Dev birleşme o markalar için tehlike yaratıyor
50 milyar dolarlık birleşme anlaşmasına imza atan FCA ile PSA, küresel otomotiv endüstrisinde taşları yerinden oynattı. Birleşme ile ortaya çıkan yeni şirket, portföyündeki 14 marka ile dünyanın en büyük dördüncü, Avrupa'nın ise en büyük ikinci otomotiv grubu olacak. Her ne kadar, hem PSA hem de FCA yöneticileri söz konusu 14 markadan hiç birinin kapısına kilit vurulmayacağını ifade etse de, artan rekabet, elektrikli otomobillerin yüksek maliyetleri ve daralan küresel pazar gibi faktörler bu işin kolay olmayacağını gösteriyor. Öyle ki, kârlılık kaygısı ve maliyet baskısı yüzünden önümüzdeki süreçte bu markalardan bazıları tarih sahnesinden silinebilir. Bu durumun PSA-FCA'nın hangi markaları için geçerli olabileceğini anlamak için ise, ürün portföylerine ve gelecek planlarına mercek tutmak gerekiyor. Yiğitcan Yıldız yazdı...
İtalyan-Amerikan ortaklı Fiat Chrysler Automobiles (FCA) ile Fransız otomotiv üreticisi PSA'nın, küresel otomotiv endüstrisinde dengeleri altüst edecek birleşmesinde sona gelindi.
Dün ortaya çıkan gelişmeye göre, iki şirket 50 milyar dolarlık anlaşmada imzaları attıklarını açıkladı.
İki şirketin birleşmesi ile ortaya çıkacak yeni otomotiv grubu,yılda 8.7 milyon araç üreterek 170 milyon ciro elde edecek ve böylece de Volkswagen, Toyota ve Renault-Nissan-Mitsubishi İttifakı'nın ardından dünyanın en büyük dördüncü otomotiv üreticisi olacak.
Öyle ki, Volkswagen Grubu bünyesindeki Seat, Skoda, Audi, Porsche, Scania, Bentley, Bugatti, Volkswagen, Lamborghini ve Jetta olmak üzere toplam 10 binek araç markası ile dünyanın en büyük otomobil grubu unvanını taşıyor.
Renault-Nissan-Mitsubishi İttifakı ise, ittifakın 3 ana markası haricinde, Infiniti, Lada, Alpine, Dacia, Datsun ve Renault-Samsung gibi yerel üreticiler ile birlikte toplam 9 marka ile varlık göstererek ikinci sırada yer alıyor.
Onu takip eden Toyota ise, bünyesindeki Lexus, Hino ve Daihatsu'da hesaba dahil edildiğinde 4 marka ile en büyük üçüncü küresel üretici konumunda.
PORTFÖYÜNDE 14 MARKA OLACAK
FCA ve PSA birleşmesine mercek tutarsak, FCA'dan Fiat, Alfa Romeo, Jeep, Chrysler, Dodge, Ram, Abarth, Lancia ve Maserati'nin, PSA cephesinden de Peugeot, Citroen, DS, Opel ve Vauxhall'in dahil olması ile toplam 14 markalı bir şirketin sektörde dördüncü büyük olarak faaliyete başlayacağı görülüyor.
Her ne kadar hem PSA hem de FCA cephesinden yukarıda saydığımız markaların hiçbirinin kapanma riskinin olmadığı belirtilse de, otomotiv endüstrisinde artan rekabet, elektrikli otomobillerin yüksek Ar-Ge maliyeti ve daralan küresel pazarın etkisiyle markaların küçülmeye gittiği ve daha önce eşi benzeri görülmemiş işbirliklerinin yaşandığı bir dönemde, söz konusu 14 markanın hepsinin birden varlığını koruması kolay olmayacak.
Dünyanın ilk dört otomotiv üreticisi arasında en çok markaya sahip olarak dikkat çeken FCA-PSA'nın portföyündeki bu markalardan hangilerininkapısına kilit vurulma ihtimaliolduğunu anlamak için ise, ürün portföylerine ve gelecek planlarına yakındanbakmak gerekiyor.
DÜŞEN SATIŞLAR İYİYE İŞARET DEĞİL
Alfabetik sırayla gidersek, Fiat'ın yüksek performanslı otomobillerini geliştiren Abarth, kapanma riski yaşayan markalardan ilki konumunda.
1949 yılında kurulan şirket, 1971 yılında Fiat tarafından satın alındı. 1981'de kapısına kilit vurulan üretici, 2007'de yeniden hayata döndürüldü. Her ne kadar geçen yılki satışları yüzde 7.4 artarak 26 bin adedi geçse de, porftöyünde elektrikli bir model olmayanAbarth'ın, Avrupa'da Ocak ayında devreye girecek emisyon regülasyonlarını karşılamakta zorlanacak olması sebebiyle kapanma riski ile karşı karşıya kalabileceği anlaşılıyor.
FCA'nın bir diğer markası Alfa Romeo da, tarih sahnesinden silinme riski taşıyan markalardan. 2018'de yüzde 10 artışla 119 bin adet otomobil satan İtalyan üretici, toplam satışlarnın yüzde 69'unu Avrupa'dan, yüzde 21'i ise Kuzey Amerika'dan sağlıyor. Fakat, Avrupa'da bu yıl satışları yüzde 40 azalan Alfa Romeo'nun da geleceğinin risk altında olduğu belirtiliyor.
Bunun en büyük göstergesi ise, FCA CEO'su Mike Manley'in Alfa'ya yapılacak yatırım miktarının düşürüleceği yönündeki açıklaması olarak karşımıza çıkıyor. Bunun sonucunda, kompakt modeli Giulietta'yı yenileyemeyen İtalyan üretici, Giulia ve Stelvio'da da hibrit versiyonları sunamıyor.
Ayrıca, Alfa'nın planlanan iki yeni modelinin de askıya alındığını belirtelim. Gelişmeler, 1910'dan bu yana otomotiv endüstrisinde önemli yeri olan Alfa Romeo için sonun başlangıcı gibi görünüyor.
PSAcephesine geçersek, Fransız üreticiCitroen, geçen yıl çoğunluğu Avrupa'da olmak üzere dünya pazarlarında 1 milyon araç sattı. Çin pazarında işlerin yolunda gitmemesi sebebiyle toplamda yüzde 3.9'luk kayıp yaşayan markanın, yeni modelleri ile kendini konfor odaklı bir üretici olarak konumlandırması ile şimdilik gelecek riski taşımadığı bildiriliyor.
FCA'nın ismindeki 'c'nin karşılığı olan Chrysler ise,en güçlü pazarı olanABD'de iki farklı model sunuyor. 2014 yılında Fiat ile birleşen ABD'li üretici, geçen yıl yüzde 13 oranında pazar kaybı yaşarken, bu yılın üçüncü çeyreğinde ise kendi evindeki satışları yüzde 26 azaldı.
Öte yandan, markanın 5 yıllık planı çerçevesinde sunacağını açıkladığı yeni modelleri tanıtmayı ertelemesinin, önümüzdeki yıllarda Chrysler'in kapısına kepenk vurabileceğinigösteriyor.
TEK PAZARDA VARLIK GÖSTERMESİ SONUNU GETİREBİLİR
PSA'nın premium markası olarak geçen yıl lanse edilen DS, her ne kadar Çin pazarındaki düşüşün etkisiyle istenen başarıyı gösteremese de, Mart ayında tanıtılacak sedan modeli ile şimdilik kapanma riski taşımıyor.
Fakat, DS'in önümüzdeki yıllarda da istenen performansı gösterememesi durumunda, PSA-FCA tarafından tarih sahnesinden silinebileceği kaydediliyor.
FCA'nın Kuzey Amerika pazarındaki bir diğer markası Dodge, odaklandığı performanslı modelleri ile Chrysler'a kıyasla satışlarında daha az kayıp yaşıyor. Fakat, uzun zamandır yeni model tanıtmayan Dodge'in, Chrysler modellerinin platformundan yararlandığını ve Chrysler cephesinde yaşanacak olumsuz bir gelişmenin Dodge'u da olumsuz etkilemesinin kaçınılmaz olacağını belirtelim.
FCA'nın bel kemiğini oluşturan Fiat, birleşmeden ortaya çıkan yeni grubun Peugeot'un ardından en büyük ikinci markası konumunda.
Bu yıl yüzde 10 kayıp yaşaması beklenen markanın, 500 modelinin yeni kasasında elektrikli versiyon tanıtacak olması ve ticari araç üretimindeki gücü ile yerinin sağlam olduğuortaya çıkıyor.
Arazi araçlarına ismini veren Jeep'in, geçen yıl satışlarını yüzde 11 oranında artırması ve yeni kompakt modellerinin yolda olması sebebiyle de, PSA-FCA portföyündeki yeri sağlam markalardan biri olduğuanlaşılıyor.
Birleşme ile belki de en büyük kapanma riski yaşayan markalardan birinin Lancia olduğu söylenebilir. Bir dönem ürettiği lüks otomobiller ile sükse yapan İtalyan üretici, uzun zamandır yeni bir model tanıtmıyor ve hali hazırda tek bir model satışa sunuyor.
Öte yandan, şimdilerde sadece İtalya'da varlık gösteren markanın DS'in yanında lüks bir marka olarak da konumlandırılma ihtimali düşük de olsa bulunuyor.
PSA-FCA birleşmesindeki şuan için tek premium marka olan Maserati, her ne kadar satışlarında düşüş olsa da, 2023'e kadar 7 yeni model tanıtmayı planlıyor. İtalyan üreticinin, premium algısı ile yeni şirkete prestij katacağı ve böylece de geleceğini sağlama aldığıfark ediliyor.
BREXIT İLE POTANSİYELİ ARTTI
2017'de General Motors'un PSA'ya sattığı Opel, uzun yılların ardından PSA bünyesindeki ilk yılında kâra geçerek dikkat çekmişti. Şuan için sadece Avrupa'da varlık gösteren marka, yeni modellerinde PSA'nın platformlarını kullanıyor ve küresel pazarlara açılmayı planlıyor. Gelişmeler, Opel'in de kapanma riskinin bulunmadığınıortya koyuyor.
PSA'ya baş harfini veren Peugeot, birleşmeden doğan şirketin 1.74 milyon adetlik satışı ile amiral gemisi durumunda. Çin pazarında büyük kayıplar yaşayan marka, SUV modelleri ile çıkış yakalarken, bir süredir de ABD pazarına girmek için fırsat kolluyor. PSA-FCA birleşmesinde, kapısına kilit vurulma ihtimali olmayandiğer bir markanın Peugeot olduğunu söyleyebiliriz.
FCA bünyesindeki ticari araç markası Ram ise, Kuzey Amerika pazarında faaliyet gösteriyor. ABD'nin en çok satılan ilk 3 modelinden biri Ram tarafından üretiliyor. Şirketin satışlarının son üç yıldır artması Ram'in de geleceğinin sağlam olduğunu gösteriyor.
Adı sık sık kapanma riski ile gündeme gelen Vauxhall, Opel modellerinin İngiltere'deki adı olarak anılıyor. Brexit ile hiç olmadığı kadar önemli hale gelen markanın, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkma kararı ile potansiyelinin arttığı belirtiliyor. Öyle ki, rakipleri İngiltere'de gümrük duvarı ile karşılacakken, Vauxhall için böyle bir durum söz konusu olmayacak.
Toparlamak gerekirse, PSA-FCA birleşmesinin önümüzdeki dönemde yeni gelişmelere gebe olduğu görülüyor. Şimdilik hiç bir markanın kapısına kilit vurulmayacağı açıklansa da, pazardaki değişen trendler ve kârlılık kaygısının, çoğu FCA bünyesinde olmak üzere bazı markaların geleceğinin karanlık olduğu sonucunu ortaya çıkarıyor.
Bugünkü tablonun değişme ihtimali elbette bulunuyor, fakat son dönemdeki gelişmeler özellikle FCA markaları için çanların çaldığını bizlere gösteriyor.