Tekasür Suresi Okunuşu: Tekasür Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Tefsiri ve Okunuşu
Tekasür Suresi, Mekke'de inmiştir. 8 ayettir. İsmini birinci ayette geçen ve "çoklukla övünmek" manasına gelen (tekasür) kelimesinden alır. Elhaküm ve Makbure isimleriyle de bilinir. Mushaf tertibine göre 102, iniş sırasına göre ise 16. suredir. Tekasür Suresi'nde Arapların Cahiliye Devri anlayışlarından olan, mal, evlat, akraba hatta ölülerin çokluğu ile övünme, bu unsurları şeref, gurur ve üstünlük sebebi saymaları eleştirilmekte, bunların insanlara bir fayda sağlamayacağı, gerçek üstünlüğün ahirette ortaya çıkacağı belirtilmektedir. Tekasür Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı, yazılışı, meali, fazileti, tefsiri ve diğer merak edilenler haberimizde yer alıyor.
Tekasür Suresi, İslam dini için önem taşıyan dualar arasındadır. Mushaftaki sıralamada yüz ikinci, iniş sırasına göre on altıncı suredir. Kevser suresinden sonra, Maun suresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır. Tekasür, mal, mülk ve çoluk çocuğun çokluğuyla övünmek demektir. Tekasür Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı ve yazılışı hakkında bilgi sahibi olmak için doğru yerdesiniz. Bu sureyi ezberinizden bilmiyorsanız önce okumalı, daha sonra tekrar etmelisiniz. İşte, Tekasür Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı...
Tekasür Suresi Arapça Okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Elhakümüt tekasür
2- Hatta zürtümülmekabir
3- Kella sevfe ta'lemun
4- Sümme kella sevfe ta'lemun
5- Kella lev ta'lemune ılmel yekıyn
6- Le teravünnelcehıym
7- Sümme leteravünneha aynelyakıyn
8- Sümme le tüs'elünne yevmeizin anin neıym
Tekasür Suresi Türkçe Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- O çokluk kuruntusu sizleri oyaladı,
2- Ta kabirlere kadar gidip ziyaret edişinize kadar!
3- Öyle değil, ileride bileceksiniz!
4- Sonra yine öyle değil, ileride bileceksiniz!
5- Öyle değil, kesin olarak bilseniz,
6- Andolsun ki, cehennemi mutlaka göreceksiniz!
7- Sonra yine andolsun ki, onu yakın gözüyle göreceksiniz!
8- Sonra andolsun ki, o gün her nimetten sorgulanacaksınız!
Tekasür Suresi Konusu
Dünya tutkusunun, mal ve evlat çokluğu ile övünmenin kötülüğü bildirilir. Bu tür davranışların insanı ebedî felâkete uğratacağı hatırlatılır. Resûlullah (s.a.s.) bir gün Tekâsür sûresini okuduktan sonra şöyle buyurdu: “Âdem oğlu malım malım deyip duruyor. Ey Âdem oğlu! Yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere gönderdiğinden başka malın var mı ki?” (Müslim, Zühd 3-4; Tirmizî, Zühd 31)
Tekasür Suresi Nuzül
Mushaftaki sıralamada yüz ikinci, iniş sırasına göre on altıncı sûredir. Kevser sûresinden sonra, Mâ‘ûn sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (bk. Buhârî, “Rikāk” 10; Şevkânî, V, 575).
Tekasür Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)
“Çoklukla övünme yarışı” diye çevirdiğimiz 1. âyetteki tekâsür kelimesi, bu sûre bağlamında özellikle “yüksek bir amaç gütmeden, neden niçin demeden mal, evlât, yardımcı ve hizmetçi gibi her devrin telakkisine göre çokluğuyla övünülen şeyleri büyük bir tutkuyla durmadan çoğaltma yarışına girişmek, mânevî ve ahlâkî sorumluluğunu düşünmeden alabildiğine kazanma hırsına kendini kaptırmak” anlamına gelmektedir. Bu tutku bireysel olabileceği gibi toplumsal da olabilir. Âyette tekâsür kavramı Câhiliye toplumunun zihniyet yapısını tanıtmakla birlikte evrensel bir mesaj da içermekte, genel bir tesbit ve dolayısıyla uyarı anlamı da taşımaktadır. Nitekim çağımızda bazı ülke ve toplumlarda hâkim maneviyattan yoksun seküler zihniyet de durmadan üretmek, tüketip tekrar üretmek, kârı ve serveti sınırsızca çoğaltmak şeklinde bir dünya görüşünü içerir. İşte bu dünya görüşü ve onun doğurduğu uygulamalar da bu âyette eleştirilen “çoklukla övünme yarışı”nın çağdaş örneğidir. Ancak insanlığın mânevî ve ahlâkî değerlerini, birikimlerini sistem dışı bırakan, hatta tahrip eden bu yarış, sonuçta ekonomik ve siyasî gücü, iletişim imkânlarını da kullanarak bireysel ilişkilerden uluslar arası ilişkilere kadar uzanan bir haksızlık ve adaletsizlik düzeni doğurmakta ve nihayet dünyayı “global” sorunlar alanı haline getirmektedir. İşte bu sûrede Mekke’nin burnu büyük eşrafının tutumları üzerinden temel bir insanlık sorununa ve bunun ağır bedeline dikkat çekilmiştir.
2. âyetteki mekābir kelimesi kabir anlamındaki makberenin çoğuludur. Tam anlamı “Sonunda kabirleri ziyaret ettiniz” demek olan cümleye müfessirler özellikle şu mânaları vermişlerdir: a) Mecazi anlamda, “Sonunda ölüp kabirlere girdiniz; bu tutku ve yarış sizde ölünceye kadar sürüp gitti”; b) Yine mecazi anlamda, “Öyle kibre kapıldınız ki birbirinize karşı kabirlerdeki ölülerle övündünüz”; c) Lafzî anlamda, “Bizzat kabirlere gidip ölülerle övündünüz.” Tefsirlerde anlatıldığına göre Câhiliye Arapları mal, evlât, akraba ve hizmetçilerinin çokluğunu bir gurur ve şeref sebebi sayarlar, hatta bu hususta övünürken yaşayanlarla yetinmeyip kabilelerinin üstünlüğünü geçmişleriyle de ispat etmek için kabirlere gider, “Bizde şu şu şerefli insanlar vardı” diyerek ölmüş akrabalarının kabirlerini gösterir, onların dahi çokluğuyla övünürlerdi. Sûrenin iniş sebebi olarak bu tür rivayetler bulunmakla birlikte genel anlamda insan fıtratındaki mal, evlât ve taraftarların çokluğu ile övünme vb. davranışlar eleştirilmekte, gerçek üstünlüğün âhirette ortaya çıkacağı belirtilmektedir. 3-5. âyetlerin başındaki “hayır” anlamına gelen kellâ edatı, ebedî olan âhiret hayatını, orada verilecek hesabı ve bu hesap için hazırlık yapmayı unutup da fani olan ve ancak daha yüksek amaçlar için kullanıldığında bir değer ifade eden mal mülk vb. imkânları bilinçsizce çoğaltma yarışına girişerek bunlarla avunup övünmenin korkunç bir gaflet ve ahmaklık olduğunu vurgulamak maksadıyla üç defa tekrar edilmiştir. 5. âyette “kesin bir bilgi” diye çevirdiğimiz ilme’l-yakīn tamlaması sözlükte “bir şeyi gerçek haliyle idrak etmek” anlamına gelen “ilim” kelimesi ile “gerçeğe uygun kesin bilgi” anlamındaki yakīn kelimelerinden oluşan bir terim olup “kesin olan aklî ve naklî delillerin ifade ettiği bilgi” diye tarif edilmiştir (bu terim hakkında bilgi için bk. Yusuf Şevki Yavuz, “İlme’l-yakīn”, DİA, XXII, 137).
Tekasür Suresi Ne İçin Okunur?
Tekasür Suresi her derde deva olan dualardan biridir. Bu duayı darlık anında okumak kişiyi ferahlatacağı gibi fiziksel hastalıklarda da bu sureye başvurulabilir. Özellikle strese bağlı baş ağrılarında ikindi namazının ardından bu sureyi okumak kısa süre içinde şifa sağlayacaktır. Ayrıca işlerin yolunda gitmesi için, kazanç artışı için, borçların ortadan kalkması için, dünyevi ya da uhrevi bela ve musibetten kurtulmak için günde en az bir ya da üç defa okunabilir.
Tekasür Suresi Ne Zaman ve Nerede İnmiştir?
• Mushaftaki sıralamada yüz ikinci, iniş sırasına göre on altıncı suredir.
• Kevser suresinden sonra, Maun suresinden önce Mekke’de inmiştir.
• Medine’de indiğine dair rivayet de vardır
Tekasür Suresi Kaç Ayet?
• Tekasür Suresi 8 ayetten oluşmaktadır.
Tekasür Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?
• Tekasür Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 600. sayfada yer alır ve 30. cüzde bulunur.
Tekasür Ne Demek?
• Sure adını ilk ayette geçen ve çoklukla övünme anlamına gelen tekasür kelimesinden alır.
Tekasür Suresi Abdestsiz Okunur Mu?
Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.
Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Tekasür suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)
Keza, başörtüsü olmadan da Tekasür suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha iyidir.
Tekasür Suresi Adetliyken Okunur Mu?
· Tekasür suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.
EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER