Ülkede mahalli seçimler yapılır, "Seçim sonucuna yüzde 1 veya 1.5 civarında futboldaki adaletsizlik" etki etti denir. Bu etkinin en önemli parçasının Fenerliler olduğu ortadadır.
Başkanlık seçimi yapılır ana haber bültenlerine konu olur. Sonucu yapay zekaya sorulur, anket şirketleri tahminlerde bulunur. Ülke gündemi belirlenir.
Türkiye'ye gelmez denilen Jose Mourinho, Şampiyonlar Ligi finali günü görevli olduğu TV yayınında; dünyadaki tüm futbol izleyicilerine Fenerbahçe'ye gittiğini söyler.
Yusuf En-Nesyri ülke tarihinin rekor bonservis bedeli ile takıma kazandırılır.
Beşiktaş ve Galatasaray'ın transferde istekli olduğu, G.Saray'ın işi bitirme aşamasına getirdiği Oğuz Aydın'ı 2 günde bitirir.
Ülkede geçen senenin büyükler dışındaki en öne çıkan ismi Oğuz Aydın değil sadece.. Tutsun tutmasın, Cengiz'inden Çağlar'ına; Merih'inden Orkun'una kadar yurtdışında oynayan Türklerin çoğunluğu gelmek ister.
Bu takım 10 senedir şampiyon olmuyor.
Ama önemli olan şey Fenerbahçe'nin şaşasını - havasını yeniden kazanmaya doğru zihni bir değişiklik yaşadı.
Aslen Ali Koç, hangi takımın başkanı olduğunu son 3 yıldır daha iyi anladı.
Zaten başkan kendi ağzıyla ilk 2 yılın son derece yanlışlıklarla geçtiğini itiraf etti. O 2 sene arogan, ülkeyi ve takımı küçümseyen beceriksiz bir Fransız'a emanet etmişti takımı.
• "Yasin Benzia'nın bizi seçmesi çok önemli bir olaydır.."
• "Jack Wilshere'in İstanbul'a bizimle görüşmeye gelmesi bile büyük olaydır.."
• "Ayew dünya yıldızıdır",
gibi saçmalıkların sebebi olan Comolli gitti..
• Adil Rami - Kemal Ademi gibi kaskallamalar yapan Rogon ile ilişkiler kesildi.
• Perotti gibi Cisse gibi Lemos gibi bitikleri alan Sportif Direktör; 6 ay sonra teknik direktörlüğe getirildi, oradan da sezon sonu ayrıldı.
• Cocu - Yanal - Erol Bulut - Vitor gibi denemeler sonrası son 3 yılda Jorge Jesus ve Jose Mourinho gibi dünya çapında 2 hoca getirildi.
• Özellikle geçen sene Dzeko - Tadic - Fred gibi üst düzey isimler transfer edildi. Sebastian-Dijku-Becao gibi iyi oyuncular takıma katıldı.
• Altay - Pelkas - Szalai gibi isimlerin vasat olduğu, vasatla bir yere varılamayacağı anlaşıldı.
• Artık En-Nesyri alınıyor. Kovacic/Fofana/Sangare gibi isimler konuşuluyor. Maximin, hocanın istediği biriydi, geçen sene de alman mümkün değildi. İngiltere macerasından sadece 1 yıl sonra getirildi.
• Ali Koç zaten ilk yılından beri başarılı olduğu satış işinde kulüp dünya markası olmaya doğru gidiyor. "Bu dükkandan oyuncu alınır" imajı oturtuldu. Vedat / Elif / Kim Min Jae.. Bu özelliği görenler 'o dükkanda parlar' diye genç oyuncuları Fener'e öneriyor. İşte Jaydon. İşte ismi geçen Brezilyalı Wesley.
☆☆
Saha dışı konular konusunda da "Ali Koç'un istediği gelmesin" propagandası ile Servet Yardımcı geri çektirildi. Ki Yardımcı, Ali Koç'un da beğendiği ve onayladığı biri değildi. TFF konusu daha geniş bir yazı konusu. Ama en azından 'gönderme' konusunda Ali Koç'un istediği oldu.
Ali Koç son 2 yıldır transfer operasyonlarında artık "Hangi takımın başında olduğunu biliyor" dedirtiyor. Gerisi sistemi kurmak, kurulan sistemi bozmamaktan ibaret.
Bu fikri devrim için düşman ilan edilsem, açık organize saldırılara maruz kalsam da bugün kazanımları görüyorum. Pelkas'ı dünya yıldızı sanan; Vitor'la - Bulut'la şampiyon olunacağına ihtimal veren kesimin bugün Mou'ya burun kıvırdığını, En Nesyri'yi beğenmediğini tebessümle izliyorum. Zor tatmin olmak bir Fenerbahçe genetiğidir. Bu genetiği 2 yıldır yeniden hatırlayan ve hatırlatan yönetimi kutlarım.
