Her ama her sene aynı şey oluyor. 200 milyon Euro harcayan anlı şanlı takımlarımız Edirne'nin ötesine geçtiği anda kendisinden 4-5 misli düşük bütçeli takımlara tokatlanıp geri dönüyorlar. İşte G.Saray.. 2000'lerin ortalarından bu yana Avrupa'da ortalama üstüne hiç çıkamamış olmasına karşın 'genlerinde Avrupa var' diye gazlansa da 35 milyon Euro'luk 11'i ile maça başlayan İsviçre ligi sonuncusuna 2 maçta da yenilerek eleniyor. Son 30 küsur Avrupa maçında sadece 3 galibiyet alabilen takım şimdi hedefi Avrupa Ligi'ni almak üzerine kurmuş.. Bu lig, bu bizim sahtekarlar ligimiz Avrupa'dan kupa falan alamaz. Adını açıkça koyalım:
• Taktik bilmeyen, bıraktım Edirne'yi; Kars'ın ötesinde bile tercih edilmeyen; en babası 3 kez Avrupa'da sezon tamamlayamayan; antrenman bilgisi yerin altında; profesyonellik - takım kurma ve bütçeleme konularından bihaber olan Türk teknik adamlarla bir adım bile ilerleyemeyiz.
• Son 10 seneden fazladır Avrupa'da en çok puan toplayan, en başarılı gözüken Fenerbahçe'nin bu süre içerisinde ağırlıklı yabancı hocalarla çalıştığı gerçeği göz önünde duruyor. 3 kez bu takımı çalıştıran ve yeri geldiğinde ardından ağıtlar yakılan İsmail Kartal'ın Slavia Prag; Nordsjealend rezaletlerini unutmayalım. Olympiakos gibi bir takıma elenerek Konferans Ligi finali gibi unutulmayacak bir başarıyı elinin tersiyle iten de Kartal'dı. Çünkü hemen her Türk hoca gibi hayalleri Türkiye ile sınırlı.
• Kendisini şampiyon yapanın Trabzon şehrinin ve takımının kuvveti olduğunu unutan Abdullah Avcı'nın 36 maçta 6 galibiyetini mi sayalım, 'Efsane Sergen Yalçın'ın 1 galibiyeti dahi olmamasını mı? Bir de milli takım falan istiyorlar..
• Hiç birinin güncel dünya futbolu ile uzak yakın ilişkisi yok. Üst düzey yabancı futbolcular ile oturup konuştuğumuzda, bizim hocalarla ilgili anlattıklarına acı acı gülüyoruz artık.
• Tüm ama tüm yabancı oyuncuların Türkiye Ligi'ni tarif ederken "zor lig" demesini not ediyoruz ama hemen hepsinin "taktik yok" demeçlerini görmezden geliyoruz.
Sadece taktik bilmez, antrenman kalitesi yetersiz Türk hocalar mı? Elbette hayır.
Avrupa başarısızlığının en büyük müsebbiplerinden biri de hakemler.
İddia ediyorum 2 sezon İngiliz ya da Alman hakemler bizim ligi yönetsin, 2. sezonun sonunda Konferans Ligi seviyesinde kupa alırız. UEFA seviyesinde de yarı finale erişiriz. Zırt pırt düdük çalan, 5 maçta 5 kırmızı yemiş G.Saray'a 56 maçta sadece 1 kırmızı
çıkarabilmiş hakemlerle bir adım ilerleyemeyiz. Oyun akmadan, sahtekarlıklar bitmeden Avrupa'nın orta sınıf ülkelerinin orta sınıf takımlarından dayak yemeye devam edeceğiz.
3. en büyük müsebbip taraftarın bizzat kendisi. Kendini yere attığını bizzat itiraf eden, şoförünün bile bu konuda kendisini eleştirdiğini itiraf eden Torreira'ya - Mertens'e kendin tepki göstermezsen; "ayağa kalkın adam gibi oynayın" tezahüratını en başta kendi oyuncularına yapmazsan; kötü bir Fatih Terim taklidi olan, kendini attırıp maç sonu konuşmadan kaçmak için süper kupa maçında sahaya giren ama Türk hakemlerinin koruması nedeniyle istediğine ulaşamayan hocana "sen neden 2 maç ceza aldın" diye soramazsan daha çok dayak yersin.
Sen, Olympiakos gibi bir takıma karşı taktik olarak 2 maçta da ezilen, hayalsiz hedefsiz, yetersiz hocana bu rezil ligde 99 puan aldı diye övgüler düzersen Avrupa kupasını rüyanda bile göremezsin..
☆☆
Resim net, hocaları yetersiz; hakemleri hem yeteneksiz hem operasyonculuğa meraklı bu lig, Avrupa şampiyonu çıkaramaz. Bari 200 milyon Euro'lar harcamayalım, yazık. Futbol Denetleme ve Düzenleme Kurulu kurulsun, her takıma maksimum 50 milyon euro harcama üst limiti getirilip ciddiyetle denetlenilsin, inanın daha başarılı oluruz. Konfor, bizim kerameti kendinden menkul imparatorlarımızı daha da bozdu.
Avrupa'dan kupa istiyor muyuz? O zaman 2 sene yabancı hakem, düzenli ve acımasız bir denetim; bir sezonda en fazla 2 teknik adamla çalışma kuralı ve A Lisans için yabancı eğitimci zorunluluğu getireceğiz. Taraftar olarak da en başta kendi sahtekar futbolcumuzdan hesap sormayı bileceğiz. Başka türlü olmaz