batı Müziği eğitimi veriliyordu, her iki bölümün mezunlarına diploma da alıyorlardı ama ortada bir garabet vardı: Türk Müziği bölümünün diplomaları geçersizdi!
Belediye Konservatuvarı, eğitimin yanısıra musiki icrasında da senelerce önemi bir vazifeyi yerine getirdi: Konservatuvarın Türk ve Batı Müziği toplulukları, onbeş günde bir, Pazar sabahları o senelerin seçkin mekânlarında halka kaliteli konserler verirlerdi. Bu uygulama 1970’lerin sonuna kadar devam etmiş ve gençlik senelerimde her Pazar sabahı İcra Heyeti’nin musikinin büyük ismi Münir Nureddin’in şefliğinde Elmadağ’daki Şan Sineması’nda verdiği ve ertesi Pazar sabahı da genellikle Cemal Reşid’in idaresindeki konserleri yıllarca dinleme şansını elde edebilmiştim...
İstanbul Belediyesi’nin İcra Heyeti sonraki senelerde özellikle kadrosuzluk yüzünden elden-ayaktan kesildi ve tarihe mâloldu!
Bu konserler, özellikle de Münir Bey’in idaresinde verilenler ders gibi ve hakiki birer musiki ziyafeti idiler ama bu iş için şimdi olduğu gibi öyle milyonlarca dolar saçılmazdı.
RÜYALARINDA BİLE GÖREMEMİŞLERDİ...
Burada, İstanbul Belediyesi’nin kültür ve san’at faaliyetine dair iki belge yayınlıyorum...
İlk belge Belediye Encümeni Arşivi’nde bulunuyor ve İcra Heyeti Şefi olan Münir Nureddin Selçuk’un vazifesine 1967’de de devam edebilmesi için Encümen’in 27 Mart 1967’deki kararının sureti: Münir Bey’e 1960 lira aylık ücret veriliyor. Milyonlarca doların uçuştuğu günümüzün rakamları ile söylemek gerekirse; Belediye bir doların dokuz lira olduğu o senelerde Münir Bey’e 106 ve bugünün karşılığıyla 995 dolar aylık veriyor!
Diğer belge ise bende... İstanbul Belediyesi ile udun gelmiş geçmiş en büyük üstâdı ve Hazreti Muhammed’in 37. göbekten torunu Şerif Muhidin Targan arasında 1949’da yapılmış olan sözleşme... İstanbul Konservatuvarı’nın İlmî Kurul Başkanlığı’na getirilen Şerif Muhiddin’e 600 lira aylık ödeniyor, yani Şerif doların o sırada 2 lira 80 kuruş olması hesabiyle her ay 106 ve bu meblâğın günümüzdeki karşılığıyla 995 dolar alıyor!
Musikinin iki büyük isminden, Münir Nureddin Selçuk ile Şerif Muhidin Targan’dan bahsediyoruz ama bu isimlerin kaşe, yani ücret bakımından bugünün “büyük” sanatçılarının yanına yaklaşmaları imkânsız!
Belediye’nin müzisyenlere verdiği ücretler ile ilgili olarak başka örnekler de var...
İstanbul, dünyanın en seçkin müzisyenlerinin konser mekânıdır, birçok önemli isim gelir ve konser verirler...
Belediye’nin 2015 öncesinde davet ettiği dünya çapındaki müzisyenlere ödenen ücretlerden bazılarını yazayım:
Chick Corea’ya 60 bin, Paco de Lucía’ya 70 bin, Buena Vista Social Club’a yine 70 bin, Emerson Dörtlüsü’ne 80 bin dolar verilmişti. Cesária Évora’ya da 40 bin dolar ödenecekti, anlaşma yapılmıştı ama kadıncağız âniden öteki dünyaya gidiverdiği için İstanbul’a gelemedi!
Sarfedildiği iddia edilen böyle milyonlarca doları musiki tarihimizin en büyük üstadları bırakın kazanmalarını, rüyalarında bile görmemişlerdir!
İstanbul Belediyesi Encümeni’nin, Münir Nureddin Selçuk’a ayda 1960 lira ödenmesi konusundaki kararı. İstanbul Belediyesi, Şerif Muhiddin Targan’a bu sözleşme ile ayda 600 lira ödüyor.