Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Eğitim Antropolojisi Nedir?

        Eğitim antropolojisi kültürle, kültürel süreçlerle eğitim ilişkilerini ve uygulamalarını ele alan bir daldır. Antropolojik kavram ve verilerin öğretim kurumlarına, antropolojik yöntemlerin eğitim süreci çözümlemelerine uygulanmasıdır; eğitimin antropolojik temellere dayanan, insanı bir bütün olarak göz önünde bulunduran biopsişik bir varlık alanı olarak ele alınması demektir. Eğitim antropolojisi, insanın yeryüzünde bugünkü durumuna gelinceye kadarki eğitici, öğretici süreçleriyle ve kurumlarıyla ilgilenir. Özellikle çocuğun "sosyalleşme/toplumsallaşma" ya da "kültürleme/kültürlenme" süreçlerinin genel özellikleri üzerinde durur. İnsanın eğitici süreçlerini ve bugüne kadarki yapısını karşılaştırmalı olarak inceler.

        Çok genel anlamda konusu insan, toplum ve kültür olan, biyolojik ve sosyal varlığımızın karşılıklı etki ve etkileşimlerini inceleyen antropolojinin önemli alt dallarından biri de eğitim antropolojisidir. Eğitim antropolojisi oldukça yeni bir kavramdır. Bununla birlikte felsefe, antropoloji (insanbilim) ve pedagoji (eğitimbilim) gibi bilgi alanlarının içinde kalması, bilimsel bir kimlik kazanmamasında etkili olmuştur. Günümüzde pedagojik (eğitimsel) bir bilgi dalı olarak sınıflandırılmasına karşın daha çok felsefenin, özellikle de eğitim felsefesinin etkisinde kalmıştır. Eğitim antropolojisinin sınırlarının çizilmesi ve tanımının yapılması zordur ancak böyle olmakla beraber pedagojik antropoloji ya da eğitim antropolojisi adını taşıyan çok sayıda çalışma bulunmaktadır ve bu alanda kapsamlı bir bilgi birikimi oluşmuştur.

        Bugün dünyada ve Türkiye'de eğitim antropolojisi çerçevesinde öğrenme, öğretme, okul ve okullaşma, kültürleme, kimlik, farklılık, ayrımcılık, eğitime ulaşma, eğitim olanaklarının yeterliliği, zeka testlerinin kültüre özgü yapılandırılmaları, çift dilli eğitim, yabancı dilde eğitim, ev ve okul arasındaki kültür farklarının eğitime yansıması gibi konuları ele alan araştırmalar yapılmaktadır. Okullarda, sınıflarda ve bire bir eğitim ortamlarında yapılan etnografik araştırmalar sayesinde antropologlar, detaylara inebilen, topluluğu derinlemesine ve örüntüsel olarak anlamayı ve açıklamayı hedefleyen çalışmalar yürütmektedirler. Sosyal antropologlar, eğitim tarihinden okul etnografilerine, eğitim alanındaki öneminden kültürel mirasa, eğitim politikalarının kıyaslamalı analizine, çok kültürcülük ve küreselleşmeye kadar geniş bir perspektifle eğitim antropolojisi üzerine araştırma yapmaktadırlar. Çocuk yetiştirme, çocukluk ve psikolojik antropoloji çalışmaları üzerinden eğitim konusuna yönelmektedirler. Bu araştırmalarda ekonomik, siyasi ve sosyal eşitsizlikler de antropolojik yöntemlerle ele alınmaktadır.

        Antropolojinin odak noktası, insanın yapıp-ettiği her şeyi kapsayan "kültür" kavramıdır. Antropoloji, sorularını, sorunlarını kültür kavramı bağlamında çözmeye, anlatmaya çalışır. Eğitimin bir kültür aktarıcısı işlevi olduğu düşünüldüğünde, eğitmenin/öğretmenin kültür aktarıcısı olarak ne yaptığını, eğitim sisteminin nasıl işlediğini daha iyi anlamaya çalışmak, eğitim antropolojisini ilgilendirir. Eğitim antropolojisi, kültürel aktarma süreci olarak eğitici süreçlerin nelerden oluştuğunu saptamaya ve nasıl işlediğini anlamaya çalışır. Bu anlamda eğitim, kültürün soydan soya aktarılma ve yenileşme sürecidir. Kültürün aktarılması, öğretilmesi formel (örgün) ve informel (yaygın) olarak iki yoldan olmaktadır. Formel açıdan okullar, eğitim-öğretim kurumları yoluyla kültür aktarılır. İnformel yoldan daha çok gelenekler, görenekler, örf ve töreler ve kültürel davranış kalıpları aktarılır.

        Eğitim antropolojisi, eğitimin kültür aktarımındaki rolünü ve eğitim kurumlarının işlevini de inceler. Eğitim antropolojisi açısından okul, örgün eğitim-öğretim kurumu olarak kültürün yayılması, aktarılması ve korunması ile ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında, okulun eğitim antropolojisi açısından a) kültürün aktarılması, b) kişilik biçimlenmesi/kişilik gelişimi olmak üzere iki işlevi vardır.

        18. yüzyılda antropolojinin gelişmesiyle, kapsayıcı bir kavram olarak kültür, bütüncül ve ayrı bir yaşam biçimini ifade etmek özelliğini sürdürmüştür. Fransız düşünür Voltaire, (ö. 1778) "culture" sözcüğünü, "insan zekasının oluşumu, gelişimi, geliştirilmesi ve yüceltilmesi" anlamında kullanmıştır. Böylece, en genel anlamda "eğitimi" de içeren kültür kavramı, insan belleğinin etkin olarak geliştirilmesi anlamını güçlü bir biçimde kazanmıştır. 20. yüzyılda insanbilimci Margarat Meed'in (ö. 1978) Samoa yerlileri üzerine yaptığı alan araştırmasında, "kültürün insanın biyolojik doğasından daha üstün, farklı bir kuvvet ve gerçeklik olduğunu" açıklayan kuramına dayanarak "insanlar için önemli olan doğa değil eğitimdir" sonucuna varmıştır. Bu bağlamda eğitim antropolojisi, antropolojik (sosyal/kültürel) veriler ve bulgular yardımıyla insanın/çocuğun eğitim-öğretim boyutunu ele alan, eğitimin nasıl olması gerektiği üzerinde duran bir araştırma ve öğretim alanıdır diyebiliriz.

        Eğitim antropolojisinin kısa tarihine baktığımızda, 20. yüzyılın başlarında pedagojide öne çıkan "çocuktan hareket" akımının en önemli temsilcilerinden olan, İtalya'nın ilk kadın doktoru ve eğitimcisi Maria Montessori'nin (ö. 1952) etkisi öne çıkmaktadır. Çocuk eğitimi konusundaki düşünce ve uygulamaları eğitimde bir yenileşme (rönesans) olarak kabul edilmiştir. Çocuklara yetişkinler gibi bakılmaması gerektiğini, onların yetişkinlerin bir kopyası olmadığını, hayatın özel bir biçimini temsil ettiklerini savunmuştur. Çocuğa yaklaşım biçimine bakıldığında J. J. Rousseau'dan (ö. 1778) etkilendiği görülmektedir. Montessori pedagojisinin dayandığı temellerin başında çocuğun kendi geleceğini belirleme yeteneğinin var olması gelmektedir. Ona göre eğitimin görevi, yaşamak için çocuğa yardım etmektir. Bunu yapabilmek için "eğitimde çocuktan hareket" modelini savunanlar, çocukların biyolojik, fizyolojik ve psikolojik yapıları itibarıyla birbirlerinden farklı olduklarını, çocuğun eğitiminde bu farklılıkların dikkate alınması gerektiği üzerinde durmaktadırlar.

        Eğitim antropolojisi ve çocuk eğitimi ile ilgili, biri ulusal öteki ise uluslararası düzeyde iki önemli kaynak yapıt, örnek araştırmalar olarak gösterilebilir: Halkbilimci Sedat Veyis Örnek tarafından yazılmış olan Geleneksel Kültürümüzde Çocuk (1979) ve antropolog Bozkurt Güvenç tarafından yazılmış olan Japon Kültürü (1980), toplumların kendi kültürel değerleri, partikleri, kurumları ve uygulamaları ile çocuğu nasıl şekillendirdiklerinin anlatıldığı örnek çalışmalardır. Kültür ve çocuk yetiştirme, kültür ve kişilik üzerinde çalışmış bir diğer sosyal bilimcimiz de sosyal psikolog Çiğdem Kağıtçıbaşı'dır.

        Sonuç olarak eğitim antropolojisi, gerek aile ve genelde toplum içinde gerekse eğitim kurumlarında eğitimin antropolojik (sosyo-kültürel) temellerine inen bir yaklaşım biçimidir. Özellikle, insanın toplumsallaşma ve kültürleme süreçlerinin genel özellikleri üzerinde durulur. İnsanın eğitici süreçleri tarihsel zaman ve bugünkü toplumlar açısından karşılaştırmalı olarak incelenir. Eğitim antropolojisi, her şeyden önce bio-genetik/biopsişik varlık bütünü olarak değerlendirilen insanın eğitilmesi ve yeteneklerinin geliştirilmesi üzerine odaklanır. Buradan hareketle eğitim antropolojisi, insanın biyolojik oluşumu konusunda geliştirdiği ölçülerle eğitimin amaç ve sorunlarına bakan, onlar arasında uyum arayan bir perspektif olarak tanımlanabilir. Bir başka söyleyişle eğitim antropolojisi, insanın varlık yapısı ve bu yapının nitelikleriyle eğitimin amaçları arasındaki ilişkiyi arayan, yani eğitimin "meşruiyetini" tartışan ve öğelerini eleştiren bir bakış açısıdır.

        YAZAR

        Sabri Çakır

        KAYNAK

        • Akyüz, Hüseyin. Eğitim Sosyolojisinin Temel Kavramları. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1992
        • Aries, Philippe. Centuries of Childhood - A Social History of Family Life. Fransızcadan İngilizceye Çev. Robert Baldick. University of Virginia, 1996.
        • Arslan, Mehmet. "Günümüzde Montessori Pedagojisi." Milli Eğitim 177 (Kış 2008): 66-69.
        • Güvenç, Bozkurt. İnsan ve Kültür. Ankara: Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayınları, 1972.
        • Güvenç, Bozkurt. Japon Kültürü. İş Bankası Yayınları, 1980.
        • Jordan, Cathie. "Translating Culture: From Ethnographic Information to Educational Program." Anthropology & Education Quarterly 16, Sayı: 2 (2009): 105-123.
        • Kağıtçıbaşı, Çiğdem. Kültürel Psikoloji Kültür Bağlamında İnsan ve Aile. İstanbul: Evrim Yayınları, 2007.
        • Mead, Margeret. Coming of Age in Samoa and Growing Up in New Guinea. New York: Morrow, 1930.
        • Montessori, Maria. Çocuk Eğitimi, Montessori Metodu. 5. Baskı. Çev. Güler Yücel. İstanbul: Özgür Yayınları, 1997.
        • Nahya, Nahya Nilüfer. Yay. Haz. Eğitim Antropolojisi - Sosyal, Kültürel, Linguistik ve Etnografik Boyutlarıyla Eğitim. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. 2020.
        • Örnek, Sedat Veyis. Geleneksel Kültürümüzde Çocuk. İstanbul: İş Bankası Yayınları. 1979.
        • Simon, Judith A. "Anthropology, 'Native Schooling' and Maori: the Politics of 'Cultural Adaptation' Policies." Oceania 69, Sayı: 1 (2015): 61-78.
        • Tezcan, Mahmut. Kültürel Antropoloji. Ankara: Kültür Bakanlığı, Kültür Eserleri, 1997.