Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Cizye Nedir?

        İslam Devleti'nde yaşayan, beden ve ruh sağlığı yerinde olan belirli yaş aralığındaki gayrimüslim erkek nüfustan alınan şer'i bir vergidir. Roma'da Hristiyan olmayanlardan "capitation", Sasaniler'de ise Yahudi ve Hristiyan olanlardan "gezit" adıyla toplanmıştır. Şer'i dayanağı Hicri 9. senede nazil olan Tevbe Suresi 29. Ayet olan bu vergi, Hz. Muhammed zamanında ayni ve nakdi olarak tahsil edilmiş olup Hz. Ömer (ö. 644) döneminde belirli kriterler doğrultusunda ale'r-ruûs (adam başı) olarak zenginlerden 48, orta hallilerden 24 ve durumu iyi olmayanlardan 12 dirhem olarak veya sırasıyla 4, 2 ve 1 dinar şeklinde de toplanmıştır. Ayrıca bir bölge barış yolu ile sınırlara dahil edilirse antlaşma şartlarında belirlenen bir bedel üzerinden maktu olarak da cizye vergisini ödeme fırsatı verilmiştir.

        İslam devletlerinde cizye vergisini ödeyenler askerlikten muaf tutularak zimmet statüsü kazanmış ve can, mal ve namus güvenlikleri devlet tarafından sağlanmıştır. Eğer devlet can, mal ve namus güvenliğini sağlayamazsa cizye vergisi talep edilmemiştir. Kişinin beden ve ruh sağlığının bozulması, sonradan Müslüman olması veya askerlik hizmetini yerine getirmesi gibi durumlarda cizye yükümlülüğü kalkmıştır.

        Osmanlı Devleti'nde cizye veya kaynaklarda geçen diğer adıyla harac-ı ruûs, gayrimüslim ve Kıpti Müslüman erkeklerden maktu veya ale'r-ruûs olarak tahsil edilmiştir. Maktu ödemede belirlenen sabit bir miktar söz konusuyken, ale'r-ruûs ödemede kişi gelirine göre ala (zengin), evsat (orta halli) ve edna (fakir) olarak üç seviye üzerinden ödenmesi esas olmuştur. 16. yüzyılda Şeyhülİslam Ebussuud Efendi'nin (ö. 1574) vermiş olduğu fetvalara göre 200 dirhemden az serveti olanlar fakir, 200-10.000 dirhem arası serveti olanlar orta halli, 10.000 dirhem üzeri servete sahip olanlar zengin kabul edilmiş ve alanın 40 veya 48 dirhem, evsatın 20 veya 24 dirhem, ednanın ise 12 dirhem cizye vergisi ödemesi gerektiği kaydedilmiştir. Ancak belirtilen bu miktarlar tüm Osmanlı coğrafyasında tek bir şekilde uygulanmamış olup ödemeler konusunda bölgesel farklılıklar ortaya çıkmıştır.

        Cizye miktarı konusunda bölgesel farklılıklar olsa da uygulamalar 1691'e kadar benzeri şekilde devam etmiştir. Cizye konusunda en köklü değişiklik 1691 yılında Köprülü Fazıl Mustafa Paşa'nın (ö. 1691) vezareti sırasında yapılan cizye reformu ile gerçekleşmiştir. Cizye vergisinin daha önce çeşitli kalemler tarafından tahsil edilmesi ve tahsilat hususunda muhtelif kesimlerin de müdahalesinin bulunması nedeniyle vergi gelirinde aşınmaya sebep olan bu vergi toplama yöntemi kaldırılmış ve yerine tüm cizye gelirinin Cizye Muhasebesi Kalemi'nde toplanması esası getirilmiştir. Bu kalem, cizye gelirinin tahsili dışında yapılacak olan bazı ödemeleri de üstüne almıştır. Bu reform ile birlikte cizye vergisinin üç sınıf (esnaf-ı selase) üzerinden tahsil edilip alanın 4, evsatın 2 ve ednanın 1 şerifi altın cizye vergisi ödemesi kabul edilmiştir. Ancak bu uygulama aynı anda tüm Osmanlı coğrafyasında gerçekleştirilememiştir. Halkın elinde yeterince altın bulunamadığı zamanlarda ise belirlenen oranlarda gümüş ve bakır para kabul edilip kişilere kolaylık sağlanmış, tedavülde olan farklı para birimlerinden de tahsilat yapılmıştır.

        Zaman içerisinde cizye miktarında değişiklikler yaşanmıştır. II. Mahmud döneminde parada yaşanan tağşiş nedeniyle ve yeni kurulan ordunun finansmanı için 1827 tarihinde ala 24 kuruştan 36 kuruşa, evsat 12 kuruştan 18 kuruşa ve edna 6 kuruştan 9 kuruşa yükseltilmiştir. 1829 yılında bu rakamlar sırasıyla 48, 24 ve 12 kuruşa ve son olarak da 1835 yılında 60, 30 ve 15 kuruşa yükseltilmiş ve bu rakamlar cizye vergisi kaldırılana kadar sabit kalmıştır.

        1855 tarihine gelindiğinde ise cizye vergisi dönemin siyasi şartlarından ötürü kaldırılmıştır. Cizye vergisinin kaldırılmasıyla birlikte gayrimüslimlerin de askerlik yapması gündeme gelmiş, ancak gayrimüslimler askerliğe sıcak bakmadıkları için bedel-i askeri veya iane-i askeriye adıyla yeni bir vergi ihdas edilmiştir. 1909 yılına kadar tahsil edilen bedel-i askeri vergisi, bu tarihten sonra kaldırılmış ve Osmanlı Devleti'nde yaşayan her sağlıklı erkeğin askerlik hizmetini zorunlu olarak yapması kabul edilmiştir.

        YAZAR

        Burak Kocaoğlu

        KAYNAK

        • Ebû Yusuf. Kitabu'l Haraç. Çev. Ali Özek. İstanbul: Hisar Yayınevi, 1973.
        • Gülsoy, Ufuk. Osmanlı'nın Gayrimüslim Askerleri. İstanbul: Timaş Yayınevi, 2010.
        • İnalcık, Halil. Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2018.
        • Kazıcı, Ziya. Osmanlılarda Vergi Sistemi. İstanbul: Şamil Yayınevi, 1977.
        • Kocaoğlu, Burak. Osmanlı Devleti'nde Cizye Vergisi. Ankara: Berikan Yayınevi, 2018.
        • Tabakoğlu, Ahmet. Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi. İstanbul: Dergah Yayınları, 1985.