Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Dil Bilimi Nedir?

        Dili araştırma nesnesi olarak ele alan bilim dalıdır. Terimin dilbilim şeklinde de kullanımı vardır. Bu bilim dalı, farklı dillerin yapıları, kullanım özellikleri, zaman içinde nasıl değiştikleri ile ilgili ortak yönlerinin ve dil edinimi sürecinin anlaşılmasına katkıda bulunur. Dillerdeki ortak özelliklerin nereden kaynaklandığının cevaplanmasına, yapısal farklılıkların ve bu farklılıkların sınırlarının belirlenmesine olanak tanır. Dil bilimciler ise dilin doğası ve işlevi hakkındaki sorulara bilimsel yöntemi uygulayarak cevap arayan bilim insanlarıdır.

        Dil bilimi terimi ilk olarak 19. yüzyılın ortalarında, daha geleneksel filoloji yaklaşımı ile yapılmakta olan dil araştırmaları ile yöntem, odak ve amaç açısından daha yeni bir yaklaşımla yapılmaya başlanan dil araştırmaları arasındaki farkı vurgulamak için kullanılmıştır. Filolog, öncelikle yazılı metinlerde ve ilgili edebiyat ve kültür bağlamında ortaya çıktığı şekliyle dillerin tarihsel gelişimi ile ilgilenir. Dil bilimci ise yazılı metinlerle ve zaman içinde dillerin gelişimiyle ilgilense de konuşulan dillere ve bu diller zamanın belirli bir noktasında işlediği için onların işledikleri zaman aralığında, bir diğer deyişle "eşzamanlı" bakış açısıyla nasıl çözümleneceğine yönelik sorulara öncelik verme eğilimindedir. Dil bilimciler, dünyadaki 6.000'den fazla dilde konuşma sesleri, dil bilgisi yapıları ve bu yapıların anlamıyla ilgili akademik çalışmalar yürütmektedir. Dilin nasıl edinildiği, yazılı ve sözlü dil arasındaki ilişki ve dili kullanmamızı sağlayan beyindeki sinir yapıları/ağları da dil bilimcilerin inceleme konuları arasındadır.

        Dil bilimi alanı ilkesel olarak üç karşıtlık üzerinden sınırlarını ve kapsamını belirginleştirmiştir: eşzamanlıya karşı artzamanlı, kuramsal ve uygulamalı, küçük ölçekli (mikro) dil bilimine karşı büyük ölçekli (makro) dil bilimi.

        Bir dilin eşzamanlı tanımlanışı, dili belirli bir zamandaki biçimiyle, o zamandaki görünümleri ile sınırlayarak dolayısıyla değişimlere kapalı kalınarak yapılır. Buna karşın artzamanlı bir betimleme, dilin tarihsel gelişimi ve bu süreçte meydana gelen yapısal değişikliklerle ilgilenir. Eşzamanlılık ve artzamanlılık kavramları ilk olarak Ferdinand de Saussure (ö. 1913) tarafından önerilmiştir. Saussure, dil çözümlemesinde mantıksal olarak insana özgü eylemlerin neredeyse tüm biçimlerini kapsayacak şekilde genişletilebilen iki zamansal ekseni tanımlamak için bu kavram çiftini sunmuştur. Dil bilimi, Saussure'ün zamanında, dillerin çokluğu sorununa, evrimsel biyologların türlerin çokluğu sorununa yaklaşımına benzer biçimde, her birini bir avuç ortak kaynağa kadar izini sürmeye çalışarak yaklaşmıştır. Bu yaklaşımı Saussure, farklılığın zaman içinde nasıl üretildiğini ve ortaya çıktığını sorgulayan bir yaklaşım olduğu için artzamanlı olarak kabul eder. Ancak Saussure için böyle bir yaklaşım dilin kendisinin varlığının ve işleyişinin nasıl açıklanacağı sorununu görmezden gelmektir. Bunun üstesinden gelmek için belirli bir zamanda dilin anlık görüntüsünü almanın ve bunun etkili bir şekilde dondurulmuş bir çerçevesini oluşturmanın gerekli olduğu konusunda ısrarcı olur. Saussure, dilin bir işaretler sistemi olarak zamanın herhangi bir noktasında da eksiksiz bir sistem olarak incelenebileceğini belirtir. Bu yeni yaklaşımı eşzamanlı olarak adlandırır. Saussure, zamanı dondurarak ya da etkilerini görmezden gelerek sonsuz ve evrensel olanı görmenin daha kolay olacağını düşünmüştür.

        Alanın sınırlarını ve kapsamını belirginleştiren bir diğer kavram çifti olan "kuramsal ve uygulamalı" kavram karşıtlığı, dil bilimsel dil incelemesinin görüş açısı ilkesini temellendiren bir karşıtlıktır.

        Kuramsal dil biliminin temel kaygısı, insanın dil edincinin doğasının ayırıcı özelliğini ortaya koymaktır. Bir diğer deyişle, bir bireyin bir dili bildiği söylendiğinde ne bildiğini ve örneğin çocukların nasıl kendiliğinden dili edinmeye başladığını açıklamaktır. Bilindiği gibi tüm insanlar (aşırı derecede patolojik vakalar dışında) çevrelerinde konuşulan (veya işaret dili söz konusu olduğunda işaretlenen) dil ne olursa olsun büyürken bilinçli eğitime çok az ihtiyaç duyarak yeterlilik kazanırlar. Diğer canlılar bunu yapmaz. Bu durum, insanların dili kullanmalarına neden olan bazı doğuştan gelen temel özellikleri olduğunun söylenmesine imkan verir. Diller arasındaki farklılıklar genetik bir sürecin etkisi ile ilişkili değildir. Öyle ki bir birey, ebeveyni veya etnik kökenine bakılmaksızın çocukken maruz kaldığı dile/ dillere sahip olabilir.

        Tam da bu nedenle kuramsal dil biliminin amacı, dilin yapısının genel bir kuramının veya dillerin tanımlanması için genel bir kuramsal çerçevenin inşa edilmesidir. Bu amaçla kuramsal dil bilimi, dilin yapısını kuran tüm dizgelerin ve görünümlerin (sesbilgisi, sesbilim, biçimbilim, sözdizimi -genel olarak dil bilgisi- anlambilim) incelenmesine odaklanır. Dilin evrensel özelliklerini bulmak ve gelişimini açıklamak için dilleri karşılaştırır ve tarihlerini araştırır.

        Dilsel yapılar, temelde anlam ve ses eşleşmeleridir. Kuramsal dil bilimciler, sesten anlama, aşağıdaki terimlerle düzenlenebilen dil yapısının bazı alt bölümlerinde uzmanlaşabilirler:

        Sesbilim, dillerdeki seslerin rollerini inceleyen bir kuramsal dil bilimi alt alanıdır. Seslerin nasıl üretildiği ve algılandığını inceleyen diğer bir kuramsal dil bilimi alt alanı da sesbilgisidir. Dil bilgisi çalışması ise biçimbilimi (sözcüklerin oluşumu ve değişim ve dönüşüm süreçleri) ve sözdizimini (sözcüklerin, öbekleri ve cümleleri oluşturma şeklini belirleyen kurallar) kapsar.

        Kuramsal dil biliminin diğer çalışma alanları şunlardır: Anlambilim dil içinde sözcüklerin (sözcüksel anlambilim) ve kalıplaşmış sözcük birlikteliklerinin anlamının incelenmesi ve bunların cümlelerin anlamlarını oluşturmak için nasıl birleştiği konularına odaklanarak anlam ve yorumu üzerine açıklamalar yapar. Kullanımbilim (pragmatik), dil dışı etkenlere bağlı olarak iletişimsel eylemlerde ifadelerin nasıl kullanıldığı (düz anlamlı, imgesel veya başka türlü) üzerinde yoğunlaşarak anlam ve yorumu hakkında açıklamalar oluşturur. Söylem çözümlemesi, metin cümlelerinin sunuluşunun metin türünü ve metinsel anlamı metin yapısı içinde hangi düzenlemelerle belirginleştirdiğini ve bu düzenlemelerin dil dışı bağlam unsurlarına (kullanıcı, fiziksel ortam, kullanım niyeti vb.) nasıl bir duyarlılık gösterdiğini inceler. Ayrıca dil değişimi (tarihsel dil bilimi), ilk dil edinimi, gelişimsel ve edinilmiş dil bozuklukları ve karşılaştırmalı dil bilimi de kuramsal dil biliminin alt alanlarındandır.

        Uygulamalı dil bilimi, yabancı dil öğretimi, konuşma terapisi, çeviri ve konuşma patolojisi gibi alanlarda dil kuramlarını uygulamaya koyar. Uygulamalı dil biliminin amacı, bilimsel çalışma bulgularının ve tekniklerinin pratik görevlere, özellikle de zenginleştirilmiş dil öğretimi yöntemlerinin geliştirilmesine uygulanmasıdır.

        Küçük ölçekli dil bilimi ve büyük ölçekli dil bilimi karşıtlığı, dil biliminin özellikle kapsamının ne olduğunu ya da olması gerektiğini belirginleştiren bir karşıtlıktır. İlki daha dar, ikincisi ise dil biliminin kapsamının çok daha geniş bir görüşüne gönderimde bulunur. Küçük ölçekli dil bilimi görüşünü benimseyen dil bilimcilere göre bir dil bilimsel incelemenin sonuçlarının geçerliliğinin ve güvenilirliğinin sağlanabilmesi için dilin toplumsal işlevlerine, çocuklar tarafından edinilme biçimlerine, konuşmanın üretimi ve alımlanmasının altında yatan psikolojik mekanizmalara, dilin edebi, estetik veya iletişimsel işlevine vb. gönderimde bulunulmadan çözümleme yapılmalıdır. Aksi durumda, elde edilen verinin doğrudan dile ait özellikleri gösterip göstermediği konusu tartışmalı kalır düşüncesindedirler. Buna karşın, büyük ölçekli dil bilimi görüşünü benimseyen dil bilimcilere göre dil bilimi dilin tüm bu yönlerini kapsar. Büyük ölçekli dil bilimi alanlarına şu örnekler verilebilir: ruh dil bilimi, toplum dil bilimi, metin dil bilimi, söylem çözümlemesi, antropolojik dil bilimi, diyalektoloji, matematiksel ve bilgisayarlı dil bilimi ve stilistik. İlke olarak, büyük ölçekli dil bilimi kapsamına giren her alt alanın, küçük ölçekli dil bilimi alanlarındakinden daha az olmamak üzere dile dayalı kuramsal bir yönü vardır. Bu özellik, uygulamalı dil bilimi ile büyük ölçekli dil bilimi birbirinden ayıran temeldeki farka işaret eder.

        Özellikle uygulamalı dil bilimi ve büyük ölçekli dil bilimi alanlarının içerdiği konuların kapsamı nedeniyle dil bilimcilerin ortaya koyduğu soruların içerikleri pek çok insan bilimleri, sosyal bilimler ve beşeri bilimler alanı ile ilişkili hale gelmektedir. Bu nedenle dil bilimi çağımızda giderek daha da belirgin bir biçimde çok disiplinli bir alan haline gelmiştir. Bu özelliği ile dil bilimi dilin insan zihninde / beyninde nasıl depolandığını ve kardeş alanları olan sinirbilim, felsefe, psikoloji, antropoloji, sosyoloji ve bilgisayar bilimi aracılığıyla dilin nasıl günlük insan davranışının bir parçası olduğunu anlamaya çalışmaktadır.

        "Dil bilimci" terimi, günlük dilde kullanılırken akademik içeriğinden kaymakta ve farklı gönderimler alabilmektedir. Bu durum bazı kavram karışıklıklarına ve(ya) kargaşasına da neden olabilmektedir. Örneğin, bazen dil uzmanları dil bilimciler olarak adlandırılır; ancak her dil uzmanı, yukarıda sayılan konular kapsamında ileri düzey dil bilimi uzmanlığına sahip araştırmacılarca yürütülenlerle aynı türden bilimsel araştırmaları yürütmez. Diğer bir kavram karışıklığı ise her dil bilimcinin çokdilli olduğu düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Çokdilli, birden çok dilin bilgisine ve(ya) dil bilgisine sahip bir kişi için kullanılan terimdir. Bir kişinin hem dil bilimci hem de çokdilli olması mümkün olsa da bir dil bilimcinin yalnızca bir dil konuşması da mümkündür.

        YAZAR

        Gülsün Leyla Uzun

        KAYNAK

        • Aksan, Doğan. Her Yönüyle Dil 1, 2, 3. Ankara: TDK Yayınları, 1977-1986.
        • Crystal, David. The Cambridge Encyclopedia of Language. Cambridge: Cambridge University Press, 1987.
        • Crystal, David. An Encyclopedic Dictionary of Language and Languages. Oxford: Blackwell, 1992.
        • Frawley, William. J. Yay. Haz. International Encyclopedia of Linguistics 1. Oxford: Oxford University Press, 2003.
        • Fasold, Ralf. ve Jeff Connor-Linton. Yay. Haz. An Introduction to Language and Linguistics. New York: Cambridge University Press, 2006.
        • Joseph, Joseph. E. Saussure. Oxford: Oxford University Press, 2012.
        • İmer, Kamile., Ahmet Kocaman ve A. Sumru Özsoy. Dilbilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 2011.
        • Saussure de Ferdinand. Genel Dilbilim Dersleri. Çev: Berke Vardar. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1976.
        • Vardar, Berke. Dilbilimin Temel Kuram ve İlkeleri. Ankara: TDK Yayınları, 1982.
        • Vardar, Berke. Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Multilingual, 1998.